'Bana bir şey olmaz' düşüncesi Kovid-19'a karşı rehavete neden oluyor

Yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanmadan önce bazı kişilerin, "Benim kalbim temiz bir şey olmaz", "O kadar kişi arasından beni mi bulacak", "Yakalansam da grip gibi üç dört gün sonra geçer" gibi yanlış düşüncelere kapıldıkları belirtildi.

Sağlık çalışanlarından edindiği bilgiye göre, bazı kişilerin Kovid-19'a karşı yakalanmadan önceki düşünceleri şaşırtıyor. Tedbirler konusunda yapılan uyarıları çok ciddiye almayanlar, Kovid-19'a yakalandıktan sonra büyük pişmanlık duyuyor.

Tedavileri sonrası taburcu edilen bazı hastaların, "O kadar kişi arasından beni mi bulacak", "Benim bünyem sağlam bir şey olmaz", "Yakalansam da grip gibi üç dört gün sonra geçer",  "Bulaşacak olsa şimdiye kadar çoktan bulaşırdı", "Benim kalbim temiz bir şey olmaz" gibi düşüncelerle salgını küçümsedikleri ortaya çıktı.

 

"Kimse 'Bana bir şey olmaz' düşüncesiyle hareket etmesin"

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, salgına karşı herkesin kendi tedbirini üst seviyede tutması gerektiğini söyledi.

Bazı hastaların ailece salgına yakalandığını vurgulayan Yalçın, şunları kaydetti:

"Özellikle havalar ısınınca insanlardaki yanlış düşünceler vaka sayısının artmasına neden oluyor. Kimse 'Bana bir şey olmaz' düşüncesiyle hareket etmesin. Temastan kaçınılması gerekiyor. Maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulması gerekiyor. Taşıyıcılar var, belirtisi olmadan gezip tozuyor. Hastalarımız bile, 'maske tak' deyince bazen tepki gösteriyor. Biz bu mevsimde rakamların 100'ün altına düşmesini bekliyorduk ancak binler civarında devam ediyor. Maskenin koruyuculuğu var, mutlaka takın. Yazın 2-3 saate bir değiştirin. El hijyeni çok önemli."

Yalçın, kişinin hem kendi hem de diğer insanların sağlığı için tedbiri hiçbir zaman elden bırakmaması gerektiğini dile getirdi.

 

"Rehavet içeren bireysel davranışlar salgın riskini artırmakta"

Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Suat Kolukırık ise Kovid-19'un ciddi tahribata yol açabildiğini ifade etti.

Kovid-19'un küçümsenmemesi gerektiğine dikkati çeken Kolukırık, salgın karşısında "Benim kalbim temiz bir şey olmaz" gibi düşüncelerin hastalığın yaygınlığını ve bulaşmayı artıran en önemli etkenlerden olduğunun altını çizdi.

Salgına karşı toplumsal farkındalık düzeyinin düşüklüğü ve kuralsızlıkların şu ana kadar alınan önlemleri boşa çıkarabileceğini belirten Kolukırık, "Ne yazık ki rehavet içeren bireysel davranışlar, salgın riskini artırmakta ve devam ettirmektedir. Tedbirlerin göz ardı edilmesiyle son haftalardaki vaka sayılarında artışlar yaşanmaya başladı. Salgında ikinci dalga ihtimali, tamamen kurallara uyma, fiziki mesafe ve hijyenle alakalı. Tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Salgınla baş etme mücadelesi ve irademiz en büyük gücümüz olacaktır." diye konuştu.

 

"Bana asla bulaşmaz diyordum"

Antalya'da Kovid-19'u yendikten sonra yoğun bakımdaki hasta için plazma bağışında bulunan 27 yaşındaki Çağlar Çolak, teşhis sonrası zor günler yaşadığını aktardı.

Herkese tedbirlere uyma çağrısında bulunan Çolak, "Evden işe, işten eve giden birisiyim. 'Bana asla bulaşmaz' diyordum ama çok ağır geçirdim. Yüksek ateş, geçmeyen baş ağrısı. Günlerce hastanede kaldım. Gerçekten bu hastalığın şakası yok." ifadelerini kullandı.