CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

15 Temmuz Hain Darbe Girişiminin Toplumda Bıraktığı Algı

ABD güdümlü FETÖ hain örgütün kalkışmasını engellemek bu ülkeye 250 şehit ve 2000’in üzerinde gazinin bedel ödemesine sebep oldu. Darbenin üzerinden tam üç sene geçmesine rağmen hala ülke olarak devletin içine sızmış hainlerden temizlenmesi için mücadele verilmekte. Bu mücadele genellikle Türk silahlı kuvvetlerinin içinde verilmekte. Ülkenin konjonktürüne bakıldığında darbe girişimleri ancak Türk silahlı güçlerince yapılınca öncelikler bu kuruma kaydırılmış. İstanbul başsavcılığının açıkladığı gibi darbeye karışan personelden fazla kripto FETÖ’cü hücrelerin bulunduğu tespit edilmiş.   FETÖ hain örgütünün kalkışmasına karşı devletin gösterdiği refleks kimi kesimler tarafından fazla bulunurken kimi kesimler tarafından mağduriyetlerin oluştuğu, masum insanların inancı dolayısı ile bu örgütün toplantılarına katıldığı, çocuğunun iyi bir eğitim alması için okullarına gönderildiği, faiz yememek için bankalarına para yatırıldığı veya gazetelerini almanın suç sayıldığı, bu kurumlara kendilerini yönlendirenlerin bedel ödemezken, kendilerinin bedel ödediği söylemleri toplumun bütün katmanlarında bu algıyı oluşturuyor. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu örgütün tabanı hizmet, ortası ticaret, tavanı hıyanet çetesi derken operasyonlarda sadece hizmet katında kalındığı, daha ticaret ve hıyanet kademesine gelemediği algısı da hafızalara yerleşmiş durumda.   Bu söylem ve algılar irdelendiğinde karşımıza üç ana temel sebep çıkmakta; 1. 17/25 Aralık 2013’den sonra FETÖ irtibatlı siyasilerin savcılıklara giderek bildikleri konuları ve yapıyı anlattıkları, ifade verdikleri ve bu yapıdan ayrıldıkları, halkın gözünde sivil toplum örgüt liderlerinin de aynı yola başvurdukları, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu örgütün hain bir örgüt olduğu söylemine katıldıkları ve mücadelesine destek verdikleri,   2. Bu FETÖ hain örgütün 17/ 25 aralıktan sonra kripto yapılar oluşturarak diğer sivil toplum örgütleri, dernek vakıf ve cemaat guruplarına katıldığı izlerini sildiği buralarda iyi mertebelere gelindiği, FETÖ örgütünün dershanelerin kapatılma girişimini de sebep göstererek toplumun alt kademelerinde AK Parti düşmanlığı oluşturulmaya çalıştığı, bu oluşumun ana hedefinin de Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ismi olarak karşımıza çıkmakta,   3. FETÖ örgütünün en büyük destekçilerinin ise muhalefet partilerinden geldiği, bu desteğin FETÖ örgütü ile irtibatlı olduğu için değil, Sadece Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan düşmanlığından kaynaklandığı, düşmanımın düşmanı dostumdur mantalitesi işlendiği, seçimlerde iktidar partisinin yıllarca arka bahçesi olarak bilinen bu yapının güçlü bir oy potansiyeli olarak bakıldığı, bu örgütün sözde desteğini alınca iktidara geline bilineceği hesaplanmış gözükmekte,     Sonuç olarak FETÖ terör örgütü yıllarca devlet içindeki yapılanması 15 Temmuz hain kalkışmasından sonra gün yüzüne çıkınca devlet içindeki terör örgütü sempatizanları ihraç ve tutuklamalarla etkisiz hale gelince savunma mekanizması olarak mahkemelerinverdiğiörgüt üyeliğinden ve yardım yataklık gibi alt cezaların üzerinden ajitasyon yaparak hükümetin zulüm yaptığı, bunun bir tiyatro olduğu, ceza evlerinde yatanların çoğunun suçsuz olduğu, siyasilere bir şey olmadığı, hala iktidar partisi içinde FETÖ’cü siyasilerin olduğu söylemleri bu toplumunda aklını karıştırmış durumda. Şu anda hazırlığı yapılan yargı reformu paketinin bu sorunları giderileceği beklentisi FETÖ söylemlerini bir nebze olsun keseceği ancak bu mücadelenin en az 20 sene süreceği düşünülüyor. FETÖ’nün en büyük zararının ise ülke genelinde ılımlı İslam modelini toplumun hafızasına yerleştirerek içi boşaltılmış bir inanç oluşmasına sebep olduğu, darbe girişimi üzerinden üç sene geçmesine nazaran FETÖ’nün projesi olan taburelerde namaz kılmak. Camilerin içine tabure koyarak kiliseye çevirme fitnesinden kurtulunamadığı, buna da diyanetin göz yumduğu da bir gerçek olarak karşımıza çıkmakta.   14 Temmuz Pazar günü Burdur’da üç ayrı yerde toplumun eğleneceği sosyal faaliyetler vardı. Aziziye şenlikleri; binlerce kişinin ve Burdur protokolünün yer aldığı şenlikler yıllardır yapılmasına nazaran halen yol ve mesire yerinde düzenleme yapılmaması gelen misafirlerin serzenişine sebep olurken, neden orman işletme müdürlüğünün veya şenlik Ağası Mehmet Cadıl’ın imkanı varken bir el atıp da düzenleme yapmadığı konuşuldu.   Aynı güne denk gelen tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin rövanşı olarak bilinen Altınyayla (Dirmil) Yağlı Güreşleri ilçenin merkezinde bulunan stadın yetersiz kalması, stadyum etrafında bulunan sokak aralarında kurulan alışveriş çadırların ve tezgahların keşmekeş görüntü vermesi güreş severleri üzerken hem bürokrasinin hem de siyasilerin Altınyayla güreşlerine bu kadar önem verdikleri halde yeni bir güreş sahasının yapılmaması güreş severleri üzdüğü görüldü.   Yine aynı güne denk gelen Yusufça Beldesi domates ve kültür şenliklerinde de binlerce kişinin toplanması ve sanatçıları dinlemesi, belde nüfusunun iki katı kadar insanların bir araya gelmesi ile ilk kez yapılan şenlikler halkın takdirini topladı. Bu üç yerde de yapılan sosyal faaliyetlerin ana sorunu siyasilerin kendi partilisi olursa katılması başka partili olunca katılmayışı, düşman kardeşler gibi kutuplaşması ülkede birlik ve beraberliğin gösterileceği bir zaman diliminde bu şekilde gerginlik siyasetinin güdülmesi halkında tepkisini çekmekte. Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…
Ekleme Tarihi: 15 Temmuz 2019 - Pazartesi
CEMALETTİN BEKTAŞ

