CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

AK Parti ve CHP’nin İstanbul seçimlerinden çıkaracağı dersler

Ülke gündemi uzun süredir meşgul eden 31 martta yapılan yerel seçimlerinde partilerin çıkarması gereken dersleri, 23 haziranda   tekrarlanan İstanbul seçimlerin sonrasına bırakılması kadar doğal bir düşünce olamaz. Ancak, iktidar partisinin Türkiye sonuçlarına bakarak çözüm üretmesi gerekirken, aynı mantalite ile seçime girmesi hatalar zincirinden kurtulamadığının da bir göstergesi. Sayın Binali Yıldırım’ın İstanbul’un kaderini değiştirecek yüzyılın yatırım ve projelerini ürettiği ve gerçekleştirdiği halde, neden 31 Mart’ta aldığı oyların düştüğü ve rakibi Ekrem İmamoğlu’nun oylarının arttığının araştırılması gerek.   Halkın algıladığı belli başlı sebeplerin başında, ayrıştırıcı dil kullanılması, ekonomik daralmaya karşı  hükümetin çözüm bulamayışı, seçime ramak kala bebek katili Abdullah Öcalan’ın mektubunun servis edilmesi, 33 askerin şehit edilmesinde emir veren  bebek katili Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın TRT Kurdi’ye konuşturulması, Millet  İttifakı adayı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun mağdur pozisyonuna düşürülmesi, iftira niteliğinde söylemler kullanılması, Cumhur İttifakının adayı Sayın Binali Yıldırım’ın önüne siyasetin geçmesi, birleştirici kişiliğinin ön plana çıkaramayışı , buna karşı Millet İttifakı adayı Sayın İmamoğlu’nun siyaset üstü davranarak partisinin önüne geçmesi, Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu tartışmaların  dışında kalarak birleştirici ve kucaklayıcı bir dil kullanması, Başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahil olması, sahaya inmesi, Sayın Berat Albayrak’ın ekonomi bakanı olarak toplumun ve ekonomistlerin kabul etmeyişi  olarak gösterilebilir.   İktidar partisi Ak Parti’nin, iller ve ilçeler bazında güç zehirlenmesi yaşayan, il ve ilçe başkanlarını görevden uzaklaştırmadığı müddetçe, çalışmayan, bürokrasinin çalışabilmesi için işinde liyakat sahibi ehil kişileri işbaşı yaptırmadığı müddetçe, devlet memurlarının kıdem ve tayinlerinde siyasi mekanizmayı  dışlamadığı müddetçe, yargıda reform denecek düzenlemeler yapılmadığı müddetçe,15 Temmuz’dan sonra devletin gösterdiği refleksle binlerce kişinin mağdur edildiği  algısının çözüme kavuşmadığı müddetçe, Sayın Cumhurbaşkanı’na doğru bilgileri vermeyen danışmanlardan kurtulmadığı müddetçe, milletvekillerinden tutun da il ve ilçe başkanlarına varıncaya kadar toplumu kucaklamadığı sürece, AK Parti’nin kurulduğu günden bu güne kadar yeni ve eski milletvekilliği yapmış, il ve ilçe başkanlığı yapmış, yönetimde bulunmuş, iç siyasette dışlanan partilileri bir araya getirip barıştırmadığı sürece, muhalefetten diyerek AK Partili olmayan belediyeleri çalışmaz hale getirmekten vazgeçmediği müddetçe, bu halkın 23 Haziran’da İstanbul yerel seçimlerinde gösterdiği büyük tepkiyi genel seçimlerde de göstermesi kaçınılmaz olur. Eğer bu sorunları giderirse ülke siyasetinde uzunca bir süre daha halkın teveccühünü kazanır.     Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelecek olursak, Türkiye düşmanları ile oy uğruna birlik görüntüsü vermezse, ülkenin bekasını düşünüp, ülke çıkarlarını gözetebilirse, insan hakları ve özgürlük şemsiyesi altında PKK gibi örgüt söylemlerini kullanmazsa, 31 Mart’ta ve  23 Haziran’da verilen oyların halkın hükümete  gösterdiği bir sarı kart olarak bakıp güç zehirlenmesi yaşamazsa, kazandığı belediyelerde toplumu kucaklayıcı, siyasi ayrım gözetmeden hizmet etme imkanına sahip olursa, milletvekili  belediye  ve il yönetimlerinde toplumun kabul etmediği uç noktalardan kurtulabilirse, siyaseti değil de hizmeti ön plana çıkarabilirse, ülkenin milli menfaatlerinde devletin yanında durabilirse, Türkiye’nin bu geçiş sürecinde birlik ve beraberlik gösterebilirse, geçmişe takılmayıp   geleceğin projelerini üretebilirse, bıkmadan usanmadan ilçesine iline memleketine hizmet edebilmek için ben muhalefetteyim diyerek geri durmayıp taşın altına elini sokabilirse, bu halk feraset sahibidir. İktidar imkânı da verir, başkanlık imkânı da verir.   31 Mart akşamı İstanbul’un bir belediye başkanı olarak bakılan Sayın Ekrem İmamoğlu’na şu anda bir lider olarak bakılmakta. Sayın İmamoğlu siyasi hırsa kapılmayıp hizmet etmeyi düşünürse, siyasette geleceğinin bir markası olur. Yok Sayın Muharrem İnce gibi liderlik yarışına girmeye kalkarsa da Sayın İmamoğlu’nu Türkiye gündemindeki siyasetin tozlu sayfalarında ismi yazılmaya başlar.   Sonuç olarak hem iktidar partisinin hem de muhalefet partilerinin çıkaracağı büyük dersler var. Bu dersi iyi okuyan parti 2023’e güçlü çıkar. Bu yaşadığımız şehir Burdur için de geçerli, şu ana kadar birleştirici bir dil hem iktidar partisi milletvekillerinden hem de il yönetiminden hissedilmedi veya bizler farkına varmadık. Çünkü seçimlerin üzerinden onca zaman geçmesine rağmen, milletvekillerinin ve il başkanının daha bir muhalefet belediyesini ziyaret etmedi. Hayırlı olsun bizler iktidar partisi olarak beldemizin, ilçemizin, ilimizin menfaatleri doğrultusunda elimizden ne geliyorsa yardımcı olmaya hazırız açıklaması çıkmadı. Türkiye’nin yaşadığı afet denecek yağmurlarla gelen sellerden en az etkilenen Burdur olmasına rağmen, iktidar partisi il başkanının bu afet üzerinden siyaset yapıp, sosyal medyayı kullanması da dersin hala çıkarılamadığının bir göstergesi olarak bakılmakta. Peki afet yaşanan yerlerdeki Ak Partili belediye başkanlarını neyle eleştirmek lazım? TBMM’de en uzun kâtip üyelik yapan ve Burdur’da her hizmette emeği var olarak bilinen Sayın Bayram Özçelik’in, hizmet ve memleket uğruna birleştirici olduğunu gösterememesi, Sayın Cumhurbaşkanının bilgi veren danışmanlarına yanlış bilgi veriyor algısı gibi Sayın Bayram Özçelik’e de etrafındakilerin yanlış bilgi mi veriliyor algısı oluşmaya başlaması dikkatlerden kaçmamakta.   Not: Ülke üzerinde hesapları olan güçler Meral Akşener’le denediler olmadı. Şimdi de Abdullah Gül ve Ali Babacan’la ve Ahmet Davutoğlu ile denemeye çalışıyorlar. Bu kervanda dikkat edilmesi gereken konu, kervanın içine Sayın İmamoğlu’nu ve Muharrem İnce’yi de çekmeye çalıştıkları konuşulmakta. Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…
Ekleme Tarihi: 27 Haziran 2019 - Perşembe
CEMALETTİN BEKTAŞ

