Geçen hafta Sayın Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in hakkında neden eleştirdiğimi birkaç madde halinde yazmıştım. Bu eleştirilerimi de FETÖ’nün içi boşaltılmış bir din oluşturma gayretlerini gördüğüm içindir. FETÖ ile bu mücadelemin altında sadece inancım gereği olduğundan çektiğim sıkıntılar bendenize bir ikram gibi gelmişti.
Sayın Görmez’e neden karşı çıkmıştım bir daha hatırlayalım: İslamiyet’e yasak kılınan birçok konuya icazet vermişti! Müslüman kadınla gayrimüslimlerin evlenmesine onay vermişti! Başörtüsüne “dini değil ahlâkidir” demişti! Kutlu Doğum Haftasını hicri takvime göre değil miladı takvime göre kutlattırmıştı ! ‘Dinler arası diyalog’ safsatasını bu millete yedirmişti! FETÖ liderinin yazdığı saçmalıkları bu millete tavsiye etmişti! “Kuran-ı Kerim’in her asırda tatbik edilmesinin önündeki en büyük engel hadis ve sünnetlerdir” diyecek kadar ileri gitmişti! 2005’de Hristiyan ve Yahudilere karşı diyaloğun önemini anlatmıştı! Ben deniz de bunlara karşı çıkarak, FETÖ elebaşının vermeye çalıştığı zararı sizler diyanetin başı olarak verdiniz diye eleştirilerde bulunmuştum.
Gelelim konumuza bizler bu eleştiriye yaptık ya cami imamlarımızı ve sendikaların kaşıntısı tuttu. “Ağır eleştiri yapmışım” yok efendim “dinde devri iskat yokmuş” tartışılabilirmişiz; yok “dinde kazaya kalmış namaz yokmuş”, “farz zamanında kılınan namazmış”, “kılamadın ise kazası olmazmış”, yok “mezhepler yokmuş”, “dinde sonra çıkmış”
Hoppalaaaaaa!
Bu diyanetin başında bu kadar sapıklık ne derken? arkasına durduğumuz, namaz kıldığımız hocaların İslam’ı yorumlamasına bak, gel de bunların arkasında namaz kıl. Yıllarca bu düşünceleri yerleştirmek için FETÖ’cüler uğraştı, aynı nakarat cami imamlarımızda da… Acaba bunlar da mı FETÖ’cü?
Bu da yetmedi Burdur Müftüsü Sayın Hıdır Bayrak ile bu konuları konuşurken o arada Burdur diyanet sen il başkanı da yanımıza gelerek, “yazması değil isim vermen önemli. Kimseyi zan altında bırakamazsın!” demesin mi! Tabi bir önceki yazımıza istinaden.
Aslında Sayın Diyanet Sen başkanı Bünyamin Öztaş’ın bunu demesine şaşırmadım. Bir nevi suçluluk psikolojisi. 15 Temmuz vatan hainlerinin kalkışmasından sonra Diyanet Sen Başkanı Bünyamin Öztaş görevden ilk uzaklaştırılan kişiydi.
Şimdi Sayın Bünyamin Öztaş’a soruyorum:
Açığa alındığınız zaman hangi milletvekilini devreye sokarak paçayı kurtardınız?
FETÖ imamları ile cami önlerinde FETÖ’nün kitaplarını dağıttınız mı?
Sendika başkanı olabilmek için FETÖ’cü hocalara ne sözler verdin, nerelere getirdin?
Sizlere tabi olmayan, sizlerin FETÖ benzeri fikirlerinizi kabul etmeyen ehlisünnet hocalara nasıl eziyet ettiniz, nerelere sürdürdünüz?
Bana dediniz ya isim ver diye, kim FETÖ’cüymüş ben size soruyorum! Burdur camilerimizde görev yapan hocalarımızın hakkında en geniş bilgiye siz sahipsiniz. FETÖ bu saçmalıkları yaparken kadrolaşırken siz ne yaptınız, çanak mı yaladınız, karşı mı çıktınız?
Tabi aynı soruyu sayın müftümüze de soruyorum: çaycısı, çorbacısı, telefoncusu icralık küçük esnaf FETÖ’cülükten cezaevlerinde yatarken sizler FETÖ’cü damgası vurup üç beş tane imamı uzak köylere göndermekle FETÖ’den arındığınızı mı zannediyorsunuz?
FETÖ bu topluma önce camilerimizden girdi. Camilerimizi bir üs haline getiren bu hainler binlerce kadrosu bulunan diyanetin içinde sadece bir kaç kişi var öylemi? Bunu da bu toplum yedi! Yapmayın beyler şimdiye kadar bu hainlerle uğraştık birazda sizlerin imana gelmesi doğru yolu bulmanız FETÖ beslemeli fikirlerden kurtulmanız için basın olarak üzerinize gitmemiz farz oldu bizlere…
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…