CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

BURDUR’DA DOĞRU BİR İŞİ YANLIŞ YAPMA ALIŞKANLIĞI MI VAR?

Mesleğim gereği Türkiye’nin nerede ise yüzde seksenini gezen birisiyim. Gelişen, gelecek nesillere güzel bir şehir, yaşanacak bir kent bırakanlar her zaman çok eleştirilmiştir. Nedeni ise birilerinin rahatını bozmuş, iş üretmesini istemiş, kanunlara sarılıp gelişmeyi engelleyen kim varsa saf dışı ettirmiş. Velhasıl kelam kim kanunlara sarılıp şehrin büyümesini engellerse, halkın refahını düşünmeyip engeller koyan varsa saf dışı olmuş acaba bu Burdur’da da böylemi?   Toplumun sağlığını düşünerek hastane yapılır. Diş hastanesi bir yerde, acil servis bir yerde, Sağlık Müdürlüğü bir yerde. Bir tane akıllı çıkıpta “Devasa büyüklükte bir hastane yerimiz var, bunun içindeki okulu kaldıralım, iyi bir proje ile güzel bir sağlık kompleksi yapalım” demez. Neden? Milli Eğitim, Sağlık Müdürlüğü, Belediye yan yana gelemez.   Milli Eğitim desen evlere şenlik. Onca okullarda güçlendirme yapılır, milyarlarca para harcanır, dalton kardeşler gibi şehrin bir ucundan bir ucuna sıralanmıştır. Demezler ki dünya okulları bir kompleks şeklini almıştır. Bizlerdeki okullar da bir kompleks şeklini alsın. Şehir içindeki okulları şehrin bazı bölgelerine toplayalım, çocukların kötü alışkanlıklar kazanmalarına izin vermeyelim. Hem de şehir büyüsün olmaz! Neden? Çünkü; Milli Eğitim, Belediye, Bakanlıklar yazışmadan başka işe yaramaz. Kimse bu birimleri bir araya toplayamaz, çünkü mevzuata takılan akıllı çoktur.   Emniyetimiz desen içler acısı. Vatandaşın işi olur Türkiye’de uygulanmayan sistem Burdur’da uygulanır. Neden? İşgüzar memurlarımız kendine iş bulmuştur. Sözüm ona kanun uygulayacaklar. Dersin  “memur bey senin görevin vatandaşa yardımcı olmak, işi zorlaştırmak değil”. Kasıla kasıla der ki; “Ben kanunu uyguluyorum.” Eskiden derlerdi devlet her suçlunun peşine polis mi takacak? Şimdi ise görev yapan her polisin başına adam dikmek lazım.  Adamların işi yok kendilerine iş buluyorlar.   Türkiye’nin Hollanda’sı olarak bilinen Burdur 4 senedir çiftçilere yönelik fuar düzenlemekte. Fuarların gayesi çiftçimizi, süt ırkına dayalı besicilerimizi daha çok teknoloji ile tanıştırmak, verimi artırmak, fuarın yapıldığı bölgeye de katkı sağlamak. Acaba bu Burdur’da da böylemi oluyor? Çiftçinin haberi yok, gelen giden yok. Üç beş bürokratın kendi çalıp, kendi söylemesinden başka görüntü yok. Fuar, fuardan başka her şeye benziyor. Acaba bu fuara katılan firmalar bir sonraki yapılacak fuara katılır mı? Adam milyarlarca masraf yapacak, fuara katılacak, gelen yok, reklam yok, Burdurlu kendisi bilmiyor fuarın olduğunu. Yani  dörtyüz, beşyüz bin lira masraf yapılır, para harcanır, üç-beş bin lira da tanıtıma ayrılmaz. Bölge gazete ve televizyonlarında bir ay öncesinden halka şu zaman fuar olacak diye işlenmez. Anladım suçlu basın, suçlu biziz. Neden mi? Basına, gel dedikleri zaman gelen, git dedikleri zaman giden, kullanılacak bir emtia olarak baktırdığımız için.   Bu kadar dertlendikten sonra acaba sayın valimiz ne zaman Osmanlı sopasını gösterip “hadi bakalım Burdur’da teferruatla uğraşma zamanı değil, iş yapma zamanı” diyecek diye merakla beklemekteyiz. Zaten sayın Vali de öncekiler gibi  böyle gelmiş, böyle gider derse vay Burdurlu’nun haline. Bunların tek suçlusu basın, bizleriz anladım. Bu hafta da biraz siyasetten uzaklaşalım dedik, belki seçilecek sayın vekil adaylarına ilham olur.  
Ekleme Tarihi: 27 Mayıs 2015 - Çarşamba
CEMALETTİN BEKTAŞ

BURDUR’DA DOĞRU BİR İŞİ YANLIŞ YAPMA ALIŞKANLIĞI MI VAR?

