Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve hızla dünyayı sarsan Corona virüsü Türk maden sektörünü de vurdu. Bundan en çok etkilenen il de Burdur oldu. Burdur beji olarak adlandırılan dünyada bir marka haline gelen Burdur bejinin en büyük alıcıları ise Çin… İşlenmemiş blok olarak ihraç edilen mermerin Corona Virüs sebebiyle durma noktasına geldiği de bir gerçek.
Burdur ihracatının ana temel girdilerinden biri olarak bakılan işlenmemiş mermer blok ihracatı Çin’deki Corona virüs sebebi ile önce Çin’in Xiamen kentinde düzenlenen ve sektöründe dünyanın en büyük fuarları arasında olan Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı 16-19 Mart tarihinde düzenlenmekte idi. Çin de görülen Corona Virüs sebebi ile 6-9 haziran tarihine ertelendiği duyurulurken bu tarihlerde de yapılmasının bile mümkün olmadığı, bu ertelemenin sadece bir zaman kazanmak olarak değerlendirilmesi maden sektörünün 2020 yılını bir kayıp olarak bakılmasına sebep oldu.
2019 yılında Çin ve ABD arasında baş gösteren ekonomik savaştan etkilenen maden sektörü 2020 yılında da Corona virüs sebebi ile etkilenmesine kesin gözü ile bakılmakta. İhracatının 85’ini blok mermer satışından sağlayan Burdur ve Isparta’nın aynı coğrafi bölgede yer alması ve Burdur beji olarak çıkarılan mermerin Çin’li işletmeciler tarafından revaçta olması mermer sektörünü bu olumsuz gelişmelerden dolayı kara kara düşündürmekte. Her yıl mart ve nisan aylarında Türkiye’ye gelen binlerce mermer sektörü ile ilgilenen Çin’li iş adamlarının gelişinin seyahat kısıtlanması sebebi ile bu sene gelmelerine imkansız olarak bakılmakta. Fuarın ertelenmesi, blok satışının nerde ise durma noktasına gelmesi olarak değerlendirilmekte. Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Yusuf Keyik’in 2019 değerlendirme toplantısında bir soru üzerine, ‘bizler yıllardır iş adamlarımızı uyarıyoruz blok satalım ancak işlenmiş mermerde satalım, fabrika kuralım, hazırcılığa kaçmayalım, başka pazarlar bulalım uyarısında bulunduk’ söylemi delik deşik olan Burdur dağlarının uzun bir süre ağlayacağı da bir gerçek. Mermer ocaklarının uzun süre açık kalması ve işlememesi doğanın kendisini yenileme ömrünü de uzatmakta. Mermer sahalarının ne kadar hızlı işlenip terk edilirse ağaçlandırılması ve doğanın kendini yenilemesi de o kadar hızlı olur. Madencilerin yan yana gelmeyerek ‘sen – ben’ mücadelesinden, ortak akılın beraber olamaması, fabrikalaşamamasından, sadece Çin’e bağlı blok satışı yarışına girilmesinden hem ihracata hem açık kalacak mermer ocaklarından bu ülke daha çok çekecek gibi… Burdur’da 400’e yakın maden ve mermer ocak işletmesi var, bunların 200’e yakını şu ana kadar faal durumdaydı. Şu anda ise sadece fabrikası olanlar ocaklarını işletmekte. Şimdi akıllara gelen soru şu; bu madencileri ve mermercileri yan yana getiremeyen, tek çatı altında toplayamayan kanun koyucularımız ve idarecilerimiz mi suçlu? Yoksa Günlük mermer blok satışı ile kazandığı dövizi hesaplayan, hiçbir toplum yararına faaliyette bulunmayan, üç beş kuruş yardımda bulundu ise bunu marifet sayan sözde iş adamlarımız mı suçlu?
Devlete ben döviz kazandırıyorum diyerek doğanın anasını belleyen, hesap vermeyen ocak sahiplerimi suçlu? Yoksa dünyada olduğu gibi Türkiye’ye örnek olacak, Burdur’a bütün firmaların katılımını sağlayan, mamullerini teşhir edecek bir mermer sarayını yapamayan iş adamlarımız mı suçlu?
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…