Ülkemiz üzerine çöken terör belasından 2016 da fazlası ile mağdur olduk. Yaşadığımız coğrafyanın bedeli olsa gerek ki Türk milleti olarak asırlardır bedel ödemeden ileriye gidemiyoruz.
Devletin bütün birimlerine yıllarca yuvalanan FETÖ belasını devlet olarak geçte olsa anlamamız bu millete ağır bedellerde ödettirse de inşallah bu milletin yeniden doğuşu ve şahlanışı olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti olarak bir kıskaçta bulunduğumuzun farkında olmamız gerektiği bilinci içinde, küresel güçlerin devleti zaafa uğratmak, hasta adam moduna sokmak için yapmadıkları oyun kalmamış gözüküyor. Her türlü kalleşçe planların, bombaların ve suçsuz vatandaşların öldürülmesinin altında bu küresel güçlerin imzasının bulunduğu aşikârdır.
Yıllarca sağ - sol çatışması çıkararak ülkeyi kan gölüne çevirenler daha sonra Asala denen Ermeni örgütünü devletin başına bela ettiler. Yurtdışında görevde olan onlarca büyükelçilerimiz şehit ve gazi oldu. Darbelerle devam ederek yıllarca ülkemizi dizayn etme cüretkârlığını gösterdiler. Bunlarla da yetinmeyen sözde demokrasi havarisi kesilen batılı güçler PKK denen örgütü ülkemizin başına bela ederek bazı rakamlara göre 350 milyar doların üzerinde milli servetimizi heba ettirdiler ve de 30 binin üzerinde şehit ve gazi vermek durumunda bırakıldık.
Arap baharı olarak gösterdikleri ayaklanmaları destekleyen batı ve ABD yeni sınırlar çizerek ülkedeki hegemonyasını devam ettirmek için yıllarca devletin içine yerleşen FETÖ denen hainlerle 15 Temmuz gecesi ayaklanmaya, darbe yapmaya çalıştılar. Başaramayan bu hainler hesap verirken küresel bir kriz oluşturarak dövizde ve dolarda oyun oynayarak devleti zayıf düşürme gayretleri olduğu gözükmekte. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın “millet dövizini bozdursun” çağrısı bir nebze olsun bu oyunu bozsa da şimdilerde de canlı bombalarla toplumu tedirgin etme ve halk üzerinde korku verme oyunları planlandığı gözükmekte. Artık başaramayacaklarını anlayan küresel güçler son çare olarak toplumu ayrıştırabilmek için ülkemizde bulunan turistlerin yoğun olarak gittiği alanlara saldırı yaparak ülkemize gelen turistleri de korkutmaya çalışıldığı gözükmekte.
Bu kadar oynanan oyunların altında sadece Türkiye’nin terör üreten batılı güçlerin oyuncağı olan örgütün beslendiği alanı kurutma operasyonuna Türk askerinin El-bab’a girmesinden ve güneyimizde kurulmak istenen bir PKK devletine izin vermeyişinden kaynaklandığını görmekteyiz.
Yıllardır ülkemiz üzerinde istediğini yapan batı ve ABD belki de yüz yıldır ilk kez bir Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “buna izin vermeyiz” anlayışından kaygılanmaktadır. Yüzyıllardan beridir çok ağır bedeller ödeyerek bugünlere kadar gelmemiz milletçe birlik ve beraberliğimizin en doğal göstergesidir.
Tekrar 2017 senesinin siz okuyucularımıza ve devletimize hayırlara vesile olmasını dilerken güçlü bir Türkiye için el birliği ile mücadele zamanının bu zaman olduğunu belirterek, saygı ve sevgilerimi sunarım.