CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

DOLARA KARŞI MÜCADELE ETMEK HER TÜRK’ÜN GÖREVİDİR

1945’ten beri yani İkinci Dünya Savaşından sonra sözde “Yeni Dünya Sisteminde” ABD üç kural koydu: Dolar, Ambargo, İşgal. Bunun adına da Kapitalizm diyebiliriz. ABD’nin dolara bağladığı üç madde var: Silah, Enerji yani petrol ve İlaç Sanayisi. Dünyada kendi parası ile borçlanan tek ülke olan ABD, dünya devletlerine koyduğu bu istinat duvarına ilk kez S400’leri Rus rublesi ile borçlanan Türkiye karşı çıkmış oldu.  Amerika Birleşik Devletleri 1945’ten sonra 16 defa Türkiye’de operasyon yaptı: her on senede bir darbe, her üç senede bir de döviz operasyonu. Bizim de Türkiye’de yaşayan insanlar olarak iki seçeneğimiz var: ya toplum olarak topyekûn mücadele edeceğiz ya da 78 senedir yaptığımız gibi boyun bükeceğiz. Ecdadı kahramanlıklarla yoğrulan bu asil milletin torunları bunu başarmak mecburiyetindedir. Gerçekten Doların yükselmesi ekonomik bir çöküntüden kaynaklı olsa idi bugün Doların değeri 3.50’yi geçmemesi lazım; çünkü bir ülkenin para biriminin değeri karşı ülkenin milli geliri ve enflasyonuna bağlıdır.   Ekonomi ile ilgili dolar artışı olsaydı petrolün fışkırdığı Venezuela’da, Rusya’da, İran’da bu ülkelerin para değerleri Doların karşısında güçlü olması gerekirdi. Siyasilerin sıkça kullandığı bir cümle “hepimiz aynı gemideyiz”, hangi gemi, neyin gemisi belli değil! Gemi söylemi ülke demek, o ülkenin topraklarında yaşayan halkın kendisi demektir. Ülke batarsa yaşayan o toplum sıkıntı çeker, bu naraları duydukça, geriye dönüp baktığımızda siyasi liderlerden kullanmayan kalmamış!   ABD’nin Papaz Brunson’un serbest bırakılması için Türkiye’ye uygulamaya kalktığı ekonomik yaptırımların çivisi çıktı. ABD’nin Türkiye gibi Rusya, Çin, İran gibi ülkelere yaptırım uygulaması ABD’li ekonomistlerin de karşı çıktığı bir olay. Türkiye’de bütün siyasilerimiz aynı cümleleri kurmaya başladı “Bizler hükümetin yanındayız, devlet olarak dik durmak mecburiyetindeyiz” ancak bu söylemleri kullanan siyasi partilerimizden de veri olacak bir tepki yok! Sayın Devlet Bahçeli siyasi olarak tavrını gösterse de diğer partilerin göstermemesi düşündürücü! 1945’den sonra Türkiye üç olayda birlik beraberlik sağlamış durumda 1.si Kıbrıs Barış Harekâtı; ülke genelinde iktidar, muhalefet tek ağızdan birlik ve beraberlik gösterme imkanına sahip olunmuştur. 2.si 15 Temmuz; vatan hainlerinin kalkışması sonucu iktidar, muhalefet sokaklara inerek, topyekûn kenetlenip darbe girişimini önleme imkanına sahip olunmuştur. 3.sü de papazı sebep gösterip sekiz şart koyan, ekonomik yaptırımlarla Türkiye’yi diz çöktürme girişiminde bulunan ABD’nin bu son girişimi ülke genelinde bazı siyasi partiler, halkın da bütünleşmesini de sağlamış durumdadır. Kafalardaki sorular şu şekilde:   1. Bu krizi atlatmak, güçlü çıkmak için neden bütün milletvekilleri birer maaşlarını devlet hazinesine geri ödemiyor ve halkı topyekûn mücadeleye ortak etmiyor? 2. ABD’nin Türkiye’de bulunan üslerini Türkiye neden ivedilikle kapatmıyor veya “NATO’dan çıkabilirim” notasını vermiyor? 3.  15 Temmuz vatan hainlerinin kalkışmasından sonra demokrasi nöbetlerinde devlet erkanına yaranmak için en önde bayrak sallayan, yıllarca FETÖ’nün finansörü olmuş, yardımlarda bulunmuş iş adamlarımız kendi dolarlarının ne kadarını Türk parasına çevirmişler? 4. Devlet neden bankalar arası sabit kura geçip, Dolara karşı uygulanan manipülasyonları engelleyemiyor? 5.  Devlet, yatırımları durdurma kararı ile öncelik sırasına göre devam edecek kararları alırken, doğru bir karar aldığı halde neden ülke gündeminde olan tasarruf tedbirleri makam araçları üzerinde de tedbir uygulayıp tasarrufu tabana yaymıyor? 6. Çıkar odaklarının iç piyasada dövize bağlı olmayan ürünlere zam yaparak çıkar sağlayan sözde hainlerin tespit edilerek hesap sorulması!   Sonuç olarak devletin yap- işlet-devret modeli ile Dolar bazlı anlaşma varsa fes edilmesi, iş adamlarımızın bankalarda bulunan Dolar hesaplarının incelenmesi, ABD’nin güdümünde olan FETÖ’nün finansörlerinin iş adamlar düzeyinde tespit edilmesi; hükümet bu uygulamaları gerçekleştirdiğinde ise artık bırakın ABD’nin Türk milletine diz çöktürme girişimini, kendisi diz çökmek mecburiyetinde kalır. Hükümetin uygulamada yanlışlığı olabilir ancak ABD, Türkiye’ye uyguladığı bu yaptırımla her Türk evladının mücadele etmesi gerek, bu da vatan borcudur. Türkiye vatansızların ve hainlerin mekânı olmaması gerek! Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…
Ekleme Tarihi: 31 Ağustos 2018 - Cuma
CEMALETTİN BEKTAŞ