AK Parti ve CHP’nin İstanbul seçimlerinden çıkaracağı dersler

Ülke gündemi uzun süredir meşgul eden 31 martta yapılan yerel seçimlerinde partilerin çıkarması gereken dersleri, 23 haziranda   tekrarlanan İstanbul seçimlerin sonrasına bırakılması kadar doğal bir düşünce olamaz. Ancak, iktidar partisinin Türkiye sonuçlarına bakarak çözüm üretmesi gerekirken, aynı mantalite ile seçime girmesi hatalar zincirinden kurtulamadığının da bir göstergesi. Sayın Binali Yıldırım’ın İstanbul’un kaderini değiştirecek yüzyılın yatırım ve projelerini ürettiği ve gerçekleştirdiği halde, neden 31 Mart’ta aldığı oyların düştüğü ve rakibi Ekrem İmamoğlu’nun oylarının arttığının araştırılması gerek.

 

Halkın algıladığı belli başlı sebeplerin başında, ayrıştırıcı dil kullanılması, ekonomik daralmaya karşı  hükümetin çözüm bulamayışı, seçime ramak kala bebek katili Abdullah Öcalan’ın mektubunun servis edilmesi, 33 askerin şehit edilmesinde emir veren  bebek katili Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın TRT Kurdi’ye konuşturulması, Millet  İttifakı adayı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun mağdur pozisyonuna düşürülmesi, iftira niteliğinde söylemler kullanılması, Cumhur İttifakının adayı Sayın Binali Yıldırım’ın önüne siyasetin geçmesi, birleştirici kişiliğinin ön plana çıkaramayışı , buna karşı Millet İttifakı adayı Sayın İmamoğlu’nun siyaset üstü davranarak partisinin önüne geçmesi, Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu tartışmaların  dışında kalarak birleştirici ve kucaklayıcı bir dil kullanması, Başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahil olması, sahaya inmesi, Sayın Berat Albayrak’ın ekonomi bakanı olarak toplumun ve ekonomistlerin kabul etmeyişi  olarak gösterilebilir.

 

İktidar partisi Ak Parti’nin, iller ve ilçeler bazında güç zehirlenmesi yaşayan, il ve ilçe başkanlarını görevden uzaklaştırmadığı müddetçe, çalışmayan, bürokrasinin çalışabilmesi için işinde liyakat sahibi ehil kişileri işbaşı yaptırmadığı müddetçe, devlet memurlarının kıdem ve tayinlerinde siyasi mekanizmayı  dışlamadığı müddetçe, yargıda reform denecek düzenlemeler yapılmadığı müddetçe,15 Temmuz’dan sonra devletin gösterdiği refleksle binlerce kişinin mağdur edildiği  algısının çözüme kavuşmadığı müddetçe, Sayın Cumhurbaşkanı’na doğru bilgileri vermeyen danışmanlardan kurtulmadığı müddetçe, milletvekillerinden tutun da il ve ilçe başkanlarına varıncaya kadar toplumu kucaklamadığı sürece, AK Parti’nin kurulduğu günden bu güne kadar yeni ve eski milletvekilliği yapmış, il ve ilçe başkanlığı yapmış, yönetimde bulunmuş, iç siyasette dışlanan partilileri bir araya getirip barıştırmadığı sürece, muhalefetten diyerek AK Partili olmayan belediyeleri çalışmaz hale getirmekten vazgeçmediği müddetçe, bu halkın 23 Haziran’da İstanbul yerel seçimlerinde gösterdiği büyük tepkiyi genel seçimlerde de göstermesi kaçınılmaz olur. Eğer bu sorunları giderirse ülke siyasetinde uzunca bir süre daha halkın teveccühünü kazanır.  

