CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

MERKEZİ EZÂN OKUMANIN YANLIŞLIKLARI VE DİNE ZARARLARI

Tam unutuldu bu zırvalık derken yine gün yüzüne çıktı, neymiş efendim merkezi ezân sistemi ile ezânı güzel okuyan biri tarafından okunacak, kafa karışıklıkları gidecek, birilerin rahatsız olmayacak, biri başlayıp diğeri bitirmeyecek. Rahatsız olan kesime bakarsanız ya dine nifak sokmaya çalışan FETÖ’cüler gibi bir kesimdir ya da dinle alakası olmayan kesimdir.  Bu oyunlara mülki idarecilerinde gelmesi de başka bir sorun.   Millet olarak bir kültürümüz var her konuda konuştuğumuz gibi din konusunda da konuşuyoruz.  Eksik veya fazla tarih, tıp, özellikte de din konusunda bilip bilmeden “Benim görüşüme göre” diyerek başlıyoruz.   Türkler Müslüman olduktan sonra İslamiyet’in îmân ve amel esaslarını hiç değişiklik yapmadan değişikliğe gitmeden yerine getiren bir millet olmuşlardır.  Bunu tarih boyunca Türk devletlerinde görme imkânımız var; Ehl-i Sünnet akîdesine göre inanmağı bu akîdenin ameli mezhepleri olan dört mezhepten birine göre amel etmeyi kendilerine şiar edinmişler. Devletin başından en alttaki ferdi vatandaş da aynı inanca sahip olup, anarşiden uzak durup, mutlu bir toplum olup hayatın tadını çıkarmışlardır.  Bunu başarmışlardır.   İslam devletlerin zayıflama dönemlerine bakıldığında kötü ruhlu kişiler yani bidat ehli ve dış güçlerin, İslam düşmanlarının sözlerinin bu temiz millete yaymaya çalıştıkları görülmekte. Orta Doğuda Vehhâbilik, Selefilik, özellikle Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilirken İngilizlerin eli ile yerleştirilmiştir. Yine Hindistan’da 1858’den sonra Kadiyânilik, Eshâb-ı Kirâm düşmânlığı mezhepsizlik de İngilizlerin eli ile yerleşmiştir.   Günümüz Türkiye’sinde ise her fert özgürce düşünmekte hatta emr-i mâruf yapabilmektedir. Ancak bazı ibadetler vardır ki bunlar toplu yapılmaktadır. Bayram namazı ve Cuma namazları hatta camilerimizde ise beş vakit cemaatle namaz kılınmaktadır. Yüz yıllardır minarelerden okunan ezanlar ise vaktin girdiğini bildirdiği gibi vatanımızın bağımsızlığımızın da simgesi olmuştur.   Ezân okumak hicretin birinci senesinde Medine’de başlamıştır. İlk ezanı ise Bilal-i Habeşi okumuştur. Peygamber efendimiz alihisselrahim “Dünyanın her yerinde her an Ezân okunacaktır” buyurmuşlardır.   Ezânın da bir okunuş şekli vardır. Nasıl okunacağı fıkıh kitaplarında vardır, yazılıdır. Mesela Bayram ve cenaze namazlarında Ezânın okunmayacağı bildirilmiştir. Beş vakit namaz için Ezân okunacağı kitaplarda bildirilmiştir.   En mühim bir hususta cami ve mescitlerde yüksek bir yere çıkılarak veya minareye çıkılarak okunacağı bildirilmektedir. Okunan Ezân o bölgenin Müslümanları için okunur, sünnete uygun olanda budur.  Son zamanlarda ise bilhassa 1990’dan sonra ya merkezi sistemde okunmaya başladı ya da camideki görevli imamlarımızın yüksek bir yere çıkma sünnetini terk edip hoparlör sistemi ile okumaya başladı. Bu alışkanlığın bu oyunun esas altında yatan fitnelik ise merkezi sistemde namaz kılmaktı. Yani bir ilde bir imam hoparlör sistemi ile millet camilere gidecek ve imama gerek kalmayacaktı. Hoca hoparlöre uyup namaz kılacak, hocaya gerek kalmayacaktı. Bu aziz millete bunu anlatamadılar, alıştıramadılar ancak merkezi ezan sistemini ve camilerde kilise gibi tabure ve banket koymayı işlediler, başardılar!   Diyanet İşleri Başkanlığının Ezânların minarelerden okunması – camilerimizde tabure ve banketler gibi oturacakların girmemesi hakkında genelgesi olduğu halde din görevlilerimizin ve il müftülüklerimizin bu genelgeye uymaması da ayrı bir sorun olarak gözükmekte. İl müftülükleri cami imamlarımıza minareye çıkıp ezan okumak zorunda olduğunu söyleyemediği gibi imamlarımızın da cami içerisine tabure banket gibi oturacakların konması hakkında cami cemaatine söylemeyerek il müftülerin üzerine atması da ayrı bir sorun olduğu gibi, ölen kişiler için okunan selâların bile merkezi sistemde okunması toplumun psikolojisini bozmakta (hoparlörden çıkan ses manyeto sesidir yani insan sesi değildir ilim bunu söylemekte)   Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…
Ekleme Tarihi: 08 Ekim 2018 - Pazartesi
CEMALETTİN BEKTAŞ

MERKEZİ EZÂN OKUMANIN YANLIŞLIKLARI VE DİNE ZARARLARI

Tam unutuldu bu zırvalık derken yine gün yüzüne çıktı, neymiş efendim merkezi ezân sistemi ile ezânı güzel okuyan biri tarafından okunacak, kafa karışıklıkları gidecek, birilerin rahatsız olmayacak, biri başlayıp diğeri bitirmeyecek. Rahatsız olan kesime bakarsanız ya dine nifak sokmaya çalışan FETÖ’cüler gibi bir kesimdir ya da dinle alakası olmayan kesimdir.  Bu oyunlara mülki idarecilerinde gelmesi de başka bir sorun.

