CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

AK PARTİ’NİN ÜLKÜCÜLERDEN HELALLİK İSTEMESİ LAZIM

Bu cümleyi duyan AK Partili dostlarımızın nasıl sinirlendiğini, neler söyleyebileceğini tahmin eder gibiyim. Neden AK Parti’nin Ülkücülerden helallik dilemesi gerektiğini anlatmaya çalışalım biraz fikir jimnastiği yapalım.   AK Parti 2002’de iktidara geldiğinde aldığı oy tabanı Millî Görüşçü, Ülkücü kesim ve tarihin tozlu sayfalarına gönderilen ANAP ve DYP idi. Yani muhafazakâr kesimin oylarıyla iktidara gelen AK Parti ilk 4 senesinde mükemmel bir idare yönetimi, ekonomik yapılanma ve kalkınma ile teveccüh kazandı. Yüzde 35’le iktidara gelen AK Parti bu teveccüh üzerine bir sonraki seçimde 2007’de yüzde 46 ile 2011’de de yüzde 49’la; yani 2002’den 2007’ye kadar halkın teveccühünü kazanan Ak Parti oylarını artırarak devam ettirdi.   2006’dan sonra AK Parti’nin bütün organlarına sızan FETÖ’cü grup devletin bütün imkanlarından yararlanarak partinin de desteğini alarak devlette ne kadar makam mevki varsa ele geçirdi. Bürokraside ne kadar Ülkücü varsa ne kadar liyakat sahibi idareci varsa tasfiye edildi. Karşı çıkıldığında ise AK Parti yetkilileri ‘bizlerde eski Ülkücüyüz, namaz kılanı, bize biat edileni getirdik ne yapalım kafatasçı mı getirelim’ söyleminden ileri gitmedi.   Yılların verdiği ezilmişlik, tasfiye edilmek, dışlanmışlık Ülkücü kesimi içinde de rahatsızlık oluşturdu. Gelişen bu rahatsızlık o kadar ileri gitti ki, kimilerine göre proje partisi, kimilerine göre iktidara gelme hırsı, kimilerine göre de dışlanmışlığın verdiği bir intikam olarak yeni kurulan bir parti olan İYİ Partiye geçiş sağlandı. Bu geçişin ana sebebi olarak da iktidar hırsı ve ezilmişlik. Bu da Tayyip Erdoğan üzerinden AK Parti düşmanlığına dönüştü. Bu ezilmişlik ve dışlanmışlık o kadar ileri gitti ki İYİ Partinin CHP ile anlaşması, HDP’ye göz kırpması umurlarında bile olmadı ve önüne konan sandığa gidildiğinde düşmanımın düşmanı dostumdur mantalitesi sandığa yansıdı.   17/25 aralık 2013’den  sonra umutlanan  ülkücü kesim   15 Temmuz vatan hainlerinin darbe girişiminden sonra İstanbul düzenlenen mitingde oluşan ‘Yeni Kapı Ruhuna’ bile MHP’ye gönül veren Ülkücülerin şüphe ile bakmasına vesile oldu, ülkücülerin hep hafızalarında şu deyim oluştu ‘artık AK Parti bu FETÖ’nün vatan haini olduğunu öğrendi, bu hainlerin devlet içindeki yapılanmalarını gördü, bundan sonra ‘Ülkücü kıyımı olmaz’ en azından devlete alınacak veya görev verilecek idareciler, liyakat sahibi ve devlet, millet aşığı olan vatan severler gelir. ‘Ayrıcalık istemiyoruz, liyakat sahipleri gelsin bu da yeter’ algısı oluşurken, beklentileri hüsrana dönüştü. Tavanda Genel Başkanlar her konuda hiçbir beklentileri olmadan anlaşırken, devletin bekasını öne sürerken, tabanda da bu kıyımın devam etmesi hala FETÖ’nün bütün toplantılarına giden Allah korusun FETÖ’nün başarılı olması durumunda en ön saflarda yer alacakların göreve getirilmesi MHP’li belediyelere eziyet edilmesi, ülkücü kesimin tepkisinden çok kinlenmesi anlamına geldi.   Sonuç olarak bu seçimlerde hem iktidar partisine hem de muhalefete ders çıkarması için bir imkân verildi. Bölücü terör örgütleri ile iltisaklı olan parti HDP’nin oylarını doğuda AK Parti, batıda ise CHP almış durumda. Bu analiz doğru yapıldığında ise HDP seçmeninin kendine yakın bulduğu partilere kayacağı, doğru politikalarla bölücü örgüt iltisaklı partinin eriyeceği de bir gerçek olarak karşımıza çıkmakta.   Büyük şehirlerde seçmenin CHP’ye oy vermesi ancak belediye meclisini ve il genel meclisinde vermemesini de CHP’nin iyi okuyup ‘bizler nerde yanlışlık yaptık da il genel meclisi ve belediye meclis oylarını alamadık’ hesabını yapması, iktidar partisi de tam tersini düşünerek neden büyük şehirde oy alınamayıp il genel meclisinde ve belediye meclisinde güçlü çıktık hesabı yapması gerek. O yüzdendir ki AK Parti muhafazakâr ve milliyetçi oylara talip olmak istiyorsa ülkücü kesiminden helallik dileyip yıllardır yapılan yanlışlığa bir dur demesi gerekmektedir. CHP’de Sosyal Demokratların oyunu almak istiyorsa ona göre politika üretip Millet İttifakını güçlendirmek zorundadır. Cumhurbaşkanlığı Sisteminde ittifakların devam edeceği göz önünde bulundurulursa AK Parti’nin ülkücü kesimini kaybetmemesi için ülkücü kesimle helalleşmesi gerekmektedir.   Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…   
Ekleme Tarihi: 10 Nisan 2019 - Çarşamba
CEMALETTİN BEKTAŞ