 

Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelecek olursak, Türkiye düşmanları ile oy uğruna birlik görüntüsü vermezse, ülkenin bekasını düşünüp, ülke çıkarlarını gözetebilirse, insan hakları ve özgürlük şemsiyesi altında PKK gibi örgüt söylemlerini kullanmazsa, 31 Mart’ta ve  23 Haziran’da verilen oyların halkın hükümete  gösterdiği bir sarı kart olarak bakıp güç zehirlenmesi yaşamazsa, kazandığı belediyelerde toplumu kucaklayıcı, siyasi ayrım gözetmeden hizmet etme imkanına sahip olursa, milletvekili  belediye  ve il yönetimlerinde toplumun kabul etmediği uç noktalardan kurtulabilirse, siyaseti değil de hizmeti ön plana çıkarabilirse, ülkenin milli menfaatlerinde devletin yanında durabilirse, Türkiye’nin bu geçiş sürecinde birlik ve beraberlik gösterebilirse, geçmişe takılmayıp   geleceğin projelerini üretebilirse, bıkmadan usanmadan ilçesine iline memleketine hizmet edebilmek için ben muhalefetteyim diyerek geri durmayıp taşın altına elini sokabilirse, bu halk feraset sahibidir. İktidar imkânı da verir, başkanlık imkânı da verir.

 

31 Mart akşamı İstanbul’un bir belediye başkanı olarak bakılan Sayın Ekrem İmamoğlu’na şu anda bir lider olarak bakılmakta. Sayın İmamoğlu siyasi hırsa kapılmayıp hizmet etmeyi düşünürse, siyasette geleceğinin bir markası olur. Yok Sayın Muharrem İnce gibi liderlik yarışına girmeye kalkarsa da Sayın İmamoğlu’nu Türkiye gündemindeki siyasetin tozlu sayfalarında ismi yazılmaya başlar.

 

Sonuç olarak hem iktidar partisinin hem de muhalefet partilerinin çıkaracağı büyük dersler var. Bu dersi iyi okuyan parti 2023’e güçlü çıkar. Bu yaşadığımız şehir Burdur için de geçerli, şu ana kadar birleştirici bir dil hem iktidar partisi milletvekillerinden hem de il yönetiminden hissedilmedi veya bizler farkına varmadık. Çünkü seçimlerin üzerinden onca zaman geçmesine rağmen, milletvekillerinin ve il başkanının daha bir muhalefet belediyesini ziyaret etmedi. Hayırlı olsun bizler iktidar partisi olarak beldemizin, ilçemizin, ilimizin menfaatleri doğrultusunda elimizden ne geliyorsa yardımcı olmaya hazırız açıklaması çıkmadı. Türkiye’nin yaşadığı afet denecek yağmurlarla gelen sellerden en az etkilenen Burdur olmasına rağmen, iktidar partisi il başkanının bu afet üzerinden siyaset yapıp, sosyal medyayı kullanması da dersin hala çıkarılamadığının bir göstergesi olarak bakılmakta. Peki afet yaşanan yerlerdeki Ak Partili belediye başkanlarını neyle eleştirmek lazım? TBMM’de en uzun kâtip üyelik yapan ve Burdur’da her hizmette emeği var olarak bilinen Sayın Bayram Özçelik’in, hizmet ve memleket uğruna birleştirici olduğunu gösterememesi, Sayın Cumhurbaşkanının bilgi veren danışmanlarına yanlış bilgi veriyor algısı gibi Sayın Bayram Özçelik’e de etrafındakilerin yanlış bilgi mi veriliyor algısı oluşmaya başlaması dikkatlerden kaçmamakta.

 

Not: Ülke üzerinde hesapları olan güçler Meral Akşener’le denediler olmadı. Şimdi de Abdullah Gül ve Ali Babacan’la ve Ahmet Davutoğlu ile denemeye çalışıyorlar. Bu kervanda dikkat edilmesi gereken konu, kervanın içine Sayın İmamoğlu’nu ve Muharrem İnce’yi de çekmeye çalıştıkları konuşulmakta.

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.