Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonuna (TESK) bağlı küçük esnaf sayısı 2 milyonu geçmekte. Bu da ülke ekonomisinde esnafın ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi. Emekli olup hayata tutunmak ve ekonomiye katkı vermek, birkaç eleman çalıştırmak için mücadele edenlerin oranı ise yüzde 28’i bulmakta. Bunun da ülke ekonomisinde ne denli önemli olduğunun göstergesi olsa gerek. Önce bir emekli neden ticarete atılır bunun analizini yapmak gerek… Birkaç kişi çalıştırıp hem istihdama katkı vermek hem de birkaç kişiye iş alanı açmak için olsa gerek. Kişinin iç dünyasında yıllarca ezilmişliğin veya emir altında çalışmanın, kıt kanaat geçinmenin sendromu veya çocuklarına iyi bir gelecek bırakmak hayali olsa gerek. Yıllarca bu emeklilerin iş yeri açtığı için bir de kesinti yaptılar. Elhamdülillah ondan kurtulduk. Emekli; ikramiyesi ile küçük ve kendini idare edecek birkaç kişi çalıştıracak bir iş yeri açmakta. Kahve köşelerinden kurtulup benim iş yerim var hayali ile her gün iş yerine gelinmekte…     2021’de 2900 lira maaş alan bir emekli, asgari ücretli çalışanın 2825 lira maaşını karşılamış oluyordu. Düşüncesi şu idi; iki kişi çalışıyorsa zararda etsem bir işçiyi emekli maaşımdan öderim diğerini de ben karşılarım mantalitesi olarak bakmakta idi… Şimdi ne oldu da sene başında emekli maaşı asgari ücreti karşılamadığı gibi şimdi karşılamak için 750 lira daha eklemek zorunda kaldı. Yeni hesaplamalara göre bir asgari ücret işverene 7650 liraya mal olmakta. Üç kişi çalışan bir işletmeye aylık maliyeti 23bin lirayı bulmakta. Bunun sonucunda da işsizliği tetikleyecek ve merdiven altı dediğimiz gayri resmi çalışmaların önü açılmakta. Bir işçinin aldığı maaş yeterli mi? Yeterli değil! Bugün açlık sınırının altında. Önce ülke olarak üretmek zorundayız, alım gücünü yükseltmek zorundayız. İşçinin emeklinin maaşı cebine girmeden fiyatların artmasının önüne geçmek gerek. Yoksa emekli ve asgari ücretlinin maaşını ne kadar artarsa artsın cebine germeden eriyorsa maaşları artırmanın bir getirisi olmaz!   Bu gidişat dağa kaçan, yurtdışına kaçan milletvekillerine maaş vererek birbirlerini yiyen, toplumu kutuplaştıran zihniyetin, emekli vekillerin maaşına gelince birlik olanları, üç beş yerden maaş alanları, bir emekli milletvekilinin 20 bin liranın üzerinde maaş aldığı halde kiramızı bile ödeyemiyoruz edebiyatına artık kimse inanmıyor. Allah-u Teâlâ bu milletin hakkına tüyü bitmemiş yetimin nafakasına göz koyup, yiyim yiyip de doymadık diyenlerin şerrinden bizleri korusun (âmin). Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle…