Türkiye genelinde Diyanet İşleri Başkanının FETÖ liderine yazdığı mektup konuşulmakta.
Sayın Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez “yazmadım” diyemiyor. “Bu, 2013’den önce yazılmış, ortalığı bulandırmayın, art niyetli bir haber” olarak nitelendiriyor (koskoca profesör ilkokul mezunu bir haine methiyeler düzüyor). Buraya kadar toplum anladı, bunu 2013’den önce kaleme almışsın, zaten FETÖ her tarafa bulaşmış, sadece siyaset ayağı, genel müdürler, müsteşarlar ve daire başkanlarına bulaşmamış… Bunu da bu toplum yedi!
Sayın başkan! İslamiyet’e yasak kılınan birçok konuya icazet verdin! Müslüman kadınla gayri Müslümlerin evlenmesine onay verdin! Başörtüsüne “dini değil ahlakidir” dedin! Kutlu Doğum Haftasını hicri takvime göre değil miladı takvime göre kutlattırdın! Dinler arası diyalog safsatasını bu millete yedirdin! FETÖ liderinin yazdığı saçmalıkları bu millete tavsiye ettin! “Kuran-ı Kerim’in her asırda tatbil edilmesinin önünde en büyük engel olarak hadis ve sünnetlerdir” diyecek kadar ileri gittin! 2005’de Türkiye’de ve Avrupa’da çok dinli bir yaşam sağlanacaksa Hristiyan ve Yahudilere karşı diyaloğun önemini anlattın! Müslümanlığa bu kadar kötülüğü yıllarca FETÖ elebaşı yapmaya çalıştı, sizlerin ne farkı kaldı?
Sayın başkanın diyanetin başındaki kişi olarak yıllarca FETÖ’nün yayınlarını, düşüncelerini methetti, olur verdi. Karşı çıkmayışının altında acaba ne yatıyor?
“Bu kadar sorunun altında yıprandım” deyip “hatalı davrandım, bu halktan özür diliyorum” diyeceği yerde hala direnmesi acaba bu soruşturmaların ucu kendine ve etrafına dokunacağı için midir!
Sayın başkanı bu kadar savunan Diyanet-Sen genel başkanından alında il başkanlarına varıncaya kadar yıllarca FETÖ ile ahbap çavuş ilişkileri ile bir yerlere gelenler açığa alınınca siyasetteki FETÖ uzantılarını devreye sokup kurtulanlar, bu sapık fikirleri yıllarca savunuculuğunu yapanlar bir gün kendilerine sıra gelmeyeceğini mi düşünmekte? Tabi bu ülkenin FETÖ’nün siyasi ayağı temizlenirse bunlara da sıra çabuk gelir. Şunu da bilmek gerekir ki FETÖ topluma okullardan önce camilerimizden girdi, acaba kimin vasıtası ile!
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…