Bir ülkenin, bir ilin, bir beldenin kalkınması birlik ve beraberlikle olur. Dağılan bir devletin küllerinden var olmayı başaran bu millete, fitne fesat ve koltuk savaşları uğruna kötülük yaptığımız da bir gerçek…
14 Ekim’de başarıyı izleme ve geliştirme projesi adı altında (BİGEP) tanıtım toplantısı yapıldı. Gaye, eğitim kenti olarak bilinen Burdur’un neden önceki yıllarda olduğu gibi lise geçiş sınavlarında ve üniversite sınavlarında ilk beşin içinde yer almıyoruz? Sorusunun ele alınması. Sayın Burdur Valisi Hasan Şıldak’ın önderliğinde yapılan bu çalışma takdire şayan.
Bütün kurum ve okul müdürlerinin iştirak ettiği, bu çalışma tutarsa belki Türkiye’deki eğitimde yaşanan sorunlara da bir örnek olur. Zaten Sayın Valinin konuşmalarında da “öğrenciler başarılı olacakları alanlara yönlendirilmelidir” cümlesi sorunun ana kaynağına işaret ediyor. Biz velilerin, daha çocuk kundakta iken çocuklarımızı doktor oğlum, hâkim oğlum, avukat oğlum diye seviyor oluşumuz sorunun ana kaynağının bir başlangıcı. Bu algıyı yıkmak da başta velilerimiz, okullarda görev yapan sınıf öğretmenleri ve rehberlik öğretmenlerinin görevi. ‘Neden eğitimde yıllarca başarılı olan Burdur’da bu gerileme yaşandı?’ sorusuna ise Milli Eğitim’e siyasetin karışması, başarılı olan okul müdürlerinin yerine hükümete yakın sendikalı öğretmenlerin atanması liyakate bakılmaması, Milli Eğitim’de sık sık değişen müfredata okulların ayak uyduramaması gerilemenin ana sebepleridir. Salonda Burdur eğitim kenti dedirttiren, yıllarca ilk beşin içinde bulunmasını sağlayan eğitimcilerin ve idarecilerin olmayışı da düşündürücü… Yani eğitimde Burdur’un geri kalmasına sebep olanlar ile Sayın Valimiz bu projede başarılı olacak! Sayın Valinin bu inancı Burdur Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başına yeni gelen genç bir idareci olan Milli Eğitim Müdürü Emre Çay Bey’in dirayetleri sonucu belirleyecek gibi.
Diğer bir konu ise Türk ordusunun Fırat’ın doğusuna yaptığı Barış Pınarı operasyonu. Türkiye’nin Güney’inde kurulmaya çalışılan bu PKK koridorunun kalbine hançeri saplarken millet olarak da topyekûn kenetlenmemize vesile. Türkiye genelinde olduğu gibi Burdur’da da Sivil Toplum Örgütleri tarafından Türk askerinin yanında olduğunu belirten açıklamalar yapıldı. Ancak, ne gariptir ki Burdur’un STK’ları yan yana gelip birlikte açıklama yapmayı başaramadı. Her STK’nın ayrı ayrı açıklama yapması, birbirlerini suçlaması ABD Başkanı Trump gibi yaptırım uygularız, ağır ambargo uygularız diye tehditle seçilen zatı muhteremlerin egosunun baskın çıktığı görüldü…
Burdur İl Genel Meclis Üyeleri’nin ise olağanüstü toplanma kararı alarak askere destek olma açıklaması ise tam bir fiyasko idi. Gruplar adına söz alan İl Genel Meclis Üyeleri Fırat’ın doğusuna yapılan operasyonlarda askerin yanında olduklarını açıklarken CHP grup sözcüsünün Genel Başkan Kılıçtaroğlu’nun açıklamalarından atıflarda bulunarak Esad’la görüşülmesini dile getirmesi ibretlik bir siyasi bakış olarak karşımıza çıktı. Bir buçuk milyondan fazla kendi halkından insanı öldüren, 6 milyon vatandaşını göçe zorlayan, yıllarca çocuk katili PKK lideri Öcalan’ı besleyen, eline fırsat geçtiğinde YPG ve PKK ile anlaşıp Kobani (Ayn el-Arab) giren, Münbiç’e PKK bayrakları ile giren birisi ile görüşülmesini istemek sanırım siyasi düşünceden bir taraf olarak bakılabilir. Son olarak belediye meclis üyelerinin olağan üstü toplanarak askerin ve devletin yanında karar almaları ve destek vermeleri Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in birleştirici konuşması meclis üyelerini memnun etti. İl Genel meclis üyelerinin ve belediye meclis üyelerinin oturum hak edişini almayacaklarını meclis toplantılarında açıklaması da dikkatlerden kaçmadı…
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…