Merhaba, Yerel seçimler yaklaşıyor. Yine Bizans oyunları devreye girdi... Söz konusu oyunları daha sonra açıklayacağım. Konumuza dönelim. Bizim için hangi partinin kazandığı önemli değildir. Önemli olan; 1.Devletin toprak bütünlüğünü koruyabilecek güçte, azimde ve kararlılıkta olması… 2.PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerini meşrulaştırmaya çalışmaması… 3.Sırtımızı PKK veya YPG’ye dayadık diyen HDP gibi partiler ile iş birliği içinde olup PKK’ya yapılan operasyonu engellememesi ve özerklik sözü vermemesi… 4.Enflasyonu aşağılara indirmesi, 5.Halkın alım gücünü yükseltmesi, 6.Marketlerin sattıkları ürünlere her gün zam yapanların engellenmesi, 7.Kirayı bahane ederek her gün zam yapan esnafların denetlenmesi… Sevgili okuyucularım, Yukarıda çerçeveyi çizdim. Bu çerçevenin içinde siyasi partilerin birbirleriyle iletişimi meşrudur. O halde siyasi partilerin yapması gereken işleri sıralayalım: 1.Meclise düzenli gitmek, 2.Milletvekillerin, ayda bir defa bölgelerine gidip seçmenin dertlerini meclise taşımak...  3.Vergi konusunda, kafa yormak. Konuyu biraz açalım: Hem zenginden hem de dar gelirli vatandaştan aynı oranda vergi alınmasını engellemek için milletvekillerinin mecliste konuşması ve önerge vermesi gibi… Örnek: Araba alırken dar gelirlilerin, çiftçilerin, küçük esnafın ve fabrikatörlerin aynı oranda ÖTV ve KDV gibi vergilerde adaleti sağlamak için gayret sarf etmek... Çünkü dar gelirli vatandaş da emekli de arabaya binmek istiyor... 4.Zenginler, fabrikatörler yaptıkları giyisi ve gıda harcamalarını şirketten gösterip vergiden düşürebiliyor. Dar gelirli vatandaşların böyle bir imkânı yoktur. Dar gelirliler KDV ve ÖTV’de zenginler ile aynı vergiyi ödüyor… Bu konuda milletvekillerinin çalıştığını göremedik… 5.Siyasilerin TV ekranlarında "ben demedim mi" veya "şöyle uyardım, böyle uyardım" yerine meclise gidip konuşmaları ve vergi adaleti konusunda çalışma yapmaları ve   önerge vermeleri gibi… 6.Önerge verirsem kabul edilmeyecek deyip aslı görevini ihmal etmemek. Konuyu açalım: Önergenin kabul edilip edilmesi önemli değildir. Milletvekilleri, halkın avukatlığını yapması, mecliste konuşması ve önerge vermesi önemlidir... Yani liyakatlı olması… Siyasi liderler şov yaptı ama sorunları meclise taşımadılar, çünkü samimi değiller, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde siyasi liderler eline mikrofonu aldı ev ev dolaştı TV’de anlattı ama sorunları meclise götürmedi… Siyasiler, şov yaptı halkın yanındayız havasını verdiler ama halk yutmadı… Çünkü sorunlar mecliste çözülür, ekranlarda çözülmez… Ekranlarda şov yapıldığını halk biliyor… Halk  diyor ki sayın milletvekilleri: 1.TV’de konuşup şov yapma, 2.Ben demedim mi veya ben uyardım gibi cümleleri kurma, meclise git konuş ve çözüm için önerge ver, 3.Bizi kandırmayın…  Değerli okuyucularım 28 Mayıstan bugüne kadar siyasiler ne yaptı? 1.Liderlerin dayatması ile seçilen milletvekilleri halkın ihtiyaç duyduğu konularda meclise gitmediler, gittiyseler de konuşmadılar ve önerge vermediler… Çünkü milletvekilleri siyasi liderleri patron olarak görüyor, halkı patron olarak görmüyor… 2.İstanbul’un Beykoz ilçesinde iktidar ve muhalefet milletvekilleri telefonlarını halka kapattılar. İktidar partisinin telefona cevap vermediğine şahidim. Muhalefetteki arkadaşlarım da bölge milletvekillerinin verdiği telefonlardan cevap alamadıklarını teyit ettiler... Çünkü milletvekilleri halkı patron olarak görmüyor… 3.Motorlu taşıtlar vergisinin bu yıl iki kez ödenmesini öngören ek bütçe kanunun görüşmelerine 150 milletvekilinin meclise girmediler… Milletvekilleri, halkı patron olarak görseydi meclise gitmek zorundaydı… Değişim: Sadece CHP’nin değil, bütün siyasi partilerin değişime ihtiyacı vardır. Gönül arz eder ki değişimin öncülüğünü CHP yapsın… Sevgili okuyucularım, 1.Liderlerin dayattığı milletvekili adaylarını seçme sistemi yok edilmelidir…  2.Halk, istediği kişileri milletvekili seçebilme sistemi getirilmelidir…   İşte  yukarıda yazdığım iki maddenin adı değişimdir… Bu değişim olmadan milletvekilleri, halkı patron olarak görmeyecektir…   Bütün siyasi partilere demokrasinin gelmesi için milli düşünmeliyiz ve samimi olmalıyız… Selam ve saygılarımla…