Yıllarca bu köşeden dile getirmeye çalıştım; siyasette ve STK’lar da iki veya üç dönem kuralı getirilsin. Genç nesillerin önü açılsın hatta üniversite mezunu olma şartı dahi getirilsin. Genç beyinlerin önü açılsın bunu bir adım daha ileri götürerek muhtarların bile üniversite mezunu şartı getirilsin. Bununla da genç neslin değişimdeki rolünü görme imkanına sahip olalım.
Bu ülkeyi kalkındırmak istiyorsak sil baştan bir maaş katsayısını çıkartalım. Her sene işçi üzerinde pazarlık yapılmasın. Kim ne kadar maaş alacaksa belli olsun. Yani; işçiden cumhurbaşkanına, siyasetçisinden STK’lara, işçisinden şefine, polisinden öğretmenine, doktorundan hakimine kadar kimin ne alacağı belli olsun. Bir belediye başkanı 200 bin liraya varan maaşlar alıyorsa, bir rektör döner sermaye zırvalıklarından dolayı altmış yetmiş binlere varan maaşlar alıyorsa, has bel kader bir yere seçilince koltuğundan kalkmak istememekte! Bir siyasetçi vekil olunca bırakmak istememekte! Sanki sahip olduğu koltuğu mezara kadar götürecek…
En iyi hizmet ilk altı yılda yapılır. Bu araştırmalarda böyle çıkmakta. Bunu da en iyi TSK yapmakta. Yani atamaları üç ila bazı hallerde beş senede yapmakta. Bu kuralı uygulamakta ve başarılı da olmakta. Bu kuralı bu toplum anladı da bizim siyasilerimiz hala anlamadı. Bir ara bu kuralı çıkarmak için uğraş verildi maalesef onu da bizim muhalefet anayasa mahkemesine giderek iptal ettirdi.
Sonuç olarak bakılırsa BUTSO’ya (Burdur Ticaret ve Sanayi Odası) başkanlık adayı olarak yıllarca emek vermiş hali hazırda başkanlık yapan Yusuf Keyik tecrübesi ile devam etmek istemekte. Bir tarafta da Osman Dalgar genç bir iş insanı. Başka adaylarda çıkabilir, kimin ipi göğüsleyeceğini bilemem. Bir tarafta tecrübe ile ekonomiye katkı veren, bir tarafta da gençliğin verdiği heyecanı ekibine aktaran ve Burdur’la ilgili projesi olan bir aday. Zaman her şeyin ilacı olsa gerek. Büyüklerimiz buyurmuştur ki Allah-ü Teala kişi ile uğraşanlardan değil işi ile uğraşanlardan bizle eylesin âmin.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…