CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

Burdur Gölü Üzerine Ortak Akıl Kullanılacak mı?

Yıllardır ‘Burdur Gölü çekiliyor kuruyor’ söylemlerinin üzerine ilk kez ortak akıl kullanılmasına yönelik fikirler tartışılması olumlu bir gelişme oldu. Sayın Burdur Valisi Ali Arslantaş’ın video konferans yöntemi ile bütün paydaşların dinlenmesini sağlaması Burdur Gölü üzerinde fikirler ve söylemlerin belirli bir noktaya gelmesine de vesile oldu.   Dünyadaki iklim değişikliği Türkiye’nin coğrafi yapısına bağlı fazlaca etkileneceği düşünüldüğünde çözüm ve öneriler artık il bazını bırakıp bölgesel projeler üretmek zorunda kaldığımızın da bir göstergesi.   Dünyadaki ilkim değişikliğine bakıldığında her 50 ila 70 yılda bir kuraklıkların yaşandığı, bölgesel farklılıkların oluştuğu bilim adamlarımız tarafından dillendirilmekte. Bu araştırmalara bakıldığında yapılacak çözüm ve önerileri de bu minvalde olması gerek.   Isparta DSİ bölge müdürünün yaptığı sunuma bakıldığına Burdur Gölü 2050 yılına kadar 8 ila 10 metre arasında daha çekileceği, yeraltı sularının yerüstü suları ile bağlantılı olmadığını belirtmesi, bu çekilme korkutucu olmasa da bazı bilim adamlarımızın  göl çevresinde ekili arazilerin damlama sulama sistemine geçilmesi, hayvancılığın başka yönlere kaydırılması, su tüketmeyen bitkilere yönelmesi gibi düşünceleri dinleyince de akıllara şu soru geldi; binlerce dönüm arazinin üretime dayalı politikalarla ekonomiye kazandırılması gerektiğinin de bir cevabı olsa gerek. Yoksa saman ithal ediyoruz diye daha çok söylem oluşturulur.   Yıllarca göl etrafında “kaçak sondajlar ve mermer ocakları göle zarar veriyor” söylemlerinin DSİ Bölgeler Müdürünün bilimsel açıklaması ile çürüse de Burdur il genelinde bulunan sondajların algı yöntemi ile sanki Burdur Gölü etrafında yoğunlaşmışçasına konuşulması da düşündürücü.   Sonuç olarak Burdur Gölü gibi göletlerin kuruması ve çekilmesi artık iklim şartlarına bağlı olduğu anlaşıldığında yapılacak tek şey denizlere giden ve boşa aklan sularımızı doğaya zarar vermeden en azından kış aylarında gölet ve barajlarımıza almak zorundayız. Bu da devletin yapacağı yatırıma bağlıdır. Burdur gölüne ve göletlerine en ucuz maliyetlerle nasıl su getirilebilir ve bu suyun kış aylarında 4-5 ay Burdur Gölüne çayın veya ırmak yatağına zarar vermeden ne kadarını alabiliriz hesabı yapılmak zorundadır. Yoksa yirmi senedir konuştuğumuz gibi bir yirmi sene daha konuşur dururuz. Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…
Ekleme Tarihi: 18 Ocak 2021 - Pazartesi
CEMALETTİN BEKTAŞ

Burdur Gölü Üzerine Ortak Akıl Kullanılacak mı?

Yıllardır ‘Burdur Gölü çekiliyor kuruyor’ söylemlerinin üzerine ilk kez ortak akıl kullanılmasına yönelik fikirler tartışılması olumlu bir gelişme oldu. Sayın Burdur Valisi Ali Arslantaş’ın video konferans yöntemi ile bütün paydaşların dinlenmesini sağlaması Burdur Gölü üzerinde fikirler ve söylemlerin belirli bir noktaya gelmesine de vesile oldu.

 

Dünyadaki iklim değişikliği Türkiye’nin coğrafi yapısına bağlı fazlaca etkileneceği düşünüldüğünde çözüm ve öneriler artık il bazını bırakıp bölgesel projeler üretmek zorunda kaldığımızın da bir göstergesi.

 

Dünyadaki ilkim değişikliğine bakıldığında her 50 ila 70 yılda bir kuraklıkların yaşandığı, bölgesel farklılıkların oluştuğu bilim adamlarımız tarafından dillendirilmekte. Bu araştırmalara bakıldığında yapılacak çözüm ve önerileri de bu minvalde olması gerek.

 

Isparta DSİ bölge müdürünün yaptığı sunuma bakıldığına Burdur Gölü 2050 yılına kadar 8 ila 10 metre arasında daha çekileceği, yeraltı sularının yerüstü suları ile bağlantılı olmadığını belirtmesi, bu çekilme korkutucu olmasa da bazı bilim adamlarımızın  göl çevresinde ekili arazilerin damlama sulama sistemine geçilmesi, hayvancılığın başka yönlere kaydırılması, su tüketmeyen bitkilere yönelmesi gibi düşünceleri dinleyince de akıllara şu soru geldi; binlerce dönüm arazinin üretime dayalı politikalarla ekonomiye kazandırılması gerektiğinin de bir cevabı olsa gerek. Yoksa saman ithal ediyoruz diye daha çok söylem oluşturulur.

 

Yıllarca göl etrafında “kaçak sondajlar ve mermer ocakları göle zarar veriyor” söylemlerinin DSİ Bölgeler Müdürünün bilimsel açıklaması ile çürüse de Burdur il genelinde bulunan sondajların algı yöntemi ile sanki Burdur Gölü etrafında yoğunlaşmışçasına konuşulması da düşündürücü.

 

Sonuç olarak Burdur Gölü gibi göletlerin kuruması ve çekilmesi artık iklim şartlarına bağlı olduğu anlaşıldığında yapılacak tek şey denizlere giden ve boşa aklan sularımızı doğaya zarar vermeden en azından kış aylarında gölet ve barajlarımıza almak zorundayız. Bu da devletin yapacağı yatırıma bağlıdır. Burdur gölüne ve göletlerine en ucuz maliyetlerle nasıl su getirilebilir ve bu suyun kış aylarında 4-5 ay Burdur Gölüne çayın veya ırmak yatağına zarar vermeden ne kadarını alabiliriz hesabı yapılmak zorundadır. Yoksa yirmi senedir konuştuğumuz gibi bir yirmi sene daha konuşur dururuz.

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.