AK PARTİ’NİN ÜLKÜCÜLERDEN HELALLİK İSTEMESİ LAZIM

Bu cümleyi duyan AK Partili dostlarımızın nasıl sinirlendiğini, neler söyleyebileceğini tahmin eder gibiyim. Neden AK Parti’nin Ülkücülerden helallik dilemesi gerektiğini anlatmaya çalışalım biraz fikir jimnastiği yapalım.

 

AK Parti 2002’de iktidara geldiğinde aldığı oy tabanı Millî Görüşçü, Ülkücü kesim ve tarihin tozlu sayfalarına gönderilen ANAP ve DYP idi. Yani muhafazakâr kesimin oylarıyla iktidara gelen AK Parti ilk 4 senesinde mükemmel bir idare yönetimi, ekonomik yapılanma ve kalkınma ile teveccüh kazandı. Yüzde 35’le iktidara gelen AK Parti bu teveccüh üzerine bir sonraki seçimde 2007’de yüzde 46 ile 2011’de de yüzde 49’la; yani 2002’den 2007’ye kadar halkın teveccühünü kazanan Ak Parti oylarını artırarak devam ettirdi.

 

2006’dan sonra AK Parti’nin bütün organlarına sızan FETÖ’cü grup devletin bütün imkanlarından yararlanarak partinin de desteğini alarak devlette ne kadar makam mevki varsa ele geçirdi. Bürokraside ne kadar Ülkücü varsa ne kadar liyakat sahibi idareci varsa tasfiye edildi. Karşı çıkıldığında ise AK Parti yetkilileri ‘bizlerde eski Ülkücüyüz, namaz kılanı, bize biat edileni getirdik ne yapalım kafatasçı mı getirelim’ söyleminden ileri gitmedi.

