Her zaman bu satırlardan dile getirmeye çalıştım, Burdur siyaseti yengeç gibi… Birbirlerini aşağı çekmek için uğraşırlar. Şehrin geleceğini düşünen olmaz. O yapmasın ben yapayım anlayışı. Burdur’da görev yapan köşe yazarları ve yorumcularla Burdur’un STK ve siyasi parti temsilcilerle uzun soluklu görüşme programı yapılmıştı. Bu görüşme programında bendenizde bulundum. Sonuç olarak çıkan raporda istişarenin olmadığı yan yana gelemedikleri ortak akılın kullanılamayışı sorunudur. Yerel seçimlerde bütün partililerin ortak projesi Burdur’a yakışan bir meydan oluşturma arzusuydu. Şehirler meydanları ile anılır söylemi bütün partilerin ortak sloganı halinde dillendirilmişti. Bu projelerinin içinde eski il özel idare binasının yıkılarak meydan projesine katmak vardı. Hiçbir siyasi parti il özel idare binasının verilmeyeceğini düşünmedi. Nasıl olsa Burdur’un geleceği kimse karşı çıkmaz düşüncesi hakimdi…
Burdur İl Özel İdare yeni binasına taşındı. Eski İl Özel İdare binası Burdur Belediyesine devredilerek meydan projesinde olacak derken sorunlar çıktı. Ne takas yapılabildi ne de hibe edilebildi. Soruna bakıldığında ortak aklın kullanılmaması yani o yapmasın ben yapayım anlayışı veya ben yerelde iktidarım yaparım anlayışından kaynaklandığı apaçık gözükmekte. Burdur Belediyesi eski belediye binasını yıkarak en azından meydanı genişleteyim ve güzelleştireyim derken bir grup çıktı ‘neymiş efendim rölyef sökülüp taşınması gerekmiş, neymiş efendim tarihi değeri varmış’ yani koca duvar taşınacakmış… Tarihi değer var denilen rölyef 1969 yılında yapılıyor. Bu anlayıştan baktıkça Burdur’un yarısı tarihi eser olması gerekmez mi? Bu anlayış doğrultusunda hizmet etmek bir tarafa çivi dahi çakamazsınız. Burdur’un güzelleşmesi ve gelişmesi ile bir derdi de yok. Hayatını Ankara’da geçiren Burdur’a senede bir kez gelmeyi lüks sayan çocukluğunda gördüğü Burdur’un gelişmesini kavrayamayan ebru sanatçımız Esengül Boyacıoğlu İnalpulat şimdi de Cumhuriyet Meydanında bulunan Atatürk büstünün tarihi bir doku olduğunu varsayarak şikâyette bulunmuş ve şikâyeti üzerine meydan çalışması ve büstün sökülmesini engellemiş oldu. Burdur Belediyesi aylarca mahkeme kararını kaldırabilmek için mücadele etsin. Burdur halkı da çalışmaların yarıda kalması sebebi ile bu kötü görüntünün cezasını çeksin. Sayın Başkan Ali Orkun Ercengiz sanırım kendi bulunduğu siyasi düşüncesinden bir haber ki çalışmalar başlar başlamaz heykelleri kaldırabilseydi şimdi bu sorun yaşanır mıydı diye sormak lazım.
Sonuç olarak Burdur’da yapılmaya çalışılan meydan genişletmek ve güzelleştirme çalışmasını eleştiren AK Parti İl Başkanı Sayın Volkan Mengi’nin yaptığı açıklamaları bir iki konu hariç gerçekten doğru bir tespit. Ancak Sayın CHP İlçe başkanı Serkan Şimşek’in de sosyal medyada paylaştığı geçmişe ait sorunları dile getirmesi de doğru. Hatalar zinciri hiçbir zaman değişmiyor. Yıllar önce cadde genişliği battı - çıktı yapabilecek kadar geniş olabileydi boynuzlarınız mı sığmıyor diye eleştirilmeseydi, karşı çıkılmasaydı bu sorunlar olur muydu? Ortak aklı Burdur siyaseti kullanabilseydi Sayın Serkan Şimşek’in anlatmaya çalıştığı bedesten çarşısı, uzay çatı ve otogar sorunları Burdur halkının sırtına yüklenir miydi? Burdur için ortak akıl kullanabilseydik hengame gibi duran eski il özel idare binası belediyeye devredilmez miydi? Tencere dibin kara seninki benden kara misali ortak aklı kullanamayan bizim siyasi idarecilerimiz birbirlerini eleştirmesine gerek yok. Bu halk kimin ne yaptığını çok iyi biliyor. Ülkede siyasi konjonktürün verdiği kutuplaşmadan dolayı bu halk konuşamıyor ancak bilinmelidir ki tüm sorumluları Allah’a havale etmeyi ihmal etmiyor…
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…