Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)
Köşe Yazarı
Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)
 

Halk, AKP’den ne İstedi?

–    Hasan Bey, AKP’nin 28 Mayıs zaferi, 31 Marttaki yenilginin anlamı nedir? –    Halk, Erdoğan’a: Bugüne kadar yaptığın yanlışlıkları, hataları, partinin şımarıklıklarını görmezden geldim. Hatırın için şahsına destek verdim. 31 Mart yerel seçimlerinde hatalarına, yanlışlıklarına, partinin şımarıklıklarına evet demeyeceğim…  Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde kullandığı sloganlar: 1.     Muhalefet çok dağınık, 2.     Muhalefet bir araya gelemiyor, gibi söylemler ile halk ikna olmadı. Erdoğan, yeni bir anlayış getiremedi, yeni bir hikâye yazamadı.  Erdoğan’ın 2003 yılında iktidar olmasını sağlayan özellikler: Halk: 1.     Siyasetçilerden bıkmıştı, 2.     Bürokratlardan bıkmıştı, 3.     Siyasi liderlerden bıkmıştı, 4.     Muhafazakârlık anlayışından yani aynı cümleleri duymaktan bıkmıştı, 5.     Ekonomi bozulduğu için yoksulluktan bıkmıştı, 6.     Denenmemiş siyasetçi kalmadığı için halk kimseye güvenemiyordu…  2003 yılında ne vardı? 1.     Umutsuzluk vardı, 2.     Karamsarlık vardı, 3.     Yoksulluk vardı, 4.     Güvensizlik vardı, 5.     Adaletsizlik vardı, Yukarıda belirttiğim koşulların sona erdirilmesi için 2003 yılında Erdoğan bir hedef belirledi ve başarılı oldu…  AK Partisi 1.     Kitle partisi olarak kurudu, 2.     Bir dava partisi olarak kurulmadı, Erdoğan, AKP’yi kurarken parti içinde: 1.     Sağcı, 2.     Solcu, 3.     Milliyetçi, 4.     Dindar, 5.     Dinci, 6.     Devrimci, 7.     Sosyalist, 8.     Atatürkçü, 9.     Kemalist, Erdoğan, 2003 yılında halkın her kesimine hitap eden bir parti kurmuştu. 27 Nisan E muhtırası: E muhtırasına direniş Erdoğan’ı zirveye taşıdı. Oy oranı % 38’den % 49’a fırladı. 28 Nisan günü %55’e yükselmiş. Bu oran bir müddet böyle devam etti…  Eksiğiyle, yanlışıyla Erdoğan, Vadettiklerini gerçekleştirdi. İktidar ve muhalefet seçmeninde “yaparsa Erdoğan yapar.” kanaati iyice yerleşmişti. Türkiye’nin, Merkez bankasına ortaklık oranı %55’e yükselince bir kanaat daha oluşmuştu: “Uydu ve sömürgeden bölgesel liderlik hedefimizdir…” 15 Temmuz’dan sonra MHP ile birliktelik sağlandı ve Cumhur ittifakı kuruldu. İttifak verdiği sözleri yerine getirdi ama olumsuz iki gelişme oldu:  Önemli iki hata: 1.    AKP, dejenere (bozulma) oldu. Parti içinde, mecburi Müslüman kitle oluştu… Mecburi Müslüman kitle, eleştirdikleri insanlara ve kapitalistlere benzedikleri için parti bürokratlarında şımarıklık, adam kayırma ve yolsuzluk zirve yaptı… 2.     AKP-FETÖ işbirliği neticesinde alan açılması, bozulmayı ve şımarıklığı hızlandırdı… Halk, bu iki hatayı bildiği halde Erdoğan’ı ayrı, AKP’yi ayrı değerlendirdi…  Erdoğan şöyle dedi: “Bugüne kadar 200 yıllık bir esaretten çıkış hamlesindeyiz.” 200 yıllık esaret ne demektir? Anlatayım:  1.     1839 Tanzimat Fermanı ve 1841 Londra anlaşması ile başlayan esaret halka anlatılamadı.  2.   İstiklal mücadelesi veriyoruz cümlesi, iktidar mücadelesi olarak algılandı bu konu da anlatılamadı.   Erdoğan, birleşmiş milletlerde: 1.     Dünya beşten büyüktür. 2.     Dünya daha adil yönetilebilir,  Ülke içinde 1.     Ülkeyi, faiz baronlarına teslim etmeyeceğiz, 2.     Güneyimizde terör devletine izin vermeyeceğiz… gibi radikal söylemler Erdoğan’ın 21 yıl iktidarda kalmasına vesile oldu ama 31 Mart yerel seçimlerinde beka sorunu olmadığı için halk sarı kart gösterdi. Sarı kartın nedenleri: 1.     AKP’li yöneticilerin 2003 yılında eleştirdikleri kişilere benzeşen oligarşilerin çoğalması, 2.     Yanlışlıkların ve hataların zirve yapması, 3.     Yolsuzlukların ayyuka çıkması, 4.     Parti içindeki bürokratların şımarıklığı, 5.     Adam kayırmalar, 6.     Oligarklaşmış, AKP’deki siyasiler ve bürokratların tavırları,  Sandığa gitmeyen seçmen ne diyor? 1.     Erdoğan bizi oyalıyor mu? 2.     Siyasi partilerin birbirinden farkı yoktur… 3.     Yaparsa kim yapar? Söz konusu bu üç anlayışla 2003 yılına geri döndük… Bu durumda hem iktidarın hem de muhalefetin güven verebileceği noktadayız… Selam ve saygılarımla…  
Ekleme Tarihi: 14 Haziran 2024 - Cuma
Ahmet Yaşar Zengin (Emekli Akademisyen)

Halk, AKP’den ne İstedi?

