Kim ne düşünürse düşünsün MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ülke siyasetinde gündem belirleyen bir siyasi konumuna geldi.   Sayın Devlet Bahçeli önce “Cumhurbaşkanlığını kanuni bir sisteme sokalım” diyerek referandum yolunu açtı, daha sonra yıllardır söyleyip inandıramadığı PKK- FETÖ tehlikesini gören hükümeti mücadelede yalnız bırakmayarak, devletin güçlü çıkmasında muhalefet olarak destekçisi olan Sayın Bahçeli şimdi de uluslararası Türkiye’yi çevreleyen ateş çemberine dikkat çekerek devletin güçlü olmasını başarabilmek için de cumhurbaşkanlığı sisteminde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yeniden seçilmesini istiyor. Neden mi?   Bunun iki sebebi var. 1) AK Parti’nin 15 senelik iktidarı zamanında kapitalist zihniyetin ve FETÖ’nün bütün devlet birimlerinde yerleşmesi, vatan millet sevdalı idarecilerin ve bürokratların dışlanması,  eğer Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan desteklenirse boşalan idarelere bu vatan millet aşkı ile yanan milliyetçi - ülkücü vatanseverlerin geleceği düşünülmekte. 2) Sayın Bahçeli eğer cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarması durumunda kimi aday çıkarırsa çıkarsın (!) şu anki konjonktürde adayın ikinci tura kalma sansının olmadığını bilmekte! İkinci turda iki adayın yarışacağı bir yarışta da Sayın Devlet Bahçeli tabanına “Biz CHP adayını destekliyoruz” diyemez.  CHP adayını HDP ve FETÖ’nün destekleyeceği kesin gibi gözükmekte. Sayın Bahçeli seçmene ne söylerse söylesin milliyetçi kesim ikinci turda sayın cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekler. Bunu bilen Sayın Bahçeli tabanın algısına kulak vererek, sayın cumhurbaşkanına tam desteğini açıkladı, yani bütün sorumluluğu AK Partinin kucağına koydu!   AK Parti cenahında ise ‘milli ve yerli’ ittifak söylemlerine karşı 15 Temmuz’a kadar FETÖ’nün hain bir örgüt olduğunu anlatamayan sayın cumhurbaşkanı şimdide MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin bu desteğini anlatmakta güçlük çekeceği gözükmekte! Hala referandumda MHP’nin desteğini kabullenmeyen parti teşkilatları ve milletvekilleri…   Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan parti teşkilatlarında FETÖ söylemleri olan “MHP dağıldı, ne gücü var ki, olsa da kazanırız, olmasa da”  algısını kıramazsa, kapitalist zihniyetleri temizleyemezse, FETÖ’nün en bariz yaptığı iş olan “düşmanımın düşmanı dostumdur” anlayışı ile “Ben gelemezsem ilerde kullanmak amacı ile sosyalist birileri gelsin” algısını kıramayıp tabanda milliyetçi vatansever şahsiyetlerin yerine FETÖ kırıntıları sosyalistlerin köşe başlarını tutarsa, MHP’nin tabanının gururu ile oynanırsa işte o zaman AK Parti hayatında yaşamadığı şoku yaşar! MHP’nin bu ittifaka hazır olduğu kadar Sayın AK Partililer de hazır olacak mı zaman gösterecek?   Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…