15 Temmuz Hain Darbe Girişiminin Toplumda Bıraktığı Algı

ABD güdümlü FETÖ hain örgütün kalkışmasını engellemek bu ülkeye 250 şehit ve 2000’in üzerinde gazinin bedel ödemesine sebep oldu. Darbenin üzerinden tam üç sene geçmesine rağmen hala ülke olarak devletin içine sızmış hainlerden temizlenmesi için mücadele verilmekte. Bu mücadele genellikle Türk silahlı kuvvetlerinin içinde verilmekte. Ülkenin konjonktürüne bakıldığında darbe girişimleri ancak Türk silahlı güçlerince yapılınca öncelikler bu kuruma kaydırılmış. İstanbul başsavcılığının açıkladığı gibi darbeye karışan personelden fazla kripto FETÖ’cü hücrelerin bulunduğu tespit edilmiş.

 

FETÖ hain örgütünün kalkışmasına karşı devletin gösterdiği refleks kimi kesimler tarafından fazla bulunurken kimi kesimler tarafından mağduriyetlerin oluştuğu, masum insanların inancı dolayısı ile bu örgütün toplantılarına katıldığı, çocuğunun iyi bir eğitim alması için okullarına gönderildiği, faiz yememek için bankalarına para yatırıldığı veya gazetelerini almanın suç sayıldığı, bu kurumlara kendilerini yönlendirenlerin bedel ödemezken, kendilerinin bedel ödediği söylemleri toplumun bütün katmanlarında bu algıyı oluşturuyor. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu örgütün tabanı hizmet, ortası ticaret, tavanı hıyanet çetesi derken operasyonlarda sadece hizmet katında kalındığı, daha ticaret ve hıyanet kademesine gelemediği algısı da hafızalara yerleşmiş durumda.

