Denizli'de nilüferleriyle ünlü Işıklı Gölü ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyordu.
Doğal sit alanı ilan edilen, birçok kuş ve ender balık türüne ev sahipliği yapan nilüferleriyle ünlü Işıklı Gölü'ne gelen misafirler, normalleşme sürecinde yoğunluk oluştururken
Denizli'nin Çivril ilçesinde doğal sit alanı ilan edilmiş, eşsiz manzarası ve huzur veren nilüfer çiçekleriyle doğaseverleri ağırlayan Işıklı Gölü'nde ziyaretçi yoğunluğu yaşanıyordu.
Büyük Menderes Nehri'ni besleyen kaynakların üzerinde sulama amaçlı regülatör yapılarak oluşturulan 7 bin 300 hektarlık alana sahip Işıklı Gölü, zamanla görsel güzelliği nedeniyle doğaseverlerin alternatif rotası haline gelmişti. Kent merkezine 120 kilometre mesafedeki yeşille mavinin buluştuğu göl, nilüfer çiçekleriyle ziyaretçilerini kendine çekmeye devam ediyordu. Bölgeye bayram tatili süresince gelen ziyaretçiler, kayıkla göldeki nilüferleri görmek için birbirleriyle yarıştığı anlara şahitlik ettiği günler vardı.
Bu kadar güzellikleri ile bilinen Işıklı göl ziyaretçileri tekrar bu muhteşem manzara ile buluşmak istediklerinde gözlerine inanamadılar. Bu kadar kısa sürede nasıl bu hale geldiğide merak ediliyor.

Türkiye'nin 7'nci büyük gölü olan Burdur Gölü'ndede su seviyesi, en yüksek düzeye ulaştığı 1970 yılı mayıs ayından bu yana 20,29 metre düştü. 54 yılda göl hacmi 7 bin 426 hektometreküpten yüzde 47'lik düşüşle 3 bin 952 hektometreküpe geriledi.
Doğayla uyumlu olmayan planlama ve iklim değişikliğinin etkileri sonucunda dünya genelinde göllerdeki su miktarında düşüş yaşanıyor.

Science dergisindeki yeni makale, son 28 yılda göllerdeki su miktarında küresel bir düşüş olduğunu ortaya koydu. Dünyadaki karasal alanın yüzde 3’ünü kaplayan göller, su kuşları ve diğer canlılar için yaşam alanı olmasının yanı sıra, tatlı su ve gıda sağlama, rekreasyon faaliyetler ve besin döngüsünün devamlılığı için önemli alanlar. Bununla birlikte karbon döngüsü yoluyla iklimi de düzenliyorlar. Dünya yüzeyindeki tatlı suyun yüzde 87’sini barındıran göller için iklim değişikliğinin ve insan faaliyetlerinin yarattığı tehdit düzeyi her geçen gün artıyor. Göllerdeki su miktarı, yağışlardaki ve nehir deşarjındaki değişikliklerin yanı sıra baraj inşası ve su tüketimi gibi doğrudan insan faaliyetlerine ve iklim değişikliğine bağlı olarak değişiyor.