Türkiye gündemine oturan nakarat “yok tek adam yok faşist” bir anlayış, siyasilerin bir birlerine söyledikleri...
Her siyasi partinin sığınacağı bir söylem olarak hafızalara kazındı faşizm. Biraz genel siyasetten sıyrılıp yerelde faşizm nasıl uygulanıyor buna bakalım:
Türkiye genelinde kentlerde bir anlayış var; bulunduğu kente kim yatırım getirmeye çalışırsa “ben yaptım oldu” anlayışı. Yani iktidar ve muhalefet yan yana gelemez, yapılan bir yatırım ya toplumun isteklerini karşılamaz ya da yarım kalır. Suçlu ise zamana bırakılır. İktidar muhalefetin engellemesi ile bu yatırımın gedük kaldığını anlatmaya çalışır, muhalefet ise iktidarın yaptığı yatırımın yanlış olduğunu söylemlerle dile getirir…
2002’den beridir iktidarda olan AK Parti’nin en çok zorlandığı konulardan biri de küçük kentlerde yatırımların hedefe ulaşamamasından kaynaklanmakta. Bunun sebebi ise seçilen belediye başkanları veya milletvekillerinin istişare edememesi, yan yana gelememesi olarak gösterilebilir.
Türkiye geneline örnek olacak bir kent olarak Burdur gösterilebilir:
2002’den beri 3 vekile sahip Burdur 2 AK Parti, 1 CHP milletvekili oldu; sadece bir dönem 7 Haziran seçimlerinde 3 aylık MHP bir milletvekiline sahip oldu. Yani Burdur’un 15 senelik kalkınmasında öncülük eden parti AK Parti oldu. Buna nazaran belediye başkanlığı uzun yıllar CHP elinde idare edilirken, 2004’de AK Parti rüzgarı ile AK Partili belediye başkanlığına geçti. Yatırımlar incelendiğinde ise aynı partiden olmasına nazaran muhalefet ve iktidarın yan yana gelemeyişinden kaynaklandığı, “ben yaptım oldu” mantığı yatırımlarda günü kurtarma politikasından ileri gitmediği gözükmekte.
Bugün ise Burdur’da yapılacak ister sağlık yatırımları olsun isterse de ekonomik yatırımlar olsun aynı mantalitenin değişmediği, iktidarın muhalefete, muhalefetin de iktidara sözde siyasi güç vermemek gücün kendinde toplanması olarak bakılarak şehrin gelişmesinin engellendiği gözükmekte.
Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanının söylemi ile 2023, 2053 ve 2071 hedefleri oluşturulurken, bir ülkenin geleceği şekillenmektedir. Hem cumhurbaşkanı sıfatı ile hem de iktidar partisi sıfatı ile bu hedefler konurken kendi teşkilatlarının bu hedeflere ulaşılması için kısır siyaset yapması, muhalefetin de siyasi çıkar uğruna yatırımların önünde set çekmesi akıllara şu soruyu getiriyor: Bir kentin kalkınmasını sadece ego uğruna engelleyen, “benim dediğim olacak” mantığı ile giden, yan yana gelip şehrin kaderini değiştirmek için proje üretmeyen, siyasilerin kısır çekişmesini facebook ve twitter paylaşımlarından haber yapan, kollarını sıvamayan mülki idarecilerden, siyasetçisine varıncaya kadar faşist bir düşünceyle şehrine hizmet etmeye çalışan kim acaba?
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle…