Bu köşeden ne kadar eleştirirsem eleştireyim “imam bildiğini okuyor” diye güzel bir atasözümüz vardır. “Cuk oturdu” diye bu anlayış için söylenmiş demekten kendimi alamadım. Burdur’da 7.si düzenlenen tarım ve hayvancılık fuarında organizasyon şirketinin de yaptığı bu olsa gerek.
Fuar organizasyon şirketi bendenize felaket tellallığı yapıyor diye eleştirilerde bulunsa da 7.si düzenlenen bu fuara “neden git gide küçülüyor? Neden ilk yıllardaki gibi heyecan oluşmuyor? Neden fuar alanı keşmekeş düzen yok” sorusunu kendilerine sormamız gerek.
Başarılı olan fuarlar incelendiğinde mutlaka o ilin o yörenin bir kültür varlığı veya yiyeceği ön plana çıkarılmakta. Burdur’da da Burdur şiş kebap dediğimiz bir damak zevkimiz var. Fuarın ilk yıllarında bu gelenek haline neden dönüştürülmedi anlamak mümkün değil. Bir kere denendi hatırladığım kadarıyla bir saatte bir ton et tüketildi. Binlerce ziyaretçi geldi bir anda fuar alanı ana baba günü gibi oldu.
Fuar organizasyon şirketi ne kadar eleştirileri hak ediyorsa bir o kadar da bu fuara öncülük eden sivil toplum örgütleri ve siyasi iradeden tutunda mülki idarecilere varıncaya kadar eleştirileri hak ediyor. Hadi dedik organizasyon şirketi yapmıyor beceremiyor sizler ne işe yarıyorsunuz göreviniz sadece boy göstermek mi?
Evlere şenlik birde açılış programı yapıldı. Konuşmacılar tarihin tozlu sayfalarından girdi bugüne getirdi. Kimi çözüm önerileri sundu, kimi Türkiye’de hayvancılığın ve tarımın bittiğini söyledi, kimi de Sayın Tarım Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi’nin bu işin uzmanı olduğunu, bu sıkıntılardan çıkacaklarını, tarım ve hayvancılığın sorunlarını bildiğini, çözüm odaklı çalışacaklarını söyleyerek önceki bakanların beceriksiz olduğunu anlatmaya çalıştı.
Sonuç olarak Burdur tarım ve hayvancılık fuarında başarılı olmak istiyorsak sivil toplum örgütlerinin hatıra müracaat zorlama ile fuara katılmasını sağlamak yerine başta Burdur firmalarının olmak üzere binlerce firmanın dikkatini çekerek katılması gerekmekte. Her ne kadar fuar organizasyon şirketini eleştirsem de bu artık Burdur’un bir namusu oldu. Başarmak zorundayız… Burdur’un 192 köyünden birer araç dolusu köylüyü getiremiyorsanız, fuar başlamadan önce bir heyecan oluşturamıyorsak, Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkla ilgili firmalarının dikkatini çekemiyorsak, bir bakan değil birkaç bakanı getiremiyorsak, kendimiz çalıp kendimiz oynamaktan başka işe yaramaz…
Bu kadar olumsuzluklara rağmen benim köylüm, benim üreticim Burdur için bu fuara katılalım organizasyon şirketinin beceriksizliğini siyasilerin ve mülki idarecilerin, sivil toplum örgütlerinin beceriksizliğini bir kenara atalım yutkunalım ve fuara akın edelim. Cumartesi ve Pazar günü yer yerinden oynatalım Burdur’da tek bir fuarımız var bundan da olmayalım…
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…