Bu yazıyı sadece tarihe bir not düşmek için yazsam da yıllardır bu FETÖ denen illetle mücadele eden biri olarak bu temizlik harekâtından korkmaya başladım neden mi?
1990’lı yıllardan itibaren PKK’nın terör saldırılarından bıkan devlet, terörle mücadele kanunları çıkararak mücadele etmeye çalıştı. Tabi halka yansıyan mücadeleden çok zulüm, işkence, devletten soğuma politikaları oluştu. Monarşi kültürü ile yaşayan halk evine silah zoru ile gelen PKK’lıya ekmek verdi, çocuğunu verdi, yaşama alanlarını oluşturmakta yardımcı oldu. Yani devletin olmadığı yerde silahın kanunu geçti. Bizler de devlet olarak “Sizler bunlara yataklık ettiniz” diye ya cezaevlerine attık ya da az da olsa işkence emarelerini gösterdik. İşkence gören ve cezaevine giren halk cezaevlerinde koğuş sisteminde tekrar devletin karşısına militan olarak çıktı. Devlet olarak binlerce PKK’lıdan yüzbinlerce PKK’lıya çıkardık, dünyanın en büyük terör örgütüne çevirdik. Sebep ABD, İsrail ve Avrupa’nın oyununa geldik, güçlü devletten terörle mücadele eden konumuna düştük. Şimdi gelelim FETÖ/PDY terör örgütüne…
15 Temmuz darbe işgal girişiminden sonra ülke genelinde başlatılan operasyon… Operasyonlarda baz alınan milat 17/25 Aralık, yani bu tarihten sonra bankaları ile çalışan, okullarına çocuğunu gönderen, himmet parası toplayan ve bu örgütün para kaynağı olarak gözüken şirketler…
Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımız 17/25 Aralık’tan sonra bu hainlerin iç yüzünün terör örgütü olduğunu anlatmaya çalıştı da halk anlamadı, kendi partisi de mi anlamadı? Bu devletin makamını dolduran zat-ı muhteremlerde mi anlamadı? Neden 17/25 Aralık’tan sonra bu okullar kapatılmadı, neden bankaları kapatılmadı, neden gazeteleri kapatılmadı; illaki bu hainlerin darbe girişimi mi yapması lazımdı! Bu yerlerden vergi alındı, devlet teşviki verildi, yani suç sadece bu hain terör örgütüne saf inancı gereği gazete alan mı, çocuklarının İslam düşüncesine sahip olsun diye okullarına gönderen mi yoksa bir para havale etmek için bankaya giren mi yoksa bu imkanları veren devlet mi ve hala kendi içini temizleyemeyen, kendini gizlemiş içlerinde avukatlığını yapmış 40’a yakın FETÖ terör örgütçü milletvekili olan binlerce FETÖ’cü üyesi olan iktidar partisi mi ve içinde bu hainleri besleyen diğer siyasi partiler mi!
Siyasetin ana beslenme odağı sürü psikolojisidir. Toplumu yakaladığın rüzgârla bir yerlere götürebilirsen iktidar olursun. Eğer FETÖ/PDY terör örgütünü de bitirmek istiyorsak halkı devletin yanına almak, başlarındaki hainleri de cezaevlerine tıkmak mecburiyetindeyiz. Bu hainlerin “hain” olduğunu halka anlatmak mecburiyetindeyiz. Devleti bu yapıdan kurtarmaktan başka çaremiz yok! 1990’larda yaptığımız hatayı bir daha yaparsak, halkı bu örgütün kucağına atarsak Allah korusun PKK’da ödediğimiz ve ödemekte olduğumuz ağır bedelden fazlasını öderiz; ABD, İsrail ve Avrupa’nın oyununa bir daha gelmiş oluruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz akşamı halkla devleti buluşturduğu gibi gün birlik günü, yaşla kuruyu ayırma günü, kim çok tutukladı, kim çok memuriyetten açığa aldı yarışından çok kim halkla devleti buluşturdu yarışına girme zamanı gelmedi mi?
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…