 

Millet olarak bir kültürümüz var her konuda konuştuğumuz gibi din konusunda da konuşuyoruz.  Eksik veya fazla tarih, tıp, özellikte de din konusunda bilip bilmeden “Benim görüşüme göre” diyerek başlıyoruz.

 

Türkler Müslüman olduktan sonra İslamiyet’in îmân ve amel esaslarını hiç değişiklik yapmadan değişikliğe gitmeden yerine getiren bir millet olmuşlardır.  Bunu tarih boyunca Türk devletlerinde görme imkânımız var; Ehl-i Sünnet akîdesine göre inanmağı bu akîdenin ameli mezhepleri olan dört mezhepten birine göre amel etmeyi kendilerine şiar edinmişler. Devletin başından en alttaki ferdi vatandaş da aynı inanca sahip olup, anarşiden uzak durup, mutlu bir toplum olup hayatın tadını çıkarmışlardır.  Bunu başarmışlardır.

 

İslam devletlerin zayıflama dönemlerine bakıldığında kötü ruhlu kişiler yani bidat ehli ve dış güçlerin, İslam düşmanlarının sözlerinin bu temiz millete yaymaya çalıştıkları görülmekte. Orta Doğuda Vehhâbilik, Selefilik, özellikle Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilirken İngilizlerin eli ile yerleştirilmiştir. Yine Hindistan’da 1858’den sonra Kadiyânilik, Eshâb-ı Kirâm düşmânlığı mezhepsizlik de İngilizlerin eli ile yerleşmiştir.

 

Günümüz Türkiye’sinde ise her fert özgürce düşünmekte hatta emr-i mâruf yapabilmektedir. Ancak bazı ibadetler vardır ki bunlar toplu yapılmaktadır. Bayram namazı ve Cuma namazları hatta camilerimizde ise beş vakit cemaatle namaz kılınmaktadır. Yüz yıllardır minarelerden okunan ezanlar ise vaktin girdiğini bildirdiği gibi vatanımızın bağımsızlığımızın da simgesi olmuştur.

 

Ezân okumak hicretin birinci senesinde Medine’de başlamıştır. İlk ezanı ise Bilal-i Habeşi okumuştur. Peygamber efendimiz alihisselrahim “Dünyanın her yerinde her an Ezân okunacaktır” buyurmuşlardır.

 

Ezânın da bir okunuş şekli vardır. Nasıl okunacağı fıkıh kitaplarında vardır, yazılıdır. Mesela Bayram ve cenaze namazlarında Ezânın okunmayacağı bildirilmiştir. Beş vakit namaz için Ezân okunacağı kitaplarda bildirilmiştir.

 

En mühim bir hususta cami ve mescitlerde yüksek bir yere çıkılarak veya minareye çıkılarak okunacağı bildirilmektedir. Okunan Ezân o bölgenin Müslümanları için okunur, sünnete uygun olanda budur.  Son zamanlarda ise bilhassa 1990’dan sonra ya merkezi sistemde okunmaya başladı ya da camideki görevli imamlarımızın yüksek bir yere çıkma sünnetini terk edip hoparlör sistemi ile okumaya başladı. Bu alışkanlığın bu oyunun esas altında yatan fitnelik ise merkezi sistemde namaz kılmaktı. Yani bir ilde bir imam hoparlör sistemi ile millet camilere gidecek ve imama gerek kalmayacaktı. Hoca hoparlöre uyup namaz kılacak, hocaya gerek kalmayacaktı. Bu aziz millete bunu anlatamadılar, alıştıramadılar ancak merkezi ezan sistemini ve camilerde kilise gibi tabure ve banket koymayı işlediler, başardılar!

 

Diyanet İşleri Başkanlığının Ezânların minarelerden okunması – camilerimizde tabure ve banketler gibi oturacakların girmemesi hakkında genelgesi olduğu halde din görevlilerimizin ve il müftülüklerimizin bu genelgeye uymaması da ayrı bir sorun olarak gözükmekte. İl müftülükleri cami imamlarımıza minareye çıkıp ezan okumak zorunda olduğunu söyleyemediği gibi imamlarımızın da cami içerisine tabure banket gibi oturacakların konması hakkında cami cemaatine söylemeyerek il müftülerin üzerine atması da ayrı bir sorun olduğu gibi, ölen kişiler için okunan selâların bile merkezi sistemde okunması toplumun psikolojisini bozmakta (hoparlörden çıkan ses manyeto sesidir yani insan sesi değildir ilim bunu söylemekte)

 

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.