CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

AK Parti ve MHP’ye karşı; CHP, İYİ Parti ve HDP Bloğu

Dünyada hiçbir lider yoktur ki partisinin geleceği uğruna bu kararı alabilsin, başka partinin genel başkanını aday olarak göstersin! Neden AK Partililerin Sayın Devlet Bahçeliyle ortak hareket etmesi gerektirdiğini zihnimizde canlandıralım…   Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan “Ben BOP eş başkanıyım” derken şu olayları hatırlayalım:   2009’da çözüm rezaletine karşı çıkan  Habur rezaletini, dağlardaki ‘Ne Mutlu Türküm’ yazılarının kaldırılması ,İmralı ile görüşülmesi,  şehit cenazelerinde nerede ise “Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez” sloganlarının yasak edilmek istenmesi, ‘Ay Işığı’, ‘Ergenekon’, ‘Balyoz’ ve ‘Casusluk’ davalarının Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mezalimi, 2010’da Sayın Bahçeli’nin FETÖ liderine “ABD’de yaşayacağına gel Türkiye’de siyaset yap!” demesi, FETÖ liderine “Sen din adamı mısın yoksa nerenin adamısın?” demesi, 2011’de MİT Müsteşarı Sayın Hakan Fidan’ın Oslo görüşmeleri,  FETÖ’nün kaset kumpaslarında siyaset arenasında MHP’nin yıpratılması seklinde anekdotları çoğaltılabiliriz.    AK Parti’nin kendi siyasi tabanı olarak baktığı, önüne geçemediği FETÖ’nün, AK Parti adına devlette görev yapan bürokrasisinden tutun da memuruna kadar Milliyetçi kesime yapmadığı eziyet ve zulüm kalmadı! Bunu bilen Sayın Devlet Bahçeli, tabanının bu canı yanmışlığına tepki çekeceğini bilerek   AK Partili Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı aldı! Konu vatansa gerisi teferruattır diye bildi.   İşte bütün sorun buradan kaynaklandığı görünmekte! Sayın Bahçeli; 15 Temmuz vatan hainlerinin kalkışmasından sonra AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçeği gördüğünü, yıllardır savunulan devletin bekası için milliyetçi söylemlere geldiğini, zalimliği FETÖ’nün AK Parti adına yaptığını gördü ve AK Parti’nin zaman zaman dillendirdiği başkanlık sistemini gündeme getirerek, 80 yıldır ABD ve Avrupa’nın Türkiye’yi darbe ve ekonomik krizlere sokan sistemi değiştirerek engel oldu! Şimdide bu sistemi korumak, Türkiye üzerinde oynanan oyunları engellemek olarak bakılabilir!   AK Parti’nin Sayın Devlet Bahçeli’nin bu kadar fedakârlığına karşı devlet içinde yuvalanan FETÖ kırıntılarını temizleyip işin ehli, milliyetçi, devletine bağlı bürokratları göreve getirmesi, AK Partili seçmenin de sandık başında bu fedakârlığın karşısında hem kendi partisi hem de MHP’nin üzerine mührünü basarak hâlâ ülke üzerinde oynanmak istenen oyunu güçlü bir şekilde engellemesi gerekmekte!   Gelelim diğer bloğa… CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikinci tura kalması durumunda İYİ Partide olan bir kısım milliyetçi seçmenin oyunu almak için siyasi hamlesi bir nevi İYİ Parti’de olan milliyetçi kesimi vebal altında bırakmak olarak da görülebilir. Bu bloğun bütün hedeflerinin cumhurbaşkanlığı sisteminin engellenmesi, seçimin ikinci tura kalması halinde CHP, HDP, İYİ Parti ve FETÖ terör örgütü aynı yerde mücadele etse de İYİ Parti’nin içindeki milliyetçi oyları alabilmesi için bu manevranın iyi düşünülerek yapıldığı gözükmekte. Her ne kadar bunun bir demokrasi için yapıldığı söylense de cumhurbaşkanlığına aday olmak için yüz bin imzanın toplanmasının sıkıntıları hesaplanıp, aylar önce bu anlaşmaların yapıldığı bilinmekte. Zaten İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray: “Seçimlere de İYİ Parti giriyor, Yargıtay'ın verdiği listede İYİ Parti de var, İYİ Parti'nin seçimlere katılma hakkı tescil edildi” demesine ve buna karşılık CHP’nin bu girişimine bloğun sıkılaştırılması için bir hamle olarak bakılabilir.   Sonuç olarak bir tarafta cumhurbaşkanlığı sistemini savunan bir blok, diğer tarafta da parlamenter sistemi savunan bir blok oluştu! Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…
Ekleme Tarihi: 24 Nisan 2018 - Salı
CEMALETTİN BEKTAŞ

