CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

Burdur Devlet Hastanesinde 10 Gün…

Türk toplumu olarak milliyetçilik kültürü her vatandaşımızda vardır. Milliyetçilik önce yaşadığın şehirden, aileden ve vatan sevgisinden gelmektedir. Bizlerde bu sıkıntılı dönemde özel hastaneler ve üniversite hastaneleri yerine kendi şehrimdeki bulunan Burdur Devlet hastanesi tercih ettim.   10 gün süre ile yoğun bir tedavi sürecinde zaman zaman hastane içinde acil servis önlerinde neler oluyor anlama imkanına sahip oldum. Bu uzun süren pandemi sürecinde sağlık personelinin psikolojik yapısını ve davranışları da görme imkanına sahip oldum.   Sağlık personelinin ne denli zor zamanlarından geçtiği TV kanallarında haber olsa da toplum olarak ne denli sağlık personeline eziyet verdiğimize şahit olmak zorunda kaldım. Mutlaka aralarında istenmeyen toplum olarak hoşlanmadığımız hastalara karşı kötü davrananlarda olmuştur. Kötü örnek, örnek olmaz anlayışı ile de bakmak gerek. Zaten devletin hasta haklarında doktorunu seçme hakkı da mevcuttur.   Sağlık personelinin yaşadığı ve yutkunduğu bazı durumları kalemimin elverdiği kadar yazıya dökmeye çalışacağım…   Kucağında ateşlenen çocuğunu hastaneye getiren 20 – 25 yaşlarında bir hanım efendi doktorun yazdığı reçetede bulunan ateş düşürücü şurubu; “Doktor Hanım ben bu şurubu nasıl içireceğim şurup saati gelince buraya gelsem hemşireler içirebilir mi bu sizin göreviniz değil mi?” demesi çocuk bakımını ve sorumluluklarını öğrenmeden çocuk yaparak bu durumu normal bir hayat sanan bir kültürün oluşması.   Hastaneye gelmeden siyasileri arattırıp siz benim arkamda kim var biliyor musunuz? Oda seçeceğim diyerek ukalalık yapması vb.   Gece saat dörtte giydiği şort ve body ile gelip doktor benim karnım ağrıyor üşüyorum dediğinde doktorun her tarafın açık bu saatte biraz kendini üşütmeyeceğin bir giysi giy dediğinde benim giyim tarzıma karışamazsın diyerek ukalalık yapması…   Annesini kızı ve gelini ile doktora getiren hanım efendilerin “annemiz altına idrarını yaptı lütfen altını değiştirir misiniz” diyen kızına ve gelinine hemşirenin; “siz kızısınız ve gelinisiniz siz neden değiştirmiyorsunuz” dendiğinde siz bu işler için maaş alıyorsunuz mecbursunuz diyerek ukalalık yapması…   Hemşire ve görevlilerin üzerinde üstü kapalı siyasi baskı kuruluyor algısı ve hemşerilerin psikolojik olarak baskı altında hmeleri…   Bunun gibi olayları çoğaltabiliriz ancak şu bir gerçek; toplum olarak teknolojiyi ve gelişmişliği nedenli kötü kullandığımızın da bir örneği olsa gerek. Türkiye’deki sağlık alanında gelişmeleri siyasi baskı olarak kullanmak isteyenden, bir maraz çıkarayım da iktidar partisini yıpratayım anlayışına varıncaya kadar düşüncelerin olması insanlık olarak ne derecede olduğumuzun da bir göstergesi olsa gerek.   Yirmi yıla aşkındır Burdur’u iyi gözlemleyen biri olarak çevre illerde alışveriş yaparak çevre illerde yemek yemeyi bir hüner sayan “Burdur’da ne var ki” diyerek yaşadığı şehri küçümseyen başı ağrısa çevre illere özel hastanelere  ve üniversite hastanelerine koşan egosunu tatmin etmek için ben şu hastanede tedavi oldum şu hastanede yattım söylemi ile egosunu tatmin eden zatı muhteremler şunu hala anlamamaktadır; özel hastanelerin ve üniversite hastanelerinin tedavi edemediği sorunu bulamadığı günlerce yatırıp sözde araştırıyoruz söylemlerine  karşı beğenmediğiniz küçük gördüğünüz Burdur Devlet Hastanesinde görev yapan doktorundan, hemşerisine varıncaya kadar işini mükemmel yapmaktadır. Hastalığın tanısını mükemmel koymakta ve vatandaşlarımızın dertlerine çare olmaktadırlar.   Sonuç olarak Burdur Devlet Hastanesinde geçirdiğim on gün boyunca sağlığıma kavuşmam için bütün çabasını sarf eden Opr. Doktor Sayın Ahmet Ragip İYİOL süreci baştan sonuna kadar takip eden baş hekimimiz Sayın Doç. Dr. Nedim ONGUN ve İl Sağlık Müdürümüz sayın Op. Dr. Reha Sermed AYGÖREN’e teşekkürleri bir borç bilirim iyi ki milliyetçilik damarlarım kabarıp Burdur Devlet hastanesine yatmışım. Bu süreçte ziyaretleri ile beni yalnız bırakmayan Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’e, Burdur MHP İl Başkanı Hikmet Ökte’ye ve diğer ziyaretçilerime teşekkürü bir borç bilirim.   Ramazan Bayramınızı tebrik eder sağlık ve mutluluklar dilerim. Bir sonra ki yazımızda buluşmak dileği ile… 
Ekleme Tarihi: 12 Mayıs 2021 - Çarşamba
CEMALETTİN BEKTAŞ

Burdur Devlet Hastanesinde 10 Gün…

Türk toplumu olarak milliyetçilik kültürü her vatandaşımızda vardır. Milliyetçilik önce yaşadığın şehirden, aileden ve vatan sevgisinden gelmektedir. Bizlerde bu sıkıntılı dönemde özel hastaneler ve üniversite hastaneleri yerine kendi şehrimdeki bulunan Burdur Devlet hastanesi tercih ettim.

