15 Temmuz’daki vatan hainlerinin darbe kalkışmasından sonra FETÖ örgütünün Türkiye genelindeki mahkemelerde oynadığı oyun yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başladı…   Sayın Cumhurbaşkanı “Bu örgütün tabanı hizmet, ortası ticaret, tavanı hıyanet” derken belki de tarihi cümle sarf ettiğini kendisi de farkında değildi!   15 Temmuz’dan sonra yapılan operasyonlarda tutuklanan binlerce kişinin çoğu serbest bırakılmaya başlandı. Kanunların verdiği yetki dahilinde tutukluluğun devamı da nerede ise suç sayılacak duruma geldi. Tutuklu sanıkların çoğu sadece örgüte üye olmak suçlaması ile mahkemelere sevk edildi. Halen tutukluluk halleri devam edenlerin ya örgüt yöneticisi veya örgüt kurmaktan ceza alacakları görünmekte.   Şimdi kafalardaki sorular şu: 1) Sadece FETÖ terör örgütüne üye olanları göz altına alıp tutuklamalar yapılmasıyla toplumdaki rahatsızlığın oluşması mı sağlandı?  Eğer bu kişiler suçlu ise o zaman toplumun yarısının içeri alınması gerekmiyor mu? Sözde “sohbetlerine” gidenler, kurban bağışında bulunanlar, okullara çocuklarını gönderenler, bankaya para yatıranlar sayın cumhurbaşkanının dediği gibi sadece “hizmet kesimi”nde mağduriyet oluşturmak acaba 1990’da PKK için oynanan oyunun tekrarı mı? 2) Bu mağduriyetlerin oluşması hükümet yetkililerinin işine gelmeyeceğine göre bu algı ve mağduriyeti oluşturan yapı ne zaman çözülecek?  Bugün tutuklu bulunanların neredeyse yüzde 60’ı sadece örgüte üye olmaktan tutuklu ve şu anda serbest bırakılmakta. 20 aya yakın tutuklu bulunan kişilerin ortak söylemi şu: “Biz Allah rızası için bu sohbetlere gittik, çocuklarımız düzgün, vatan-millet sevdalısı olsun, hayırlı bir evlat yetiştirelim diye gönderdik. Suç mu?” demeleri, hükümete cephe almak, oluşan mağduriyetlerin hükümet kanalı ile algılanması, bu söylemlere hükümet bir çare bulmak mecburiyetindedir!   Sonuç olarak darbe girişiminden sonra devletin refleks göstermesi doğal olduğu gibi bu mağduriyetlerin giderilmesi de yine siyasi iradeye düşmekte! Örgüt yöneticilerinin, örgüt kuran vatan hainlerinin, bu darbeye kalkışanların en ağır ceza alması ayrı, sadece yıllarca siyasetin de içerisinde bulunduğu bu yapıya Allah rızası için gidenleri ayırmak hem yargı hem de siyasilerin görevidir! Hiçbir adli soruşturması olmayan bir memuru ihraç edeceksin, emekli olacak, toplu parasını vermeyeceksin, binlerce memuru açığa alacaksın, 2 senedir görevine dönemeyecek, toplum gözünde “baş FETÖ’cü bunlar” dediği kişilere dokunamayacaksın!   Sadece devlete yardımcı olabilmek için ifade verenleri mahkeme kapılarında şahit diye süründüreceksin, toplumu birbirine kırdırırcasına binlerce kişi mağdur olacak, hükümete düşman olacak!   Bunun iki tane cevabı olsa gerek: 1) Bu uygulamaları yapan FETÖ’cüler kendilerini gizlemek için bu kadar mağduriyet oluşturdular, devlete ve hükümete düşman ürettirip ikinci planlarını uygulamaya koydular. 2) Bu uygulamaları yapanlar yıllarca bu FETÖ denen örgütün içinde yer aldılar, kendilerini gizlemek için bu yola başvurdular. Acaba 15 Temmuz’dan sonra oluşan bu mağduriyeti yaşayanlara, emniyet sorgulamalarında iyi araştırılıp sadece inancı gereği bu örgütle intisaplı olanlara 15 Temmuz gecesi olan olayları bir CD’de izlettirilseydi ve serbest bırakılsalardı bu insanlar devlet ve hükümet düşmanı olurlar mıydı? Artık yargının ve siyasi yapının bu oluşan mağduriyetlerin giderilmesi için bir çalışma yapmasının zamanı gelmedi mi? Yoksa 1990’da oynanan oyunla binlerce PKK’lı oluşturulduğu gibi şimdide binlerce FETÖ’cü militan mı oluşturuyoruz? Devlet bu mağduriyetleri gideremezse, bu mağdurlarla barışamazsa Allah korusun nasıl ki PKK ile 40 senedir mücadele ediyorsak FETÖ ile de mücadele etmek mecburiyetinde kalınır mı? Türkiye’deki siyasi yapılanmalar Cumhurbaşkanlığı sistemini engellemek için mi bu kadar mağduriyetler oluşturuldu? Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…