Bu yazıyı kaleme alıp almamakla kararsızdım. Ancak uyarmak mecburiyetinde olduğumu, bunun bir gazetecin görevi, sorumluluğum gereği ile kaleme aldım. İnşallah Burdur Valisi Sayın Hasan Şıldak da bu uyarıyı iyi niyetli bir uyarı olarak değerlendirir.
Konuya geçmeden önce bir örnekle taçlandıralım: 1977’de Pakistan’da seçimlerden sonra iç kargaşaların nüksetmesi ile 1978’de genel kurmay başkanı olan şehit rahmetli Ziya Ül Hak yönetime el koyarak devlet başkanı oldu. 7 seneye yakın süren sıkıyönetim 1985 yılında seçimle iktidara gelince sıkı yönetimi de kaldıran, 11 sene süren iktidarında Müslüman ülkeler içinde ilk atom bombasını yapan, Pakistan, Bangladeş, Afganistan, Malezya, İran, Irak, Türkiye Körfez Ülkeleri Asya Ülkeleri ortak pazar kurması için çalışma yapan bir lider. Kendisine “Türkiye’ye çok gidiyorsun, davet olmadan gidiyorsun” diye eleştirenlere “İnsan Müslüman din kardeşinin evine davetle mi gidecek!” diyerek “Pakistan’ın Türkiye’nin doğudaki son vilayeti” diyecek kadar Türkiye sevdalısı bir lider. Kendisine yapılabilecek bir suikastın önleyebilmek için nereye gitse Pakistan’da görev yapan ABD büyük elçilerini yanına alarak gitmesi bile suikastı engelleyememiştir. Uçağının havada patlatıldığında hem yardımcıları ve bakanları hem de ABD’nin Pakistan büyük elçisi vardı. ABD’nin Hindistan büyük elçisi yazdığı kitapta bu suikastın arkasında MOSAD olduğunu, rahmetli Ziya Ül Hak’ın çok tedbir aldığını ve çok suikasttan kurtulduğunu, başarılı olamayan MOSAD’ın en sonunda ABD büyükelçisinin de uçakta olduğunu bildiği halde suikast yaptığını yazmıştı! Ziya Ül Hak şehit edildiğinde devletin bütün birimleri çökmüş, yıllarca toparlanmaya çalışan bir devlet halini almıştı.
Gelelim konumuza; Burdur Valisi Sayın Hasan Şıldak Burdur’a atandığında toplumun teveccühünü kazanırken ince eleyip sık dokuması bir nebze anlaşılabilir ancak cumhurbaşkanlığı sisteminde hızlı hareket etmek, zamanında atama yapmak, toplumun beklentilerini de çözmek mecburiyetindedir! Sayın Şıldak ilçeleri tanımak, incelemelerde bulunmak için gittiği ilçelere bütün daire müdürlerini götürmesi, bir sorun varsa anında çözme isteği gözlerden kaçmazken tasarruf tedbirleri uygulamak amacı ile bütün daire müdürlerini bir araca bindirmesi de gözlerden kaçmamaktadır! Allah korusun bir kaza olduğunda, bir istenmeyen olay olduğunda bütün birimlerin çökeceğini de hesaplamak gerek. Sayın Vali’nin bu idarecileri birkaç guruba bölerek yolculuk yaptıramaz mı? Böyle bir tehlikeyi ortadan kaldıramaz mı?
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…