BUTSO’DAN TARIM VE HAYVANCILIK İSTİŞARE TOPLANTISI
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BUTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik il genelindeki kooperatif başkanlarıyla tarım ve hayvancılık sektörleri hakkında istişare toplantısı düzenledi.
BUTSO Yönetim Kurulu ve Meclis Üyelerinin de hazır bulunduğu toplantıda konuşan Başkan Yusuf Keyik, Oda olarak her iki sektör için de yapılan çalışmaları, hazırlanan raporları ve önerileri hakkında detaylar verdi. Kooperatif başkanlarından gelen soruları cevaplayan Başkan Yusuf Keyik, başkanların isteklerini not aldı. Başkan Keyik, kimi zaman da KÖYKOOP Başkanı Osman Bütüner’i davet ederek başkanların sorunlarına çözüm aramayı sürdürdü. Toplantının sonunda süt soğutma tankları sterilizasyonu hakkında proje geliştiren BUTSO Üyesi Mustafa Kuzu, kimyasalsız temizlik sistemi hakkında sunum gerçekleştirdi.
BUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik, düzenlediği değerlendirme toplantısında şunları kaydetti:
HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE HİJYEN
“Hayvancılık Sektörü her geçen gün kan kaybeden, kan kaybettikçe de beslenmede dışa bağımlılığımızı arttıran, sonuç olarak ülkemizin geleceğini riske eden sosyal açıdan büyük etkilere sahip bir sektördür.
Hayvancılık sektörü dünyada stratejik bir öneme sahip olması sebebi ile tüm devletlerce desteklenmektedir. Artan nüfus karşısında, azalan hayvan sayısı, tarım alanlarının yetersizliği, sektördeki sorunların çözülememesi sektörün her zaman gündemde kalmasına sebep olmaktadır.
Sektör; yapılmış ve yapılmakta olan tüm teşvik ve desteklere rağmen istenilen düzeye gelememiş, her geçen gün eskiyi aratır haldedir.
Ne yazık ki Tarım ve Orman Bakanlığının; sürdürülebilir 5 yıllık, 1 yıllık hatta 1 aylık hedef koyamaması sektörde büyük boşluk oluşturmaktadır.
Dünya genelinde artan nüfus karşısında kaynakların yetersizliği, yakın zamanda gıda, su, ilaç ve tohum sektörlerinde bazı sorunların yaşanacağını şimdiden görmekteyiz.
YEM ÜRETİMİ
Üreticiler için yem üretimi en önemli sorunlardan biridir. Girdi maliyetlerinin dövize endeksli olması yemin fiyatını kontrolsüz bir şekilde artırmaktadır. Girdi maliyetleri dövize endeksli artarken süt fiyatının aynı oranda artmaması üreticiyi mağdur etmektedir.
Mevcut meraları ve mera olarak kullanabileceğimiz alanları hayvan yetiştiriciliğine tahsis etmemiz gerekmektedir. Ayrıca hangi bölgelerde ne tür yem bitkileri yetiştirebileceğimiz belirlenmeli, yetiştiricilerimize eğitim ve gerekli destekler verilmelidir.
Son zamanlarda baskısını daha şiddetli htiren kuraklık sebebi ile istenilen verim alınamamaktadır. Bu da üreticinin daha fazla yem tüketmesine, süt ve et maliyetinin artmasına, karlılığın azalmasına sebep olmaktadır.
DÖVİZ KURU ETKİSİ
Döviz kurunun kontrol altına alınamaması; ithalatta aleyhimize işlemektedir. Her ithal edilen ürün, kendi üreticimizi baltalamaktadır. Üreticilerimiz ithal ürünler karşısında haksız rekabete sürüklenmiş, birçok üreticimiz zor duruma düşmüştür. Et ithalat söylentisi karkas ette fiyatı düşürürken, Karkas etteki düşüş market fiyatlarına yansımamaktadır. Yani üretici her hâlükârda mağdur olmaktadır.
