16 Nisan referandumundan sonra düğmeye basılan parti içi uyumsuzluk ve FETÖ bağlantılarının temizleme hamlesi Ak Parti’ye yakın olan gazetelerde gün yüzüne çıkmaya başladı. Ortak nokta ise 2019’a kalmayacak cumhurbaşkanlığı seçiminin bir kazaya gitmemesi.
Referandumdan önce Sayın Başbakanın “AK Parti içinde FETÖ’cü tespit edilemedi” cümlesinin ardında ise referandumun geçmesini beklemek, toplumun AK Parti içindeki FETÖ’cüleri referandumda konuşulmasını engellemekti, bu da başarılmış gözüküyor.
Referandumda kıl payı ile Anayasanın onaylanması AK Parti’yi de tepeden tırnağa yenilenmek mecburiyetinde bıraktığı gözükmekte. Parti içi çekişmeler ve bürokrasideki yapılanmayı çözemeyen bir irade bir tarafta dururken, topluma “Ben FETÖ ile mücadele ediyorum, PKK ile mücadele ediyorum, dünya devletleri ile mücadele ediyorum.” söylemini toplumun satın almadığı, inanmadığı, Sayın Devlet Bahçeli’nin gayret ve söylemleri ile referandumun geçtiğini düşünen AK Parti yetkililerin çözüm olarak partiyi A’dan Z’ye yenileme ve temizleme çalışmaları son çare olarak bakılıyor.
Referandum sonuçlarının YSK tarafından resmi olarak açıklanmasından sonra Sayın Cumhurbaşkanının AK Parti’ye üye olarak çok hızlı bir şekilde il kongrelerinin yapılıp, temizlik hareketinin illerden ve ilçelerden başlayıp bu seçilen kadroların da milletvekili olacak adayların belirlenmesinde önem kazandırmak olarak bakılıyor.
Referandum çalışmalarında AK Parti milletvekillerinin çalışmalarını dikkatle izleyen Sayın Cumhurbaşkanının oluşturduğu ekip milletvekillerinin birbirlerine söylem ve tutumları, illerdeki halkın üzerinde bıraktığı intiba, bazı milletvekillerinin kendi parti il ve ilçe yöneticileri tehdide varacak söylemleri, AK Parti’nin gençlik kolları dururken dernek ve vakıfları partinin bir kolu gibi kullanması, partide bir korku imparatorluğunun kurulması kayıtlara geçerken bilhassa milletvekilliğinden çok ihale peşinde koşan, akraba ve yandaşlarına milyon dolarlık ihale alan vekillerin çokluğu referandumda etkili olduğu varsayılmakta.
Her ne kadar referandumun geçmesi “Sayın Cumhurbaşkanı üç puan alınmıştır” söylemi olsa da içten içe yüzde 57 /60 bandında geçmesi beklenen oranın bu minvalde çıkmaması, Sayın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin desteği ile geçmesi, AK Parti’deki üst yöneticileri bu temizliği yapmak mecburiyetinde bıraktı. Eğer yüzde 57/60 bandında bir oyla geçmesi halinde ise bu mecburiyetten bir nevi kurtulmuş olunacaktı. Sayın Bahçeli’nin kendi partisi içinde de FETÖ’cülerle bağlantılı olan vekillerin bulunduğunu açıklaması ise AK Parti’nin “Bizim içimizde FETÖ’cü milletvekili yok” söylemini çürütmesi olarak da bakılmaktadır.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…