AK Parti - MHP ittifakının oluşmasına sebep Türkiye'nin bekasına yönelik hain bir işgal girişimi olan 15 Temmuz sonrası oluşan iş birliğine dayalı olmasıdır. MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli Türk siyasi tarihinde belirleyici bir konumda olsa da parti içi dirençlerin de bir baskısı altında. 2004’den itibaren siyasette ve devlet kademelerinde açık seçik kadrolaşmaya başlayan ABD güdümlü istihbarat FETÖ         örgüt yapılanmasının ilk işi devlet içindeki görevde olan milliyetçi ve ulusalcı kadroları tasfiye etmek için harekete geçtiği görülmekte.  15 Temmuz kalkışmasını da kadrolaşmanın tamamlanmasına bağlamak lazım. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın FETÖ yapılanmasına karşı 2011’den itibaren mücadelede yalnız kalması bunun bir göstergesi olarak karşımıza çıkmakta. Sayın Erdoğan’ın milletvekilliği seçimlerinde FETÖ yapılanmasının üzerine gitmesi adayların seçiminde titiz davranması sonucudur ki AK Parti içinde 17/25 aralıktan sonra ayrılan milletvekili sayısı 5’i geçmemiştir. Bu hain yapılanmanın farkına varıp mücadele eden Sayın Erdoğan siyasi olarak sadece MHP’den destek görmesi de milliyetçi kesimin ‘konu vatansa gerisi teferruattır’ anlayışından başka bir şey değildir.   Siyasi olarak anlaşılamayan ise CHP’nin tutumu görülebilir. FETÖ terör örgütünün ilk dizayn etmek istediği bir parti olarak CHP’nin eski genel başkanı Sayın Deniz Baykal’a yapılan operasyonu unutup FETÖ’nün yayın organları kapatılmaya çalışıldığı zaman TV ve gazete binalarının önünde eylem yapmaları ulusalcı kesimin her zaman dile getirdiği ‘konu vatansa gerisi teferruattır’ anlayışından iktidar hırsına yenik düşmesi olarak da toplumda algılanmakta.   15 Temmuz’dan sonra FETÖ örgütüne yapılan operasyonların belirli bir kesim tarafından sulandırma gayreti görülse de KHK ile ihraç ve tutuklamalarda adaletin tam sağlanmadığı yönünde bir söylem olarak karşımıza çıkmakta. Bu da 15 temmuzdan sonra binlerce il müdürü ve idarecinin kendini gizlemek için birimlerinde çalışan personel hakkında FETÖ’cü listesi oluşturmasından kaynaklandığı da bilinmekte. Devletin bunun gibi sorunlara çare üretememesi olarak da karşımıza çıkmakta.   Sonuç olarak Türkiye’nin çevresinde oluşan yapı ve içeriden ve dışarıdan bu kadar ağır badire atlatmaya çalıştığı bu dönemde Cumhur İttifakının liderleri Sayın Erdoğan ve Bahçeli’nin söylemi ile 2023 de güçlü çıkabilmesi için yerelde de bu ittifakın olması gerek ancak; bu ittifakın sadece tavanda olması, yerelde emarelerin gözükmemesi de bir gerçek. AK Parti içindeki yapıda milli görüşün hakim olması ancak milliyetçi söylemlerden uzak olması bu birlikteliği zora sokmuş durumda…   Gün geçmiyor ki MHP’li bir il başkanının ‘bizlere CHP bile bu kadar eziyet etmedi’ açıklamaları, atanan il müdürlerinin basına yansıdığı kadar FETÖ irtibatlı şüphesi olması, işi ehline değil siyaseten kim daha fazla avuç ovuşturuyorsa ona verilmesi, AK Partili il başkanlarının ve milletvekillerin etrafında fikir üretenden çok dedikodu üreten, iftira atan çetelerin bulunması, proje ve hizmet  bazlı siyasetin yerine iftira at izi kalsın mantalitesinin oluşması, başarısızlığın ana sebebi olarak MHP’li yöneticilerin gösterilmesi, siyasetin idari yapı hariç tabandaki işçiye dahi inmesi, idarecilerin iş yapamaz hale getirilmesi, parti içi gruplaşmaların tavan yapması, parti içinde güç savaşlarının başlaması, dışlanan ekiplerin rencide edilmesi ve hain olarak gösterilmesi… Bu nedenlerden dolayı 2023 seçimlerinin AK Parti için zor geçeceği gözükmekte. MHP’li seçmenlerin söz konusu vatansa gerisi teferruattır deme alışkanlığı olduğundan güçlenerek çıksa da AK Parti cenahından iller bazında dışlanan kesimin artık araştırmalarda değil gözle görülür bir şekil alması, siyasi arayışta olması, yaşadığımız şehir Burdur’da bile gruplaşmanın 5’e çıkması Cumhur İttifakını sıkıntıya sokacak bir hal almış gözükmekte. Türkiye genelinde onlarca il var ki AK Partili yöneticiler ile MHP’li yöneticiler düşman kardeşler gibi. Tabi buna birde AK Parti yöneticilerin bazı illerde MHP’li yöneticileri ve seçmenleri yok sayması, 17 senedir iktidar olmanın verdiği güç zehirlenmesini de eklemek gerek… Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…