AK Parti ve MHP’ye karşı; CHP, İYİ Parti ve HDP Bloğu

Dünyada hiçbir lider yoktur ki partisinin geleceği uğruna bu kararı alabilsin, başka partinin genel başkanını aday olarak göstersin! Neden AK Partililerin Sayın Devlet Bahçeliyle ortak hareket etmesi gerektirdiğini zihnimizde canlandıralım…

 

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan “Ben BOP eş başkanıyım” derken şu olayları hatırlayalım:

 

2009’da çözüm rezaletine karşı çıkan  Habur rezaletini, dağlardaki ‘Ne Mutlu Türküm’ yazılarının kaldırılması ,İmralı ile görüşülmesi,  şehit cenazelerinde nerede ise “Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez” sloganlarının yasak edilmek istenmesi, ‘Ay Işığı’, ‘Ergenekon’, ‘Balyoz’ ve ‘Casusluk’ davalarının Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mezalimi, 2010’da Sayın Bahçeli’nin FETÖ liderine “ABD’de yaşayacağına gel Türkiye’de siyaset yap!” demesi, FETÖ liderine “Sen din adamı mısın yoksa nerenin adamısın?” demesi, 2011’de MİT Müsteşarı Sayın Hakan Fidan’ın Oslo görüşmeleri,  FETÖ’nün kaset kumpaslarında siyaset arenasında MHP’nin yıpratılması seklinde anekdotları çoğaltılabiliriz.

 

 AK Parti’nin kendi siyasi tabanı olarak baktığı, önüne geçemediği FETÖ’nün, AK Parti adına devlette görev yapan bürokrasisinden tutun da memuruna kadar Milliyetçi kesime yapmadığı eziyet ve zulüm kalmadı! Bunu bilen Sayın Devlet Bahçeli, tabanının bu canı yanmışlığına tepki çekeceğini bilerek   AK Partili Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı aldı! Konu vatansa gerisi teferruattır diye bildi.

 

İşte bütün sorun buradan kaynaklandığı görünmekte! Sayın Bahçeli; 15 Temmuz vatan hainlerinin kalkışmasından sonra AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçeği gördüğünü, yıllardır savunulan devletin bekası için milliyetçi söylemlere geldiğini, zalimliği FETÖ’nün AK Parti adına yaptığını gördü ve AK Parti’nin zaman zaman dillendirdiği başkanlık sistemini gündeme getirerek, 80 yıldır ABD ve Avrupa’nın Türkiye’yi darbe ve ekonomik krizlere sokan sistemi değiştirerek engel oldu! Şimdide bu sistemi korumak, Türkiye üzerinde oynanan oyunları engellemek olarak bakılabilir!

 

AK Parti’nin Sayın Devlet Bahçeli’nin bu kadar fedakârlığına karşı devlet içinde yuvalanan FETÖ kırıntılarını temizleyip işin ehli, milliyetçi, devletine bağlı bürokratları göreve getirmesi, AK Partili seçmenin de sandık başında bu fedakârlığın karşısında hem kendi partisi hem de MHP’nin üzerine mührünü basarak hâlâ ülke üzerinde oynanmak istenen oyunu güçlü bir şekilde engellemesi gerekmekte!

 

Gelelim diğer bloğa…

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikinci tura kalması durumunda İYİ Partide olan bir kısım milliyetçi seçmenin oyunu almak için siyasi hamlesi bir nevi İYİ Parti’de olan milliyetçi kesimi vebal altında bırakmak olarak da görülebilir. Bu bloğun bütün hedeflerinin cumhurbaşkanlığı sisteminin engellenmesi, seçimin ikinci tura kalması halinde CHP, HDP, İYİ Parti ve FETÖ terör örgütü aynı yerde mücadele etse de İYİ Parti’nin içindeki milliyetçi oyları alabilmesi için bu manevranın iyi düşünülerek yapıldığı gözükmekte. Her ne kadar bunun bir demokrasi için yapıldığı söylense de cumhurbaşkanlığına aday olmak için yüz bin imzanın toplanmasının sıkıntıları hesaplanıp, aylar önce bu anlaşmaların yapıldığı bilinmekte. Zaten İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray: “Seçimlere de İYİ Parti giriyor, Yargıtay'ın verdiği listede İYİ Parti de var, İYİ Parti'nin seçimlere katılma hakkı tescil edildi” demesine ve buna karşılık CHP’nin bu girişimine bloğun sıkılaştırılması için bir hamle olarak bakılabilir.

 

Sonuç olarak bir tarafta cumhurbaşkanlığı sistemini savunan bir blok, diğer tarafta da parlamenter sistemi savunan bir blok oluştu!

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.