CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

Ciğerlerimiz Yanarken Siyaset Yapmak Kimin İşine Gelir

Ülkenin bir haftadır bir köşesinin ciğerleri yanarken bir tarafı da sel felaketi ile uğraşmakta. Küresel ısınmanın neticesi olsa gerek sel ve yangınlar ülkemizde olduğu gibi dünyayı da sarmış durumda. Ancak hiçbir ülkede bizim ülkemizde olduğu gibi yangın ve sel felaketlerin üzerinden siyaset yapıldığı da görülmemiştir. Hiçbir ülkenin vatandaşı da ülkemizde olduğu gibi kendi devletini kendi vatanını küçük düşürme gafletinde bulunmamıştır. ABD’de ve diğer ülkelerde bir aydır süren orman yangınlarında bırakın muhalefetin eleştirmesini basında dahi fazla yer almamaktadır. Ne oldu da iktidar hırsı bu toplumu bu kadar ayrıştırdı?   Dünya devletlerine bakıldığında coğrafi yapısına göre her devlet kendi imkân ve kabiliyetine göre tedbirler aldığı görülecektir. Türkiye’de coğrafi yapısına göre helikopter tercih etmiştir 45’e yakın yangın söndürme helikopteri ve yangın söndürme uçaklarını kiralama ile tedbir almıştır. Bu bir tercih meselesidir yanlış veya doğru diye tartışılabilir ancak bakanlığın yani devletimizin bir tercihi olduğu unutulmamalıdır. Yetersiz olabilir ya da daha çok uçakla, helikopterle “neden güçlendirmediniz” denebilir. Bu muhalefetin hakkıdır ancak ortada bir cenaze varken bunun söylenmesi doğru mudur?  Yangın bölgelerinde görev yapan gazeteci dostlarımla görüştüğümde söyledikleri tek şey; “Helikopter ve uçak suyu bıraktığında daha yere inmeden buharlaşıyor.” Bu bir felaket rüzgâr ve hava sıcaklığı yangını söndürmeye imkân vermiyor. Ancak halk bütünleşti herkes elbirliği ile mücadele ediyor. Buna karşı tam tersi olarak tepede siyasi partiler halkı ayrıştırmakta.   Ülkede bulunan muhalefet ülkenin etrafını çeviren emperyalist güçlerin tehdidine karşı birlik ve beraberli göstereceği yerde sosyal medyada ülkemizi dünya gözünde çaresiz ve güçsüz gösterme gayretlerinin olduğu bir zamanda muhalefetin sınıfta kaldığı gözlemlenmektedir. Buna nazaran Sayın Cumhurbaşkanımızın yangın bölgeleri ziyaretinde otobüsten çay paketlerini dağıtması tepki çekti. Bir belediye başkanımızın çıkıp; “buralara TOKİ ev yapacak bu evleri gören vatandaşlarımız benimde evim yansaydı da bunlardan faydalanabilseydim.” diyecek kadar saçmalaması büyük tepkilere sebep olmuştur. Halk muhalefeti anlayabilir ancak iktidar milletvekillerinin hala düğün nişan davetlerine katılmalarını bir hüner gibi sosyal medyada paylaşmaları düşündürücüdür. TV kanalların bir kısmı ülke yandı bitti derken bir kısmı da sanki ülkede bir sıkıntı yokmuş gibi güllük gülistanlık göstermesi, plajlarda hala zevki sefa görüntülerinin olması hayra alamet değildir.   Sonuç olarak bakıldığında eski ABD Dışişleri bakanı Mike Pompeo açıklamasında; “ne yaptık ise Türkiye’yi durduramadık Suriye’de kurmayı planladığımız 40 yıllık düşüncemiz ikinci bir İsrail devleti kurmaktı. Planımızı Başkan Erdoğan bir haftada bozdu. Türkiye’nin başına daha ağır sorunlar açmalıyız.” derken bu yangınlar acaba bir girişim mi diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. Bu yangınlara kimler sebebiyet verdiyse Türkiye Cumhuriyeti yargısına eninde sonunda hesap vereceklerdir. Zaten faillerin tek tek yakalanmaya başlanıldığı TV kanallarında geçmektedir. Bu yangınlar bir afete dönüştü. Bunun bir sebebi de her otuz, kırk yılda bir tıraşlanması gereken ormanlarımızın tıraşlanmamasıdır. Tıraşlanmaya çalışıldığında ise sözde çevrecilerinin ağaç sevdası tutmaktadır.  Siyasal fikrini beğenmeyebilirsiniz, siyasi duruşunu eleştirebilirsiniz ancak MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin, devlet çıkan yangınları canhıraş söndürmek için çalışıyor, zarar gören halkına da imkanlar ölçüsünde yardımcı olacak tedbirleri alıyor. Bizler ne yapmalıyız diyerek teşkilatlarına sessiz sedasız verdiği bir talimatla evi yanan, hayvanları telef olan vatandaşlara il ve ilçe teşkilatlarına ve milletvekilleri bu yaraları sarmak için koyun, keçi ve sığır verilsin talimatı milletvekillerine gücü olanın daha fazlasını yapması gerektiği talimatı bu halkın gönlünde taht kurmuşa benziyor. Keşke bu tutumu bütün siyasi partilerde gösterebilseydi. Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…
Ekleme Tarihi: 05 Ağustos 2021 - Perşembe
CEMALETTİN BEKTAŞ