DOLARA KARŞI MÜCADELE ETMEK HER TÜRK’ÜN GÖREVİDİR

1945’ten beri yani İkinci Dünya Savaşından sonra sözde “Yeni Dünya Sisteminde” ABD üç kural koydu: Dolar, Ambargo, İşgal. Bunun adına da Kapitalizm diyebiliriz. ABD’nin dolara bağladığı üç madde var: Silah, Enerji yani petrol ve İlaç Sanayisi. Dünyada kendi parası ile borçlanan tek ülke olan ABD, dünya devletlerine koyduğu bu istinat duvarına ilk kez S400’leri Rus rublesi ile borçlanan Türkiye karşı çıkmış oldu.  Amerika Birleşik Devletleri 1945’ten sonra 16 defa Türkiye’de operasyon yaptı: her on senede bir darbe, her üç senede bir de döviz operasyonu. Bizim de Türkiye’de yaşayan insanlar olarak iki seçeneğimiz var: ya toplum olarak topyekûn mücadele edeceğiz ya da 78 senedir yaptığımız gibi boyun bükeceğiz. Ecdadı kahramanlıklarla yoğrulan bu asil milletin torunları bunu başarmak mecburiyetindedir. Gerçekten Doların yükselmesi ekonomik bir çöküntüden kaynaklı olsa idi bugün Doların değeri 3.50’yi geçmemesi lazım; çünkü bir ülkenin para biriminin değeri karşı ülkenin milli geliri ve enflasyonuna bağlıdır.

 

Ekonomi ile ilgili dolar artışı olsaydı petrolün fışkırdığı Venezuela’da, Rusya’da, İran’da bu ülkelerin para değerleri Doların karşısında güçlü olması gerekirdi. Siyasilerin sıkça kullandığı bir cümle “hepimiz aynı gemideyiz”, hangi gemi, neyin gemisi belli değil! Gemi söylemi ülke demek, o ülkenin topraklarında yaşayan halkın kendisi demektir. Ülke batarsa yaşayan o toplum sıkıntı çeker, bu naraları duydukça, geriye dönüp baktığımızda siyasi liderlerden kullanmayan kalmamış!