–    Hasan Bey, AKP’nin 28 Mayıs zaferi, 31 Marttaki yenilginin anlamı nedir?

–    Halk, Erdoğan’a: Bugüne kadar yaptığın yanlışlıkları, hataları, partinin şımarıklıklarını görmezden geldim. Hatırın için şahsına destek verdim. 31 Mart yerel seçimlerinde hatalarına, yanlışlıklarına, partinin şımarıklıklarına evet demeyeceğim…

 Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde kullandığı sloganlar:

1.     Muhalefet çok dağınık,

2.     Muhalefet bir araya gelemiyor,

gibi söylemler ile halk ikna olmadı. Erdoğan, yeni bir anlayış getiremedi, yeni bir hikâye yazamadı.

 Erdoğan’ın 2003 yılında iktidar olmasını sağlayan özellikler:

Halk:

1.     Siyasetçilerden bıkmıştı,

2.     Bürokratlardan bıkmıştı,

3.     Siyasi liderlerden bıkmıştı,

4.     Muhafazakârlık anlayışından yani aynı cümleleri duymaktan bıkmıştı,

5.     Ekonomi bozulduğu için yoksulluktan bıkmıştı,

6.     Denenmemiş siyasetçi kalmadığı için halk kimseye güvenemiyordu…

 2003 yılında ne vardı?

1.     Umutsuzluk vardı,

2.     Karamsarlık vardı,

3.     Yoksulluk vardı,

4.     Güvensizlik vardı,

5.     Adaletsizlik vardı,

Yukarıda belirttiğim koşulların sona erdirilmesi için 2003 yılında Erdoğan bir hedef belirledi ve başarılı oldu…

 AK Partisi

1.     Kitle partisi olarak kurudu,

2.     Bir dava partisi olarak kurulmadı,

Erdoğan, AKP’yi kurarken parti içinde:

1.     Sağcı,

2.     Solcu,

3.     Milliyetçi,

4.     Dindar,

5.     Dinci,

6.     Devrimci,

7.     Sosyalist,

8.     Atatürkçü,

9.     Kemalist,

Erdoğan, 2003 yılında halkın her kesimine hitap eden bir parti kurmuştu.

27 Nisan E muhtırası:

E muhtırasına direniş Erdoğan’ı zirveye taşıdı. Oy oranı % 38’den % 49’a fırladı. 28 Nisan günü %55’e yükselmiş. Bu oran bir müddet böyle devam etti…

 Eksiğiyle, yanlışıyla Erdoğan,

Vadettiklerini gerçekleştirdi. İktidar ve muhalefet seçmeninde “yaparsa Erdoğan yapar.” kanaati iyice yerleşmişti.

Türkiye’nin, Merkez bankasına ortaklık oranı %55’e yükselince bir kanaat daha oluşmuştu:

“Uydu ve sömürgeden bölgesel liderlik hedefimizdir…”

15 Temmuz’dan sonra MHP ile birliktelik sağlandı ve Cumhur ittifakı kuruldu. İttifak verdiği sözleri yerine getirdi ama olumsuz iki gelişme oldu:

 Önemli iki hata:

1.    AKP, dejenere (bozulma) oldu. Parti içinde, mecburi Müslüman kitle oluştu… Mecburi Müslüman kitle, eleştirdikleri insanlara ve kapitalistlere benzedikleri için parti bürokratlarında şımarıklık, adam kayırma ve yolsuzluk zirve yaptı…

2.     AKP-FETÖ işbirliği neticesinde alan açılması, bozulmayı ve şımarıklığı hızlandırdı…

Halk, bu iki hatayı bildiği halde Erdoğan’ı ayrı, AKP’yi ayrı değerlendirdi…

 Erdoğan şöyle dedi:

“Bugüne kadar 200 yıllık bir esaretten çıkış hamlesindeyiz.” 200 yıllık esaret ne demektir? Anlatayım: 

1.     1839 Tanzimat Fermanı ve 1841 Londra anlaşması ile başlayan esaret halka anlatılamadı. 

2.   İstiklal mücadelesi veriyoruz cümlesi, iktidar mücadelesi olarak algılandı bu konu da anlatılamadı. 

 Erdoğan, birleşmiş milletlerde:

1.     Dünya beşten büyüktür.

2.     Dünya daha adil yönetilebilir,

 Ülke içinde

1.     Ülkeyi, faiz baronlarına teslim etmeyeceğiz,

2.     Güneyimizde terör devletine izin vermeyeceğiz…

gibi radikal söylemler Erdoğan’ın 21 yıl iktidarda kalmasına vesile oldu ama 31 Mart yerel seçimlerinde beka sorunu olmadığı için halk sarı kart gösterdi.

Sarı kartın nedenleri:

1.     AKP’li yöneticilerin 2003 yılında eleştirdikleri kişilere benzeşen oligarşilerin çoğalması,

2.     Yanlışlıkların ve hataların zirve yapması,

3.     Yolsuzlukların ayyuka çıkması,

4.     Parti içindeki bürokratların şımarıklığı,

5.     Adam kayırmalar,

6.     Oligarklaşmış, AKP’deki siyasiler ve bürokratların tavırları,

 Sandığa gitmeyen seçmen ne diyor?

1.     Erdoğan bizi oyalıyor mu?

2.     Siyasi partilerin birbirinden farkı yoktur…

3.     Yaparsa kim yapar?

Söz konusu bu üç anlayışla 2003 yılına geri döndük… Bu durumda hem iktidarın hem de muhalefetin güven verebileceği noktadayız…

Selam ve saygılarımla…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.