Bundan yedi sene önce FETÖ terör örgütü denilen vatan hainlerinin darbe girişiminde bulunması sonucu 250’ye yakın şehit ve 3000’e yakın yaralı vatandaşımız olmuştur.
Aslında Türk tarihinde halkın bu denli lidere ve demokrasiye bağlı bir şekilde darbe girişiminde bulunanlara karşı direnç göstereceği, engelleyebileceğini ne darbe girişiminde bulunan FETÖ lideri dinsiz Fetullah Gülen’in aklına gelmiştir ne de bunları besleyen ve yönlendiren Pentagon’un aklına gelmişti.
1961’de, 1970’de, 1980 askeri darbelerini istediği gibi yönlendiren “Bizim çocuklar Türkiye’ye demokrasi getirecek darbe yapmışlar” diyecek kadar ileri giden, 1970’li yıllarda CIA’nın Türkiye şefi olan Paul Henze 12 Eylül darbesini Başkan Jimmy Carter’a “Bizim Çocuklar Başardı” diye haber vermesi basına yansımıştı!
Muhafazakâr bir yapıya sahip olan Türk toplumunu 80 sene idare etmeye çalışan, kendi etki alanını genişletmek ve ekonomi sömürgeliği üzerine politika izleyen, Türkiye üzerindeki politikasında ise muhafazakârların destekçisi, sol cenaha karşı gözükerek ve sol üzerinden de dine karşı baskı kurarak toplumu ayrıştırma politikalarından sonra bir 80 sene daha idare etmek için sistem değişikliğine giderek Ilımlı İslam modelini yerleştirmeye çalışması, Orta Doğu’ya demokrasi götürme söylemi ile Libya, Yemen, Tunus, Irak, Suriye, Mısır, Filistin, Afganistan, Somali ve Sudan gibi ülkeleri karıştırarak Müslüman halkın sel sefil muhacir olmasını başarmış gözüküyor. Bu da Müslüman halkın bu oyuna gelmesinden kaynaklanıyor. Bu oyunların aslında tek sebebinin ise İsrail oğullarının kutsanmış topraklarda rahat yaşaması, Müslüman halkı köle olarak kullanma gayretlerinden başkası değil! Yıllarca haçlı ordularının başaramadığı bu oyun şimdi demokrasi götürme oyunu üzerinden oynanmakta!
“Neden FETÖ lideri olarak bilinen bu hain Fetullah Gülen kullanıldı?” sorusunun cevabı basittir. Ehli-sünnete inanan her Müslümanın farkında olması gerekirken farkına varamayışından kaynaklanmaktadır. Bu hain Fetullah Gülen’in 1996’da bir vaazında “Bir insan la ilahe illallah dese, Muhammeden Resulullah demese bile ben onu baş tacı yaparım, omuzlarımda taşırım ve Allah’ın ismi şerifini zikrettikleri için bu insanla beraber cennete girerim!” diyerek Kuran’a karşı fikir beyan edip, dinden çıktığını beyan etmiştir çünkü Kur’an-ı Kerim bütün dinler kalktıktan sonra inmiştir. Yani bu devirde “Yahudi’si, Hristiyan’ı, Musevi’nin cennete girecek demek” bir Müslümanı dinden çıkarır!
Gelelim bugün darbe girişiminden sonra ülkenin geldiği son duruma…
Darbe girişimi ile başlayan devletin kendini koruma altına alma refleksinde haksızlıkların azda olsa olduğu gözükmekte. Her yazımızda yazmaya çalıştığımız gibi örgüt şemalı operasyonlardan çok, destek olma şemalı operasyonun olduğu gözükmekte! Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi “bunların tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı hıyanet çetesi” bu operasyonlarda daha çok ibadet ve ticaret operasyonların olduğu gözükmekte. Hıyanet yapısı ya kaçtı az da olsa yakalandı ya da kripto olarak halkın arasında. Böyle bir yapı ile ilk kez karşılaşan devletin ve yargının işi zor olmakla birlikte çok titiz çalışmak mecburiyetinde. Bu hainler; mazlumları ön planda göstererek bu davaları sulandırmak ve ajitasyon yaparak dünya ve toplum gözünde kendilerini aklamaya çalışmaktalar! Allah-ü Teâlâ bu ülkeye böyle bir 15 Temmuz daha yaşatmasın! Siyasilerimiz de böyle bir oluşumlara oy uğruna ve menfaat uğruna toplumu yönlendirmesin! Halkı bir daha böyle acılarla karşı karşıya bırakmasın (Âmin.)
Sonuç olarak FETÖ terör örgütüne karşı yapılan operasyonlar sulandırılmış ve binlerce mağdur oluşturup toplumda devlet düşmanı olmuş algısı yaratılmaktadır. Bugün sokaktaki bir kişiye sorulduğunda bizleri buralara gitmemize ve mağdur olmamıza sebep olan ya milletvekili ya da bir yerde idareci insanlar olmuştur cevabı alınmaktadır. Vatandaşlar hani bu yapının siyasi ayağı, hani bunların devletteki idarecisi serzenişlerinde bulunmaktadır. Ancak en çok bu örgütün bu seviyeye gelmesindeki en büyük sebebi diyanetteki yetersiz yapılanmanın mazlum Müslümanlara İslamiyet’i doğru anlatamayışından kaynaklandığını göstermektedir.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile.