CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

“Ben Sizin Burdur Milliyetçiliğinize Tüküreyim”

Yıllardır hep aynı nakarat; ‘Burdur gelişmiyor’ hiçbir idareci siyasetçisi çıkıp da nedenini sorgulamaz! Sorunca da bin bir türlü sebep üretilmeye çalışılır.   Burdur yıllarca emeklilerin mutlu olduğu bir memur kenti olarak anıldı. Nedenini araştırınca bir tarafta şeker fabrikası, et balık kurumu, yem fabrikası, diğer tarafta da traktör fabrikası… Yani işsiz adam yok. Bırakın iş aramayı iş beğenmezlik oluşmuş. Maaşı Burdur’dan al, parayı Isparta’da, Antalya’da harca… Devlet eli ile üreten bir toplumdan tüketen bir il olmak için uğraşılmış…   Burdur hiç mi bir şey başarmamış? Tabi ki başardığı ve Türkiye’ye örnek olduğu alanlar da var; süte dayalı besicilik. Yani maaş alan vatandaş ek gelir olsun diye ahırına üç inek alıp iki ineğin getirisi sığırın masrafını çıkarmış, birisi de cebe harçlık olmuş. Ek gelir bu mantalitede Türkiye’ye örnek olacak bir serüvene yol açmış, ‘Türkiye’nin Hollandası’ olarak anılmış…   Tüketen bir toplum haline gelmemizin en büyük örneği ise; 1970’lere kadar Isparta’nın yüzde 35’i, Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinin yüzde 60’ı, Denizli’nin yüzde 10’u, Antalya’nın yüzde 12’si Burdur’a alışverişe gelirken ne oldu da tersine döndü? 2020 Yılına bakıldığında ise Burdurlu vatandaşların 7 aileden birinin Antalya’da evi var. Cumartesi pazar Isparta’ya binlerce vatandaş alışverişe gidiyor. Genç girişimciler Antalya’da ya da Denizli de ikamet etmekte. Sebep ve sorunları araştırıldığında ise iki söylem gelişmekte. Burdur’da sosyal faaliyet, yaşam yok ve Burdur’da kendimizi yetiştirecek alan yok. Yani eğitim ön plana çıkıyor. Vücutça çalışacak iş çok ancak genç beyinlere hitap edecek alan yok. Bu da kimin görevi: üniversitelerin ve STK’ların görevi… Bir eğitimci arkadaşın dediği gibi; “Ben mesleğimle ilgili Antalya’da çalışırken 8 tane kurs belgesi aldım. Bu imkan Burdur’da yok.” STK’lar ise müteşebbislerin önünü açacak bir girişimde bulunmuyor. Burdur geçiş güzergahı olduğu halde yol ekonomisinden de faydalanamıyoruz…   Burdur yıllarca bedelli askerlik ile anıldı. Türkiye’de Burdur’un yerini bilmeyen kalmadı. Bu imkanda Burdur’un elinden alındı. Burdur bu imkanı ya beceriksiz siyasilerin tutumundan ya da Türkiye konjonktürünün getirdiği bir sonuç. Bunu değerlendirecek Burdur halkı. Şimdi de Burdur’un önünde antik kentler ve doğa turizmi diye bir olgu var. Bu da Türkiye’nin Maldivleri denen Salda Gölümüz, Sagalassos, Kibyra, İnsuyu mağaramız var. İnşallah girişimcilerin önü tıkanıp ağzımıza yüzümüze bulaştırmayız.   Sonuç olarak bu kadar olumsuz gelişmelerin çözüm noktası olarak bir de Burdur’un medarı iftiharı bir üniversitemiz var. Kurulduğu yıllardan itibaren Burdur halkının göz bebeği olan çok hızlı gelişen, Burdur ekonomisinin 35 bin öğrencisiyle can damarı halini alan, Türkiye’de üniversiteler arasında en büyük kampüs üniversitesi olan, Avrupa’nın en büyük hayvan hastanesinin olduğu, belki 20-30 yıl sonra tam kapasite ile işe yarayacak mükemmel bir otel ve futbol sahası bulunan bir üniversite… Burdur halkı “nasıl olsa rektöründen alında yardımcılarına varıncaya kadar Burdur’lu eğitimciler.” Bu pandemi sürecinde Burdur ekonomisi bittiği halde öğrencilerin gelmesi ile Burdur halkı nefes alır düşüncesinde bekleyiş sürerken, alınan karar sanki Burdur halkını bitirmek istercesine verilmesi Burdur halkını hayal kırıklığına uğrattı. Bir esnafın dediği gibi; “Üniversiteye gelen sporculara virüs bulaşmıyor, turistlere virüs bulaşmıyor ancak öğrencilere ve akademisyenlere bulaşacakmış! Bunların Burdur’u düşündüğü yok, esnaf bitti. Bunların Burdur milliyetçiliğine ben tüküreyim.” demesi düşündürücü…
Ekleme Tarihi: 17 Eylül 2020 - Perşembe
CEMALETTİN BEKTAŞ

“Ben Sizin Burdur Milliyetçiliğinize Tüküreyim”

Yıllardır hep aynı nakarat; ‘Burdur gelişmiyor’ hiçbir idareci siyasetçisi çıkıp da nedenini sorgulamaz! Sorunca da bin bir türlü sebep üretilmeye çalışılır.

 

Burdur yıllarca emeklilerin mutlu olduğu bir memur kenti olarak anıldı. Nedenini araştırınca bir tarafta şeker fabrikası, et balık kurumu, yem fabrikası, diğer tarafta da traktör fabrikası… Yani işsiz adam yok. Bırakın iş aramayı iş beğenmezlik oluşmuş. Maaşı Burdur’dan al, parayı Isparta’da, Antalya’da harca… Devlet eli ile üreten bir toplumdan tüketen bir il olmak için uğraşılmış…

 

Burdur hiç mi bir şey başarmamış? Tabi ki başardığı ve Türkiye’ye örnek olduğu alanlar da var; süte dayalı besicilik. Yani maaş alan vatandaş ek gelir olsun diye ahırına üç inek alıp iki ineğin getirisi sığırın masrafını çıkarmış, birisi de cebe harçlık olmuş. Ek gelir bu mantalitede Türkiye’ye örnek olacak bir serüvene yol açmış, ‘Türkiye’nin Hollandası’ olarak anılmış…

 

Tüketen bir toplum haline gelmemizin en büyük örneği ise; 1970’lere kadar Isparta’nın yüzde 35’i, Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinin yüzde 60’ı, Denizli’nin yüzde 10’u, Antalya’nın yüzde 12’si Burdur’a alışverişe gelirken ne oldu da tersine döndü? 2020 Yılına bakıldığında ise Burdurlu vatandaşların 7 aileden birinin Antalya’da evi var. Cumartesi pazar Isparta’ya binlerce vatandaş alışverişe gidiyor. Genç girişimciler Antalya’da ya da Denizli de ikamet etmekte. Sebep ve sorunları araştırıldığında ise iki söylem gelişmekte. Burdur’da sosyal faaliyet, yaşam yok ve Burdur’da kendimizi yetiştirecek alan yok. Yani eğitim ön plana çıkıyor. Vücutça çalışacak iş çok ancak genç beyinlere hitap edecek alan yok. Bu da kimin görevi: üniversitelerin ve STK’ların görevi… Bir eğitimci arkadaşın dediği gibi; “Ben mesleğimle ilgili Antalya’da çalışırken 8 tane kurs belgesi aldım. Bu imkan Burdur’da yok.” STK’lar ise müteşebbislerin önünü açacak bir girişimde bulunmuyor. Burdur geçiş güzergahı olduğu halde yol ekonomisinden de faydalanamıyoruz…

 

Burdur yıllarca bedelli askerlik ile anıldı. Türkiye’de Burdur’un yerini bilmeyen kalmadı. Bu imkanda Burdur’un elinden alındı. Burdur bu imkanı ya beceriksiz siyasilerin tutumundan ya da Türkiye konjonktürünün getirdiği bir sonuç. Bunu değerlendirecek Burdur halkı. Şimdi de Burdur’un önünde antik kentler ve doğa turizmi diye bir olgu var. Bu da Türkiye’nin Maldivleri denen Salda Gölümüz, Sagalassos, Kibyra, İnsuyu mağaramız var. İnşallah girişimcilerin önü tıkanıp ağzımıza yüzümüze bulaştırmayız.

 

Sonuç olarak bu kadar olumsuz gelişmelerin çözüm noktası olarak bir de Burdur’un medarı iftiharı bir üniversitemiz var. Kurulduğu yıllardan itibaren Burdur halkının göz bebeği olan çok hızlı gelişen, Burdur ekonomisinin 35 bin öğrencisiyle can damarı halini alan, Türkiye’de üniversiteler arasında en büyük kampüs üniversitesi olan, Avrupa’nın en büyük hayvan hastanesinin olduğu, belki 20-30 yıl sonra tam kapasite ile işe yarayacak mükemmel bir otel ve futbol sahası bulunan bir üniversite… Burdur halkı “nasıl olsa rektöründen alında yardımcılarına varıncaya kadar Burdur’lu eğitimciler.” Bu pandemi sürecinde Burdur ekonomisi bittiği halde öğrencilerin gelmesi ile Burdur halkı nefes alır düşüncesinde bekleyiş sürerken, alınan karar sanki Burdur halkını bitirmek istercesine verilmesi Burdur halkını hayal kırıklığına uğrattı. Bir esnafın dediği gibi; “Üniversiteye gelen sporculara virüs bulaşmıyor, turistlere virüs bulaşmıyor ancak öğrencilere ve akademisyenlere bulaşacakmış! Bunların Burdur’u düşündüğü yok, esnaf bitti. Bunların Burdur milliyetçiliğine ben tüküreyim.” demesi düşündürücü…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.