1956’da merhum Menderes’e sorarlar; “Nasıl oldu da başardınız, tek başına iktidar yolunu buldunuz?” der ki “Ben toplumun artık sivil bir hükümeti aradığının farkına vardım ve DP’yi kurdum,  iktidar oldum.”             Sayın Demirel’e sorarlar; “Sizler bir askeri darbeden sonra nasıl oldu da iktidar oldunuz,  tankların toplumun üzerinden geçtiği halde bu kısacık zamanda nasıl başardınız?” DP yerle bir olduğu halde, partinin neredeyse bütün idarecileri Yassı Ada’ya götürüldüğü halde Demirel’in her zaman olduğu gibi hazır cevabı:  “Toplumun ne düşündüğünü bilmezseniz iktidar olamazsınız” der ve bu ülkede yıllarca barajlar kıralı olarak anılır.             Merhum Özal’a iktidar olduğunda sorarlar; “O kadar 12 Eylül darbesini yapan paşalar karşınızda olduğu halde nasıl oldu da sizler teknokrat olarak iktidar oldunuz?” Rahmetli Özal’ın verdiği cevap “Aynı bende paşaların desteklediği partilere girip vekil olabilirdim ancak toplumda sivilleşmeye karşı o kadar istek vardı ki parti kurmak mecburiyetinde kaldım”  der ve bu halkın cebinde 100 dolardan fazla yabancı para bulundurmadığı,  yabancı sigaranın yasak olduğu bir düzenden serbest piyasa ekonomisine geçer.             Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a TV kanalında moderatörün  “Efendim sizler başbakan oldunuz. Nasıl oldu da bir senede hem partiyi kurdunuz ve hem de iktidar oldunuz?” Verilen cevap aynı  “Bu halk bizleri iktidarda görmek istiyor. Türkiye’nin değişmesi gerek. Kendilerine üstten bakan bir siyasetçi değil kendilerinden birini görmek istiyor, bizlerde kendileri olduğumuzu anlattık” der.             Bunları alt altta koyduğumuzda diğer siyasi partilerin neden iktidara gelemediğinin bir göstergesidir.  Sayın merhum Necmettin Erbakan’ın 28 Şubat kararlarında “Ey vatandaşlarım! Askeri yapı benden şunları istiyor. Bu halk beni bunun için seçmedi” diyememesi; 2001’de Sayın Devlet Bahçeli’nin ülkenin üzerinde  oynanan oyunları anlatamaması ve seçime gitmesi, hükümetten çekilmeyişi. Bu kadar veri varken geçmişten ders almayan bir yapı devam ediyor. Yüzde 48 civarında oy alan bir parti varken; “Bizler neden alamıyoruz” özeleştirisini yapacakları yerde aynı söylemler…               25 seneye yakın CHP uhdesinde olan Burdur Belediyesini AK Parti’ye kaptırıp,  10 sene belediyecilikten uzaklaşan CHP yönetimi geçmişten ders almış mıdır? Ülkede olduğu gibi Burdur halkında değişimin rüzgârları eserek AK Parti belediyeciliğini görmek istemiştir ve belediyeyi AK Parti’ye vermesinden sonra bu değişimin olmadığını gören halkın yeniden CHP dönmesi acaba bir tesadüf mü!             Sayın Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’e bu halkın teveccüh göstermesinin en büyük sebeplerinden birisi de toplum psikolojine açık, genç, dinamik ve Burdur’un kırılmayan yapısını kıracak gözüyle bakılması ve Sayın CHP genel başkanının söylediği gibi “CHP değişecek yeni bir CHP” sloganı yeni bir anlayış. Acaba sayın başkanda buna ayak uydurabildi mi?             6 Mart Ulu Önder Atatürk’ün Burdur’a gelişi ile gelişen olaylar… Burdur Belediyesi çöp toplama hizmetlerini kendi uhdesine alarak yeni araçlar alıyor; yüzlerce kişiye belediye uhdesinde iş imkânı sağlayacak, daha iyi hizmet verecek. Buraya kadar siyasi bir anlayış olarak doğru ancak 15’e yakın yeni gelen araçların tören alanından geçmesi! Şimdi sormak istiyorum; 1) Hangi büyük şehrimizde bunun gibi törenlerde belediye, özel idare, AFAD, karayolları vb. araçlar geçiyor; bu yapı, zamanında demir perde ülkelerinde yapılan bir gösteri değil mi? 2) Bir belediye başkanının etrafında her yapıdan danışman insan olması gerekirken bu düşünce; bir avuç eski zihniyetli CHP'linin mi? Yoksa yapılan yanlış işe bile doğru diyebilen, bir avuç egolarını tatmin etmek isteyen sözde basın mı? Hangi danışmanının zihniyeti ile karar verilip bu yola gidiliyor. 3) Bu araçlar gösteri aracı olarak değil de bir gün önce veya sonra bir törenle hizmete alınsaydı bu durum basına nasıl yansırdı?             Bunları çoğaltmak mümkündür. Sayın Başkanın nasıl ki çay boyunu değiştirmeye çalıştığında; Susamlık Tepesi, AVM konusunda doğru yaptığını yazdığımız ve desteklediğimiz gibi yanlış yaptığında da eleştireceğiz. Buna Burdur’un kabuğunu kırması için mecburuz. Sayın Başkanın 21 bin dolayında destekleyeni varsa 30 bine yakın da karşısındaki kişiler var.  Keşke basın açıklaması yayınlayacağı yerde her zaman ağızlarından düşürmediği gibi özgür basının düşüncesi deyip kendini yüceltseydi.