 

10 gün süre ile yoğun bir tedavi sürecinde zaman zaman hastane içinde acil servis önlerinde neler oluyor anlama imkanına sahip oldum. Bu uzun süren pandemi sürecinde sağlık personelinin psikolojik yapısını ve davranışları da görme imkanına sahip oldum.

 

Sağlık personelinin ne denli zor zamanlarından geçtiği TV kanallarında haber olsa da toplum olarak ne denli sağlık personeline eziyet verdiğimize şahit olmak zorunda kaldım. Mutlaka aralarında istenmeyen toplum olarak hoşlanmadığımız hastalara karşı kötü davrananlarda olmuştur. Kötü örnek, örnek olmaz anlayışı ile de bakmak gerek. Zaten devletin hasta haklarında doktorunu seçme hakkı da mevcuttur.

 

Sağlık personelinin yaşadığı ve yutkunduğu bazı durumları kalemimin elverdiği kadar yazıya dökmeye çalışacağım…

 

Kucağında ateşlenen çocuğunu hastaneye getiren 20 – 25 yaşlarında bir hanım efendi doktorun yazdığı reçetede bulunan ateş düşürücü şurubu; “Doktor Hanım ben bu şurubu nasıl içireceğim şurup saati gelince buraya gelsem hemşireler içirebilir mi bu sizin göreviniz değil mi?” demesi çocuk bakımını ve sorumluluklarını öğrenmeden çocuk yaparak bu durumu normal bir hayat sanan bir kültürün oluşması.

 

Hastaneye gelmeden siyasileri arattırıp siz benim arkamda kim var biliyor musunuz? Oda seçeceğim diyerek ukalalık yapması vb.

 

Gece saat dörtte giydiği şort ve body ile gelip doktor benim karnım ağrıyor üşüyorum dediğinde doktorun her tarafın açık bu saatte biraz kendini üşütmeyeceğin bir giysi giy dediğinde benim giyim tarzıma karışamazsın diyerek ukalalık yapması…

 

Annesini kızı ve gelini ile doktora getiren hanım efendilerin “annemiz altına idrarını yaptı lütfen altını değiştirir misiniz” diyen kızına ve gelinine hemşirenin; “siz kızısınız ve gelinisiniz siz neden değiştirmiyorsunuz” dendiğinde siz bu işler için maaş alıyorsunuz mecbursunuz diyerek ukalalık yapması…

 

Hemşire ve görevlilerin üzerinde üstü kapalı siyasi baskı kuruluyor algısı ve hemşerilerin psikolojik olarak baskı altında hmeleri…

 

Bunun gibi olayları çoğaltabiliriz ancak şu bir gerçek; toplum olarak teknolojiyi ve gelişmişliği nedenli kötü kullandığımızın da bir örneği olsa gerek. Türkiye’deki sağlık alanında gelişmeleri siyasi baskı olarak kullanmak isteyenden, bir maraz çıkarayım da iktidar partisini yıpratayım anlayışına varıncaya kadar düşüncelerin olması insanlık olarak ne derecede olduğumuzun da bir göstergesi olsa gerek.

 

Yirmi yıla aşkındır Burdur’u iyi gözlemleyen biri olarak çevre illerde alışveriş yaparak çevre illerde yemek yemeyi bir hüner sayan “Burdur’da ne var ki” diyerek yaşadığı şehri küçümseyen başı ağrısa çevre illere özel hastanelere  ve üniversite hastanelerine koşan egosunu tatmin etmek için ben şu hastanede tedavi oldum şu hastanede yattım söylemi ile egosunu tatmin eden zatı muhteremler şunu hala anlamamaktadır; özel hastanelerin ve üniversite hastanelerinin tedavi edemediği sorunu bulamadığı günlerce yatırıp sözde araştırıyoruz söylemlerine  karşı beğenmediğiniz küçük gördüğünüz Burdur Devlet Hastanesinde görev yapan doktorundan, hemşerisine varıncaya kadar işini mükemmel yapmaktadır. Hastalığın tanısını mükemmel koymakta ve vatandaşlarımızın dertlerine çare olmaktadırlar.

 

Sonuç olarak Burdur Devlet Hastanesinde geçirdiğim on gün boyunca sağlığıma kavuşmam için bütün çabasını sarf eden Opr. Doktor Sayın Ahmet Ragip İYİOL süreci baştan sonuna kadar takip eden baş hekimimiz Sayın Doç. Dr. Nedim ONGUN ve İl Sağlık Müdürümüz sayın Op. Dr. Reha Sermed AYGÖREN’e teşekkürleri bir borç bilirim iyi ki milliyetçilik damarlarım kabarıp Burdur Devlet hastanesine yatmışım. Bu süreçte ziyaretleri ile beni yalnız bırakmayan Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’e, Burdur MHP İl Başkanı Hikmet Ökte’ye ve diğer ziyaretçilerime teşekkürü bir borç bilirim.

 

Ramazan Bayramınızı tebrik eder sağlık ve mutluluklar dilerim.

Bir sonra ki yazımızda buluşmak dileği ile… 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.