Üreticinin korunması adına ülkemizde yetiştirebileceğimiz hiçbir ürün ithal edilmemelidir.
YURT DIŞI FİYATLARININ DÜŞÜK OLMASI
Yurt dışında sığır et fiyatlarının düşük olması yerli üreticimiz üzerinde adeta baskı oluşturmaktadır. Oysa yabancı ülkelerde domuz etinin tüketilmesi, sığır etine olan talebi düşürmektedir. Genel olarak meralarımız küçükbaş hayvancılığına uygunken, halkımızın büyükbaş hayvan etine yönlendirilmesi de apayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizde ve ilimizde hayvancılık sektörü önemli ölçüde küçük aile işletmeleri tarafından yapılmaktadır. Aile işletmeleri kriz dönemlerinde daha fazla etkilenmektedir. Devlet olarak aile işletmelerinin desteklenmesi sosyal sorumluluk açısından oldukça önemlidir.
ÜRETİMİN DESTEKLENMESİ GEREKİR
Devletimiz; Hayvancılık sektörüne önemli ölçüde desteklemeler vermektedir. Ancak sektör hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişilere sağlanan bina, ekipman ve doğrudan alımının desteklenmesi yerine üretimin desteklenmesi yapılabilse üreticiler korunacak, üretimin artmasına vesile olacaktır.
Süt fiyatlarını belirleyen kurum ve kuruluşlarda görev alanların süt inekçiliği yapmaları yerinde olacaktır. Süt inekçiliği yapmayanların süt fiyatlarını belirlemelerine anlam veremiyorum. Damdan düşenin halini ancak damdan düşen anlar derler.
Sonuç olarak; Süt fiyatı, yem fiyatına endekslenmeli, Bir de kaliteye göre süt fiyatının belirlenmesi yerinde olacaktır.
KÜÇÜK İŞLETMELER DAHA FAZLA DESTEKLENMELİ
İlimizde Büyükbaş hayvan işletme sayısı küçük ölçekli işletme sayısı oldukça fazladır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde küçük ölçekli işletmelerin daha çok desteklenmesinin faydalı olacağını düşünmekteyiz.
BUTSO’NUN ÇALIŞMALARI
Şu ana kadarki söylediğimiz konularda sorunlarımızı dile getirdik, bazı kamu kurum ve kuruluşlarının ilgisizliğinden bahsettik.
Haklı olarak sizlerde Oda olarak ne yaptınız diye sorabilirsiniz.
• 12 Kasım 2012 tarih ve 2012-4758 sayılı yazımız ile BAKA –Batı Akdeniz Kalkınma Ajansına “Hayvancılığın modernize olması, verimliliğin artırılması ve Rekabet edilebilirliğin güçlendirilmesi” konusunda gerekli girişimlerde bulunduk.
• 07 Ocak 2013 tarih ve 2013- 90 sayılı yazımız ile gerek Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve gerekse TOBB’ne yazdığımız yazılar ile 2013 yılı itibari ile Yumurtaların soğuk hava deposunda muhafaza edileceğine dair hüküm gereğince üyelerimizin taleplerini ilgili makamlara ileterek çözüm istedik.
• 23 Şubat 2018 tarihinde Burdur Şeker Fabrikasının özelleştirilmesi sürecinde fabrikanın yerli işletmeciler tarafından satın alınarak işletilmesi konusunda bir konsorsiyum oluşturduk. Burdur’da olmaz dediğimiz konsorsiyum ile Burdur Şeker Fabrikasının ihalesine katıldık.
• 22 Ağustos 2019 Tarihinde sektör yetkilileri ile bir çalıştay tertip ederek Tarım ve Hayvancılık Sektörü ile ilgili sorunları ve çözüm önerilerini belirledik. Bu sorun ve çözüm önerilerini Başta TOBB, Milletvekillerimiz ve ilgili Bakanlıklar ile paylaştık. Ayrıca 365 Oda ve Borsaya bu çalışmamızı göndermek sureti ile lobi oluşturulmasına katkı sağladık.
