2017’nin son günlerinde CHP ve AK Parti’de il kongreleri oldu, ilk önce 30 Aralık Cumartesi günü CHP’nin il kongresine bakalım.
CHP’de iki adayın yarıştığı il kongresinde Türkiye’de CHP’li en genç il başkanlığı yapan Barış Ayten’le ile yılların CHP’nin duayenlerinden olan Osman Gök’ün mücadelesi ile geçti.
Bolu milletvekili Tanju Özcan’ın divan başkanlığını yaptığı kongrede konuşan Özcan, “Türkiye’de FETÖ ile mücadele eden yok! Davulcu, zurnacı, öğretmen, hademe içerde müsteşarla, genel müdürle, tepedeki kadro ile mücadele eden yok!” demesi, toplumun algısını yansıtması hafızalara kazındı!
Kongreye il başkanı olarak giren Barış Ayten’in ise toplumun unutmaya yüz tuttuğu devrimci söylemlerin albenisi olmazken, parti içinde mücadele ettiği Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’le 2019’da tekrar kazanacaklarını söylemesi kongreyi kaybetmesini engelleyemedi!
Kongrede konuşan yeni İl Başkanı Sayın Osman Gök ise birleştirici olacaklarının, parti içi hizipçiliğe izin vermeyeceklerinin üzerinde durması delegeler üzerinde etkili olurken CHP’nin yıllarca iç çekişmesinden partideki yıpranmanın bu şekilde son bulacağına inanmış gözükmekte. Sadece Sayın Osman Gök’ün partide birleştirici olmasının dışında basınla ilişkisi olmaması, CHP’lilerin yıllarca çektiği ve hala üzerinden atamadığı topluma üsten bakış algısını sayın yeni il başkanı Osman Gök’ün de taşıması olarak delegelerde algılandı gibi. Salonda coşkunun olmayışı, solonun boş olması, delegeler dışında çok az sayıda halkın olması gözlerden kaçmazken, sessiz sedasız il başkanını değiştirmenin parti içi yıpranmanın önüne geçildiği algısı da hasıl oldu.
2017’nin son gününde 31 Aralık Pazar günü ise AK Parti il kongresi oldu. Bir şenlik havası içinde geçen kongreye ilçelerden yoğun katılım gözle görülürken sayın başbakanın Burdur’a gelmesi de kongre heyecanının bir kat artmasını sağlamış gözükmekte. Sayın başbakanın gelmesiyle bütün sivil toplum örgütlerinin katılımı sağlanırken, AK Parti Genel Merkezi’nin yıllardır ilk kez tabanın istediği, temayülden çıkan, Türkiye’de AK Parti’de en genç il başkanlarını arasında olmasının heyecanını da yaşayan Sayın Volkan Mengi oldu.
Kongrede konuşan Sayın Başbakan Binali Yıldırım 15 Temmuz vurgusunu işlerken Burdur’a yapılan yatırımları bir-bir anlatması salon içinde ve dışında bulunan halkın coşkusuna sebep oldu. Sayın Başbakanın Binali Yıldırım’ın Burdur’un sorunlarını bildiği izlemini yılların verdiği siyasi tecrübe ile anlatması, tek tek hangi ilçede hangi sorunun olduğunu ve çözümünü söylemesi salonda ve dışarda toplanan halkı mutlu ederken herkesin kafasında “AK Parti Burdur’da yıllardır ikiye bölünen gurup savaşlarına maruz kaldı, bu yönetimde kim olacak” algısı vardı.
Sayın Volkan Mengi’nin il yönetimi belli olduktan sonra partide yıllardır görev almış şahsiyetlerin kendilerini göremeyince moralleri bozulsa da genel açıdan olumlu bakılırken bir kaç isme tepki göstermekten de geri durulmadı!
İl başkanlığına aday olan şahsiyetlerin “yok eşi açık”, “yok içki içiyor” diye fotoğraflarını AK Parti genel merkezine gönderen, siyaseti belden aşağı vurmayı hüner sayan, Sayın Volkan Mengi il başkanı olarak atandıktan sonra eski yönetime “partiye siz niye geldiniz” diye terbiye sınırlarını aşıp saygısızlık yapan, eline üç gün imkân geçince “Burdur’da bütün tayinler benden sorulur” diye bürokrasinin başına bela olmaya çalışan siyaseti bir ego tatmini olarak gören ahlak ve saygıdan yoksun birkaç kişinin isminin zikredilmesi de düşündürücü!
2019’da hem yerel hem de yarı başkanlık denecek cumhurbaşkanlığı sistemi seçimlerinin olması, yüz yıldır Türkiye üzerinde oynanan oyunlara Türkiye’nin cevap veremeyişi, Türkiye devletini bir şamar oğlan gören kullanılabilir devlet olarak bakan ABD ve Avrupa 15 Temmuz 2016’dan sonra karşı atağa geçip cevap vermesi, “bundan sonra bölgede bir oyun oynanacaksa bende varım” demesi Avrupa ve ABD’nin artık gizli değil açık oynamasına vesile oldu! Mısır, Tunus, Libya, Irak, Suriye derken bugünlerde de İran üzerinde oyun oynayan Avrupa ve ABD “bilfiil sıra Türkiye’ye de gelecek!” uyarısında bulunmakta!
Türkiye bu ateş çemberi içinden çıkmak istiyorsa, bu oyunlara boyun eğmemek istiyorsa mutlaka hem ekonomide hem de siyasette güçlü olmak mecburiyetinde! Sayın AK Parti Burdur il başkanı da sohbetlerde bunu dile getiren genç ve yetenekli, vatan millet sevdası ile yanan bir kardeşimiz nasıl olurda halkın algılamasında haysiyet ve şereften yoksun bir kaç kişi de olsa yönetime alıp toplumun tepkisini çeker ve hangi baskı ve zorlama ile yönetime alır?
Böyle hatalarda olmasa biz basın mensuplarına iş düşmez bu şahsiyetler üzerine daha çok bu köşelerden yazmak mecburiyetinde kalacağımı düşünmekteyim.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…