 

ABD’nin Papaz Brunson’un serbest bırakılması için Türkiye’ye uygulamaya kalktığı ekonomik yaptırımların çivisi çıktı. ABD’nin Türkiye gibi Rusya, Çin, İran gibi ülkelere yaptırım uygulaması ABD’li ekonomistlerin de karşı çıktığı bir olay. Türkiye’de bütün siyasilerimiz aynı cümleleri kurmaya başladı “Bizler hükümetin yanındayız, devlet olarak dik durmak mecburiyetindeyiz” ancak bu söylemleri kullanan siyasi partilerimizden de veri olacak bir tepki yok! Sayın Devlet Bahçeli siyasi olarak tavrını gösterse de diğer partilerin göstermemesi düşündürücü! 1945’den sonra Türkiye üç olayda birlik beraberlik sağlamış durumda 1.si Kıbrıs Barış Harekâtı; ülke genelinde iktidar, muhalefet tek ağızdan birlik ve beraberlik gösterme imkanına sahip olunmuştur. 2.si 15 Temmuz; vatan hainlerinin kalkışması sonucu iktidar, muhalefet sokaklara inerek, topyekûn kenetlenip darbe girişimini önleme imkanına sahip olunmuştur. 3.sü de papazı sebep gösterip sekiz şart koyan, ekonomik yaptırımlarla Türkiye’yi diz çöktürme girişiminde bulunan ABD’nin bu son girişimi ülke genelinde bazı siyasi partiler, halkın da bütünleşmesini de sağlamış durumdadır. Kafalardaki sorular şu şekilde:

 

  1. 1. Bu krizi atlatmak, güçlü çıkmak için neden bütün milletvekilleri birer maaşlarını devlet hazinesine geri ödemiyor ve halkı topyekûn mücadeleye ortak etmiyor?
  2. 2. ABD’nin Türkiye’de bulunan üslerini Türkiye neden ivedilikle kapatmıyor veya “NATO’dan çıkabilirim” notasını vermiyor?
  3. 3.  15 Temmuz vatan hainlerinin kalkışmasından sonra demokrasi nöbetlerinde devlet erkanına yaranmak için en önde bayrak sallayan, yıllarca FETÖ’nün finansörü olmuş, yardımlarda bulunmuş iş adamlarımız kendi dolarlarının ne kadarını Türk parasına çevirmişler?
  4. 4. Devlet neden bankalar arası sabit kura geçip, Dolara karşı uygulanan manipülasyonları engelleyemiyor?
  5. 5.  Devlet, yatırımları durdurma kararı ile öncelik sırasına göre devam edecek kararları alırken, doğru bir karar aldığı halde neden ülke gündeminde olan tasarruf tedbirleri makam araçları üzerinde de tedbir uygulayıp tasarrufu tabana yaymıyor?
  6. 6. Çıkar odaklarının iç piyasada dövize bağlı olmayan ürünlere zam yaparak çıkar sağlayan sözde hainlerin tespit edilerek hesap sorulması!

 

Sonuç olarak devletin yap- işlet-devret modeli ile Dolar bazlı anlaşma varsa fes edilmesi, iş adamlarımızın bankalarda bulunan Dolar hesaplarının incelenmesi, ABD’nin güdümünde olan FETÖ’nün finansörlerinin iş adamlar düzeyinde tespit edilmesi; hükümet bu uygulamaları gerçekleştirdiğinde ise artık bırakın ABD’nin Türk milletine diz çöktürme girişimini, kendisi diz çökmek mecburiyetinde kalır. Hükümetin uygulamada yanlışlığı olabilir ancak ABD, Türkiye’ye uyguladığı bu yaptırımla her Türk evladının mücadele etmesi gerek, bu da vatan borcudur. Türkiye vatansızların ve hainlerin mekânı olmaması gerek!

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.