Ciğerlerimiz Yanarken Siyaset Yapmak Kimin İşine Gelir

Ülkenin bir haftadır bir köşesinin ciğerleri yanarken bir tarafı da sel felaketi ile uğraşmakta. Küresel ısınmanın neticesi olsa gerek sel ve yangınlar ülkemizde olduğu gibi dünyayı da sarmış durumda. Ancak hiçbir ülkede bizim ülkemizde olduğu gibi yangın ve sel felaketlerin üzerinden siyaset yapıldığı da görülmemiştir. Hiçbir ülkenin vatandaşı da ülkemizde olduğu gibi kendi devletini kendi vatanını küçük düşürme gafletinde bulunmamıştır. ABD’de ve diğer ülkelerde bir aydır süren orman yangınlarında bırakın muhalefetin eleştirmesini basında dahi fazla yer almamaktadır. Ne oldu da iktidar hırsı bu toplumu bu kadar ayrıştırdı?

 

Dünya devletlerine bakıldığında coğrafi yapısına göre her devlet kendi imkân ve kabiliyetine göre tedbirler aldığı görülecektir. Türkiye’de coğrafi yapısına göre helikopter tercih etmiştir 45’e yakın yangın söndürme helikopteri ve yangın söndürme uçaklarını kiralama ile tedbir almıştır. Bu bir tercih meselesidir yanlış veya doğru diye tartışılabilir ancak bakanlığın yani devletimizin bir tercihi olduğu unutulmamalıdır. Yetersiz olabilir ya da daha çok uçakla, helikopterle “neden güçlendirmediniz” denebilir. Bu muhalefetin hakkıdır ancak ortada bir cenaze varken bunun söylenmesi doğru mudur?  Yangın bölgelerinde görev yapan gazeteci dostlarımla görüştüğümde söyledikleri tek şey; “Helikopter ve uçak suyu bıraktığında daha yere inmeden buharlaşıyor.” Bu bir felaket rüzgâr ve hava sıcaklığı yangını söndürmeye imkân vermiyor. Ancak halk bütünleşti herkes elbirliği ile mücadele ediyor. Buna karşı tam tersi olarak tepede siyasi partiler halkı ayrıştırmakta.

 

Ülkede bulunan muhalefet ülkenin etrafını çeviren emperyalist güçlerin tehdidine karşı birlik ve beraberli göstereceği yerde sosyal medyada ülkemizi dünya gözünde çaresiz ve güçsüz gösterme gayretlerinin olduğu bir zamanda muhalefetin sınıfta kaldığı gözlemlenmektedir. Buna nazaran Sayın Cumhurbaşkanımızın yangın bölgeleri ziyaretinde otobüsten çay paketlerini dağıtması tepki çekti. Bir belediye başkanımızın çıkıp; “buralara TOKİ ev yapacak bu evleri gören vatandaşlarımız benimde evim yansaydı da bunlardan faydalanabilseydim.” diyecek kadar saçmalaması büyük tepkilere sebep olmuştur. Halk muhalefeti anlayabilir ancak iktidar milletvekillerinin hala düğün nişan davetlerine katılmalarını bir hüner gibi sosyal medyada paylaşmaları düşündürücüdür. TV kanalların bir kısmı ülke yandı bitti derken bir kısmı da sanki ülkede bir sıkıntı yokmuş gibi güllük gülistanlık göstermesi, plajlarda hala zevki sefa görüntülerinin olması hayra alamet değildir.

 

Sonuç olarak bakıldığında eski ABD Dışişleri bakanı Mike Pompeo açıklamasında; “ne yaptık ise Türkiye’yi durduramadık Suriye’de kurmayı planladığımız 40 yıllık düşüncemiz ikinci bir İsrail devleti kurmaktı. Planımızı Başkan Erdoğan bir haftada bozdu. Türkiye’nin başına daha ağır sorunlar açmalıyız.” derken bu yangınlar acaba bir girişim mi diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. Bu yangınlara kimler sebebiyet verdiyse Türkiye Cumhuriyeti yargısına eninde sonunda hesap vereceklerdir. Zaten faillerin tek tek yakalanmaya başlanıldığı TV kanallarında geçmektedir. Bu yangınlar bir afete dönüştü. Bunun bir sebebi de her otuz, kırk yılda bir tıraşlanması gereken ormanlarımızın tıraşlanmamasıdır. Tıraşlanmaya çalışıldığında ise sözde çevrecilerinin ağaç sevdası tutmaktadır.  Siyasal fikrini beğenmeyebilirsiniz, siyasi duruşunu eleştirebilirsiniz ancak MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin, devlet çıkan yangınları canhıraş söndürmek için çalışıyor, zarar gören halkına da imkanlar ölçüsünde yardımcı olacak tedbirleri alıyor. Bizler ne yapmalıyız diyerek teşkilatlarına sessiz sedasız verdiği bir talimatla evi yanan, hayvanları telef olan vatandaşlara il ve ilçe teşkilatlarına ve milletvekilleri bu yaraları sarmak için koyun, keçi ve sığır verilsin talimatı milletvekillerine gücü olanın daha fazlasını yapması gerektiği talimatı bu halkın gönlünde taht kurmuşa benziyor. Keşke bu tutumu bütün siyasi partilerde gösterebilseydi.

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.