Mesleğim gereği Türkiye’nin nerede ise yüzde seksenini gezen birisiyim. Gelişen, gelecek nesillere güzel bir şehir, yaşanacak bir kent bırakanlar her zaman çok eleştirilmiştir. Nedeni ise birilerinin rahatını bozmuş, iş üretmesini istemiş, kanunlara sarılıp gelişmeyi engelleyen kim varsa saf dışı ettirmiş. Velhasıl kelam kim kanunlara sarılıp şehrin büyümesini engellerse, halkın refahını düşünmeyip engeller koyan varsa saf dışı olmuş acaba bu Burdur’da da böylemi?
 

Toplumun sağlığını düşünerek hastane yapılır. Diş hastanesi bir yerde, acil servis bir yerde, Sağlık Müdürlüğü bir yerde. Bir tane akıllı çıkıpta “Devasa büyüklükte bir hastane yerimiz var, bunun içindeki okulu kaldıralım, iyi bir proje ile güzel bir sağlık kompleksi yapalım” demez. Neden? Milli Eğitim, Sağlık Müdürlüğü, Belediye yan yana gelemez.

 

Milli Eğitim desen evlere şenlik. Onca okullarda güçlendirme yapılır, milyarlarca para harcanır, dalton kardeşler gibi şehrin bir ucundan bir ucuna sıralanmıştır. Demezler ki dünya okulları bir kompleks şeklini almıştır. Bizlerdeki okullar da bir kompleks şeklini alsın. Şehir içindeki okulları şehrin bazı bölgelerine toplayalım, çocukların kötü alışkanlıklar kazanmalarına izin vermeyelim. Hem de şehir büyüsün olmaz! Neden? Çünkü; Milli Eğitim, Belediye, Bakanlıklar yazışmadan başka işe yaramaz. Kimse bu birimleri bir araya toplayamaz, çünkü mevzuata takılan akıllı çoktur.

 

Emniyetimiz desen içler acısı. Vatandaşın işi olur Türkiye’de uygulanmayan sistem Burdur’da uygulanır. Neden? İşgüzar memurlarımız kendine iş bulmuştur. Sözüm ona kanun uygulayacaklar. Dersin  “memur bey senin görevin vatandaşa yardımcı olmak, işi zorlaştırmak değil”. Kasıla kasıla der ki; “Ben kanunu uyguluyorum.” Eskiden derlerdi devlet her suçlunun peşine polis mi takacak? Şimdi ise görev yapan her polisin başına adam dikmek lazım.  Adamların işi yok kendilerine iş buluyorlar.

 

Türkiye’nin Hollanda’sı olarak bilinen Burdur 4 senedir çiftçilere yönelik fuar düzenlemekte. Fuarların gayesi çiftçimizi, süt ırkına dayalı besicilerimizi daha çok teknoloji ile tanıştırmak, verimi artırmak, fuarın yapıldığı bölgeye de katkı sağlamak. Acaba bu Burdur’da da böylemi oluyor? Çiftçinin haberi yok, gelen giden yok. Üç beş bürokratın kendi çalıp, kendi söylemesinden başka görüntü yok. Fuar, fuardan başka her şeye benziyor. Acaba bu fuara katılan firmalar bir sonraki yapılacak fuara katılır mı? Adam milyarlarca masraf yapacak, fuara katılacak, gelen yok, reklam yok, Burdurlu kendisi bilmiyor fuarın olduğunu. Yani  dörtyüz, beşyüz bin lira masraf yapılır, para harcanır, üç-beş bin lira da tanıtıma ayrılmaz. Bölge gazete ve televizyonlarında bir ay öncesinden halka şu zaman fuar olacak diye işlenmez. Anladım suçlu basın, suçlu biziz. Neden mi? Basına, gel dedikleri zaman gelen, git dedikleri zaman giden, kullanılacak bir emtia olarak baktırdığımız için.

 

Bu kadar dertlendikten sonra acaba sayın valimiz ne zaman Osmanlı sopasını gösterip “hadi bakalım Burdur’da teferruatla uğraşma zamanı değil, iş yapma zamanı” diyecek diye merakla beklemekteyiz. Zaten sayın Vali de öncekiler gibi  böyle gelmiş, böyle gider derse vay Burdurlu’nun haline. Bunların tek suçlusu basın,Açıklama: Bağlantı bizleriz anladım. Bu hafta da biraz siyasetten uzaklaşalım dedik, belki seçilecek sayın vekil adaylarına ilham olur.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.