 

Yılların verdiği ezilmişlik, tasfiye edilmek, dışlanmışlık Ülkücü kesimi içinde de rahatsızlık oluşturdu. Gelişen bu rahatsızlık o kadar ileri gitti ki, kimilerine göre proje partisi, kimilerine göre iktidara gelme hırsı, kimilerine göre de dışlanmışlığın verdiği bir intikam olarak yeni kurulan bir parti olan İYİ Partiye geçiş sağlandı. Bu geçişin ana sebebi olarak da iktidar hırsı ve ezilmişlik. Bu da Tayyip Erdoğan üzerinden AK Parti düşmanlığına dönüştü. Bu ezilmişlik ve dışlanmışlık o kadar ileri gitti ki İYİ Partinin CHP ile anlaşması, HDP’ye göz kırpması umurlarında bile olmadı ve önüne konan sandığa gidildiğinde düşmanımın düşmanı dostumdur mantalitesi sandığa yansıdı.

 

17/25 aralık 2013’den  sonra umutlanan  ülkücü kesim   15 Temmuz vatan hainlerinin darbe girişiminden sonra İstanbul düzenlenen mitingde oluşan ‘Yeni Kapı Ruhuna’ bile MHP’ye gönül veren Ülkücülerin şüphe ile bakmasına vesile oldu, ülkücülerin hep hafızalarında şu deyim oluştu ‘artık AK Parti bu FETÖ’nün vatan haini olduğunu öğrendi, bu hainlerin devlet içindeki yapılanmalarını gördü, bundan sonra ‘Ülkücü kıyımı olmaz’ en azından devlete alınacak veya görev verilecek idareciler, liyakat sahibi ve devlet, millet aşığı olan vatan severler gelir. ‘Ayrıcalık istemiyoruz, liyakat sahipleri gelsin bu da yeter’ algısı oluşurken, beklentileri hüsrana dönüştü. Tavanda Genel Başkanlar her konuda hiçbir beklentileri olmadan anlaşırken, devletin bekasını öne sürerken, tabanda da bu kıyımın devam etmesi hala FETÖ’nün bütün toplantılarına giden Allah korusun FETÖ’nün başarılı olması durumunda en ön saflarda yer alacakların göreve getirilmesi MHP’li belediyelere eziyet edilmesi, ülkücü kesimin tepkisinden çok kinlenmesi anlamına geldi.

 

Sonuç olarak bu seçimlerde hem iktidar partisine hem de muhalefete ders çıkarması için bir imkân verildi. Bölücü terör örgütleri ile iltisaklı olan parti HDP’nin oylarını doğuda AK Parti, batıda ise CHP almış durumda. Bu analiz doğru yapıldığında ise HDP seçmeninin kendine yakın bulduğu partilere kayacağı, doğru politikalarla bölücü örgüt iltisaklı partinin eriyeceği de bir gerçek olarak karşımıza çıkmakta.

 

Büyük şehirlerde seçmenin CHP’ye oy vermesi ancak belediye meclisini ve il genel meclisinde vermemesini de CHP’nin iyi okuyup ‘bizler nerde yanlışlık yaptık da il genel meclisi ve belediye meclis oylarını alamadık’ hesabını yapması, iktidar partisi de tam tersini düşünerek neden büyük şehirde oy alınamayıp il genel meclisinde ve belediye meclisinde güçlü çıktık hesabı yapması gerek. O yüzdendir ki AK Parti muhafazakâr ve milliyetçi oylara talip olmak istiyorsa ülkücü kesiminden helallik dileyip yıllardır yapılan yanlışlığa bir dur demesi gerekmektedir. CHP’de Sosyal Demokratların oyunu almak istiyorsa ona göre politika üretip Millet İttifakını güçlendirmek zorundadır. Cumhurbaşkanlığı Sisteminde ittifakların devam edeceği göz önünde bulundurulursa AK Parti’nin ülkücü kesimini kaybetmemesi için ülkücü kesimle helalleşmesi gerekmektedir.

 

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.