Bu raporda;
- Süt ve Besi Sığırcılığı,
- Küçük Baş Hayvancılık,
- Süt piyasası ve Süt Tozu Fabrikaları,
- Pilot Bölge seçimi ve Uygun Irkların belirlenmesi,
- Sperm Bankası kurulması,
- Hayvan Hastalıkları ve ölümler konusundaki görüşlerimiz,
- Hayvan Islahı Komisyonlarının kurulması, Meraların ıslahı,
- Kaba Yem ve Hayvan Yemi ikamesi hakkındaki düşüncelerimiz,
- TMO Stok fazlası ürünlerin iç piyasada değerlendirilmesi,
- Buzağı Gün aralığı desteklenmesi gerektiği,
- Hayvancılığı Geliştirme ve Destekleme Fonunun oluşturulması,
- Müstahsil Makbuzu ile satışlarda teşvik primi verilmesi,
- Entegre Hayvancılık özendirilirken; Aile işletmenin korunması,
- Kurdaki dalgalanmaların sektöre etkileri,
- Teşvik Primlerinin her yılın ocak ayında açıklanması ve Teşvik ve desteklerin hayvan ve ürün verimliliğine göre verilmesi gerektiği,
- Sektöre uygun kredi verilmesini istedik.
• 03 Nisan 2020 Tarihinde KGF Genel Müdürlüğüne yazdığımız yazı ile KGF – Kredi Garanti Fonunun Hayvancılık sektörüne kefalet vermesini istedik.
Yukarıda belirttiğimiz konular başta olmak üzere birçok konudaki sorunlarımızı ilgili kurum ve kuruluşlara ileterek çözüm aradık.
KİMYASALSIZ STERİLİZASYON
Bugün bir araya gelmemizin önemli sebeplerinden biri de süt üretimindeki hijyendir.
Bildiğiniz birkaç şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum:
Süt meme salgı bezleri genelde mikropsuzdur. Mikropla bulaşma sağım sırasında veya sağımdan sonra meydana gelmektedir. Sütün bakterilerle bulaşmasını önlemek mümkün değildir. Ancak sağım sırasında, sağım hijyen kurallarına uyulursa bakteri sayısını 20.000 adet/mili litre değerinde tutulması mümkündür. Avrupa Birliği Süt Hijyeni yönetmeliğine göre 1 mili litre sütte bakteri sayısı 100.000’den yüksek olmamalıdır.
(Resmi olarak ilimizde üretilen sütlere ilişkin bakteri oranı tespit edilememiştir.)
Sütün kalitesini bozan unsurlardan biri de kalıntı maddeleridir. Bunların büyük bölümü antibiyotikler ve dezenfektanlardan kaynaklanmaktadır. Özellikle Antibiyotik kalıntısı oldukça önemlidir. Antibiyotik kalıntısı içeren 3 kğ sütün karışması halinde 300 tondan fazla süt bozulmaktadır.
Dezenfektan kalıntı maddeleri ise sağım makineleri ve alet ekipmanları ile sağım alanında aşrı doz kullanılması sonucu meydana gelmektedir.
Sütle temas edecek sağım, toplama ve nakil için gerekli kaplar, taşıyıcılar, tanker gibi alet ve ekipmanlar düzgün, kolay temizlenebilen, dezenfekte edilebilen, aşınmaya dirençli ve insan sağlığı açısından tehlike oluşturmayacak veya sütün özelliklerine olumsuz etkilemeyecek malzemelerden yapılmış olması gerekmektedir.
Bu sebeple hijyen süt ve verimlilik açısından oldukça önemlidir.
Süt hijyeni konusunda sizleri bilgilendirmek üzere Odamız üyelerinden Mustafa Kuzu’yu buraya davet ettik. Söyleyecekleri sektör açısından oldukça önemli olduğuna inanıyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle ilimiz ve ülkemiz için hayvancılık sektörümüzün geleceğinin bereketli ve kazançlı geçmesini diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.”