ABD güdümlü FETÖ hain örgütün kalkışmasını engellemek bu ülkeye 250 şehit ve 2400’ün üzerinde gazinin bedel ödemesine sebep oldu. Darbenin üzerinden tam altı sene geçmesine rağmen hala ülke olarak devletin içine sızmış hainlerden temizlenmesi için mücadele verilmekte. Bu mücadele genellikle Türk silahlı kuvvetlerinin içinde verilmekte. Ülkenin konjonktürüne bakıldığında darbe girişimleri ancak Türk silahlı güçlerince yapılınca öncelikler bu kuruma kaydırılmış, diğer kurumlar ise Allah’a emanet… İstanbul başsavcılığının açıkladığı gibi darbeye karışan personelden fazla kripto FETÖ’cü hücrelerin bulunduğu tespit edilmiş.
FETÖ hain örgütünün kalkışmasına karşı devletin gösterdiği refleks kimi kesimler tarafından fazla bulunurken kimi kesimler tarafından mağduriyetlerin oluştuğu, masum insanların inancı dolayısı ile bu örgütün toplantılarına katıldığı, çocuğunun iyi bir eğitim alması için okullarına gönderildiği, faiz yememek için bankalarına para yatırıldığı veya gazetelerini almanın suç sayıldığı, bu yapıya kendilerini yönlendiren siyasilerin bedel ödemezken, kendilerinin bedel ödediği söylemleri toplumun bütün katmanlarında bu algıyı oluşturuyor. Mahkemelerde sanıkların çoğu isim vererek beni şu siyasi kişi bu örgütle tanıştırdı demeleri de mahkemelerde ceza almalarından kurtaramadı. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu örgütün tabanı hizmet, ortası ticaret, tavanı hıyanet çetesi derken operasyonlarda sadece hizmet katında kalındığı, daha ticaret ve hıyanet kademesine gelemediği algısı da hafızalara yerleşmiş durumda. Zaten ticaret ve hıyanet çetesine hiçbir zaman gelemeyeceğiz.
Bu söylem ve algılar irdelendiğinde karşımıza üç ana temel sebep çıkmakta;
1. 17/25 Aralık 2013’den sonra FETÖ irtibatlı siyasilerin savcılıklara giderek bildikleri konuları ve yapıyı anlattıkları, ifade verdikleri ve bu yapıdan ayrıldıkları, halkın gözünde sivil toplum örgüt liderlerinin de aynı yola başvurdukları, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu örgütün hain bir örgüt olduğu söylemine katıldıkları ve mücadelesine destek verdikleri,
2. Bu FETÖ hain örgütün 17/ 25 aralıktan sonra kripto yapılar oluşturarak diğer sivil toplum örgütleri, dernek vakıf ve cemaat guruplarına katıldığı, izlerini sildiği buralarda iyi mertebelere gelindiği, FETÖ örgütünün dershanelerin kapatılmasından sonra toplumun alt kademelerinde AK Parti düşmanlığı oluşturulmaya çalıştığı, bu oluşumun ana hedefinin de Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ismi olarak karşımıza çıkmakta,
3. FETÖ örgütünün en büyük destekçilerinin ise muhalefet partilerinden geldiği, bu desteğin FETÖ örgütü ile irtibatlı olduğu için değil, Sadece Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan düşmanlığından kaynaklandığı, düşmanımın düşmanı dostumdur mantalitesi işlendiği, seçimlerde iktidar partisinin yıllarca arka bahçesi olarak bilinen bu yapının güçlü bir oy potansiyeli olarak bakıldığı, bu örgütün sözde desteğini alınca iktidara gelinebilineceği hesaplanmış gözükmekte. Bugün muhalefet partilerin askeri öğrencileri ve sözde FETÖ mağdurlarına görevlerine geri dönme sözünün verilmesi bunun bir göstergesidir. ABD eski güvenlik danışmanı John Bolton’un söylediği gibi bazı ülkelere darbe girişimini desteklemelerinin bir sonucu mu ve hala bu tasfiyelerin etkisindeler mi?
Sonuç olarak FETÖ terör örgütü yıllarca devlet içindeki yapılanması 15 Temmuz hain kalkışmasından sonra gün yüzüne çıkınca; devlet içindeki terör örgütü sempatizanları ihraç ve tutuklamalarla etkisiz hale gelince savunma mekanizması olarak mahkemelerin verdiği örgüt üyeliğinden ve yardım yataklık gibi alt cezaların üzerinden ajitasyon yaparak hükümetin zulüm yaptığı, bunun bir tiyatro olduğu, ceza evlerinde yatanların çoğunun suçsuz olduğu, siyasilere bir şey olmadığı, hala iktidar partisi ve bakanlıklar içinde FETÖ’cü siyasilerin olduğu söylemleri bu toplumun aklını karıştırmış durumda. Bu mücadelenin en az 20 sene süreceği düşünülüyor. FETÖ’nün en büyük zararının ise ülke genelinde ılımlı İslam modelini toplumun hafızasına yerleştirerek içi boşaltılmış bir inanç oluşmasına sebep olduğu, darbe girişimi üzerinden altı sene geçmesine nazaran FETÖ’nün projesi olan taburelerde namaz kılmak. Camilerin içine tabure koyarak kiliseye çevirme fitnesinden kurtulamadığı buna da diyanetin göz yumduğu da bir gerçek olarak karşımıza çıkmakta. Bu algıyı da iktidar partisi olarak vermekteyiz. İktidar partisi olarak diyanete sadece kutlu doğum haftasını kaldırmış durumdayız…
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…