 

Bu söylem ve algılar irdelendiğinde karşımıza üç ana temel sebep çıkmakta;

  1. 1. 17/25 Aralık 2013’den sonra FETÖ irtibatlı siyasilerin savcılıklara giderek bildikleri konuları ve yapıyı anlattıkları, ifade verdikleri ve bu yapıdan ayrıldıkları, halkın gözünde sivil toplum örgüt liderlerinin de aynı yola başvurdukları, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu örgütün hain bir örgüt olduğu söylemine katıldıkları ve mücadelesine destek verdikleri,
  2.  
  3. 2. Bu FETÖ hain örgütün 17/ 25 aralıktan sonra kripto yapılar oluşturarak diğer sivil toplum örgütleri, dernek vakıf ve cemaat guruplarına katıldığı izlerini sildiği buralarda iyi mertebelere gelindiği, FETÖ örgütünün dershanelerin kapatılma girişimini de sebep göstererek toplumun alt kademelerinde AK Parti düşmanlığı oluşturulmaya çalıştığı, bu oluşumun ana hedefinin de Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ismi olarak karşımıza çıkmakta,
  4.  
  5. 3. FETÖ örgütünün en büyük destekçilerinin ise muhalefet partilerinden geldiği, bu desteğin FETÖ örgütü ile irtibatlı olduğu için değil, Sadece Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan düşmanlığından kaynaklandığı, düşmanımın düşmanı dostumdur mantalitesi işlendiği, seçimlerde iktidar partisinin yıllarca arka bahçesi olarak bilinen bu yapının güçlü bir oy potansiyeli olarak bakıldığı, bu örgütün sözde desteğini alınca iktidara geline bilineceği hesaplanmış gözükmekte,  

 

Sonuç olarak FETÖ terör örgütü yıllarca devlet içindeki yapılanması 15 Temmuz hain kalkışmasından sonra gün yüzüne çıkınca devlet içindeki terör örgütü sempatizanları ihraç ve tutuklamalarla etkisiz hale gelince savunma mekanizması olarak mahkemelerinverdiğiörgüt üyeliğinden ve yardım yataklık gibi alt cezaların üzerinden ajitasyon yaparak hükümetin zulüm yaptığı, bunun bir tiyatro olduğu, ceza evlerinde yatanların çoğunun suçsuz olduğu, siyasilere bir şey olmadığı, hala iktidar partisi içinde FETÖ’cü siyasilerin olduğu söylemleri bu toplumunda aklını karıştırmış durumda. Şu anda hazırlığı yapılan yargı reformu paketinin bu sorunları giderileceği beklentisi FETÖ söylemlerini bir nebze olsun keseceği ancak bu mücadelenin en az 20 sene süreceği düşünülüyor. FETÖ’nün en büyük zararının ise ülke genelinde ılımlı İslam modelini toplumun hafızasına yerleştirerek içi boşaltılmış bir inanç oluşmasına sebep olduğu, darbe girişimi üzerinden üç sene geçmesine nazaran FETÖ’nün projesi olan taburelerde namaz kılmak. Camilerin içine tabure koyarak kiliseye çevirme fitnesinden kurtulunamadığı, buna da diyanetin göz yumduğu da bir gerçek olarak karşımıza çıkmakta.

 

14 Temmuz Pazar günü Burdur’da üç ayrı yerde toplumun eğleneceği sosyal faaliyetler vardı.

Aziziye şenlikleri; binlerce kişinin ve Burdur protokolünün yer aldığı şenlikler yıllardır yapılmasına nazaran halen yol ve mesire yerinde düzenleme yapılmaması gelen misafirlerin serzenişine sebep olurken, neden orman işletme müdürlüğünün veya şenlik Ağası Mehmet Cadıl’ın imkanı varken bir el atıp da düzenleme yapmadığı konuşuldu.

 

Aynı güne denk gelen tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin rövanşı olarak bilinen Altınyayla (Dirmil) Yağlı Güreşleri ilçenin merkezinde bulunan stadın yetersiz kalması, stadyum etrafında bulunan sokak aralarında kurulan alışveriş çadırların ve tezgahların keşmekeş görüntü vermesi güreş severleri üzerken hem bürokrasinin hem de siyasilerin Altınyayla güreşlerine bu kadar önem verdikleri halde yeni bir güreş sahasının yapılmaması güreş severleri üzdüğü görüldü.

 

Yine aynı güne denk gelen Yusufça Beldesi domates ve kültür şenliklerinde de binlerce kişinin toplanması ve sanatçıları dinlemesi, belde nüfusunun iki katı kadar insanların bir araya gelmesi ile ilk kez yapılan şenlikler halkın takdirini topladı.

Bu üç yerde de yapılan sosyal faaliyetlerin ana sorunu siyasilerin kendi partilisi olursa katılması başka partili olunca katılmayışı, düşman kardeşler gibi kutuplaşması ülkede birlik ve beraberliğin gösterileceği bir zaman diliminde bu şekilde gerginlik siyasetinin güdülmesi halkında tepkisini çekmekte.

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.