Hangi vatandaşa sorarsanız sorun algı ve söylem şu: “Güçlüler dışarıda.” Neden bu algı oluşuyor sorusu sorulduğunda ise Türkiye’de münferitte olsa bazı gözaltlarına siyasilerin ve bürokratların müdahil olması, kimisi kefil oluyor, kimisi tutuklanması için elinden gelen haltı işliyor yani siyasi rant peşinde.
Toplumun bütün katmanlarında aynı bekleyiş “Bu FETÖ denen illet yapıdan kurtulalım yani devlet içindeki zehirden kurtulsun” anlayışının altında toplumun yıllardır kadrolaşmadan çektiği sıkıntı da yatıyor.
TV kanallarında, haberlerde veya tartışma programlarında gün geçmiyor ki ya bir siyasetçinin veya bir bürokratın FETÖ ile bağlantılı bir operasyona müdahil olmasın. ‘Şu ilde cumhuriyet savcılığının yaptığı operasyonlarda şu milletvekili veya MKK görevlisi adliyeye gitti ve adamlar serbest kaldı!’ veya ‘Şu ilde milletvekili rakibi olduğu kişiyi kumpas kurarak içeri aldırdı!’ v.b. bunları çoğaltabiliriz.
Bu söylem, bu algı toplum vicdanını yaralarken, dünyada eşi benzeri görülmeyen örgütün, bu denli yapılanarak devleti ele geçirmeye çalışması, halkında yargı karşısında bu hainlerin hesap verdiğini görmek istemesinden doğal bir şey olamaz!
Sonuç olarak: asırlardır ülkemiz üzerinde oynanan bu aşağılık oyunların oynandığı bu coğrafyada güçlü çıkmak istiyorsak; yüzyılın oyununu oynayan küresel güçler karsısında güçlü çıkmak mecburiyetindeyiz. Bu terör örgütlerinin kökünü kurutup 2023 hedeflerini başarmak zorundayız. Bu başarının da altında bu FETÖ terör örgütünü kullanan küresel güçlerin elini boş çıkarıp, bu örgütün kökünü kurutmaktan geçer, bunu başarmak içinde toplum vicdanında yara açmamalıyız!
Toplum vicdanında yara açmamak için kendi çıkarları ve menfaatleri uğruna yargıya el uzatan hangi siyasetçilerimiz ve bürokratlarımız ise o pis ellerini yargının üzerinden çekmek mecburiyetindedir!
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…