Şu gün gelecek bugün gelecek derken en sonunda merak Akşener Burdur ziyaretini gerçekleştirdi. Meral Akşener’in Burdur’a gelişi iki kez hava muhalefetinden dolayı ertelenmişti.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener programında Yeşilova ziyareti, akabinde de Burdur ziyareti son olarak da Bucak ziyaretlerini gerçekleştirdi. Bendeniz Burdur ziyaretinde Meral hanımı dinleme imkanına sahip oldum. Burdur’da Meral hanım Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu ekonomideki gelişmeleri il merkezinde daha iyi anlatabileceğini düşünerek bir de dostum olan Antalya İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Başaran’ı da görmek ve hasbihal etme için alanda bulundum.
Meral Akşener ağzına doladığı sözde 5 çeteden girip gezi olaylarından çıkması, Suriyeli sığınmacıların ülkeye ne denli zarar verdiğinden bahsederken izin verilip Esat’la görüşme imkanını yakalayamadığını, çiftçiye maliyetlerin düşürüleceğini, Burdur’da şeker fabrikası olduğu halde ceviz ezmesi üreticilerin mağdur olduğunu söylemesi bende CHP tabanına oynuyor intibaı oluşturdu.
Neden bu algının oluştuğu sorusuna gelecek olursak; sosyal medyada dolaştığı gibi iç işleri bakanlığı döneminde 28 Şubat kararlarını uygulamaya söz verdiği günleri ve üniversitelerde baş örtüsü konusunda neler olduğunu muhafazakâr kesim unutmadı. Suriyeli sığınmacılar konusunda Suriyelilerin dönmesini kendi halkına kurşun sıkan ve yıllarca PKK liderini besleyen “Esat’la konuşacaktım” demesi, o devirde gelecek partisi genel başkanı Davutoğlu’nun AK Parti dış işleri bakanı olması ve Türkiye’nin başına Suriyeli sığınmacıları bela etmesinin sorusunu altılı masaya sorması gerek. Dünyada konsorsiyum oluşturarak ülkeler arası ihale alan firmalara dil uzatması bunu da tehdidi mukabil söylemde bulunması yıllarca ülkemizde dünya sıralamasına giren bir firmanın olmayışından mutluluk duymasıyla sanki CHP ağzı ile konuşuyor algısı oluştu bende.
Gezi olaylarına atıfta bulunarak şikayetleri dinlemesi, bir konuşmacının Sayın Cumhurbaşkanının söylemi üzerine Antalya’da mahkemeye gideceklerini söylemesi, sözde güven duymadıkları adalete sığınmaları, gezi olaylarının vahametini önceki yazımızda da kaleme aldığım gibi hükümete karşı bir hafta önce kurulan dış kaynaklı bir operasyon olduğunu muhafazakâr kesimden gelen bir lidere hiç yakışmadı. Çiftçiye maliyetlerin düşürüleceğini söylemesi bunun üzerinden çiftçinin umut kapısı olmasını iç siyasette anlam kazanırken, şeker fabrikasının Burdur’da olması ve şekerin başka illerde paketlenerek Burdur’da tekrar satışa sunulması, çıkış fiyatının iki misline piyasaya sürülmesi de Burdur’lu girişimcilerin ve siyasilerin beceriksizliği olsa gerek.
Sonuç olarak Meral Akşener’in gezi olaylarının sanığı Osman Kavala 6-7 Ekim olaylarının sanığı Selahattin Demirtaş’a bakış açısı belli olurken, muhafazakâr kesimden oy alamayacağını, her ne kadar altılı masada olsa da seçimler yaklaştıkça CHP söylemlerine daha çok ağırlık vereceği, ana muhalefet partisi olmaya oynadığı bendenizde hasıl oldu. Hitap ettiği alanda İYİ Partiliden çok CHP’lilerin olması, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinden bir kat daha ileri söylemlerde bulunması, Burdur CHP içinde ki iç mücadelesini fırsat bilerek Burdur’da CHP tabanına oynadığının da bir göstergesi olsa gerek. İYİ Parti muhafazakâr ve milliyetçi kesimden kopardığı oylar miting alanında bulunan bozkurt işareti yapanlardan anlaşılıyor. Şimdi ise CHP seçmenine göz dikmesi olarak bakılabilir. Meral Akşener her ne kadar “başbakan olacağım” dese de hedefinde ana muhalefet partisi olmak var.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…