Kim ne derse desin adamlar işi biliyor, hem iktidar partisindeki dostlarımın hem de kendilerince hizmet hareketi, devletçe paralel yapıdaki arkadaşların “Kafana cemaat kadar, AK Parti kadar taş düşsün” diyedursunlar bu gerçeği de yazmazsam vicdanım rahat olmayacak. Bunu diyenlerin tebaadan olması ve gerçekten Allahûteâla’nın rızası için inanmalarının suçlanacak bir tarafı da yok. Orta Doğu’daki gelişmeleri ve Türkiye üzerinde oynanan oyunları tebaanın görmesini beklemek de bir hayal unsuru olur.
17 /25 Aralık’tan sonra hükümetle cemaat birbirlerini yiyedursun, cemaat işi biliyor. Neden mi?
17/25 Aralık’tan sonra hükümetin cemaate karşı aldığı bitirme mücadelesi bir dansa dönüştü. İktidar partisinde olan cemaat vekillerinin sayısı 68 olduğu söyleniyor. Üç beş Donkişot vekilden başkasının istifa etmemesi, hala partiyi ele geçirmenin bir mücadelesi olarak gözüküyor. Görevden alınan da göreve lanse edilip gelen de aynı yapının elemanlarıdır. İçişleri Bakanlığı’nın emekliye sevk etmek için çıkarmaya çalıştığı kanunla 2.000’e yakın birinci sınıf emniyet görevlileri var. Sızan listede sadece paralel yapının elamanları yok; sözde temizlik yapacaklar.
İller bazında bakıldığında ise yayın yaptığımız Afyonkarahisar, Antalya, Isparta ve Burdur vekilleri devreye girerek görevden aldırdıkları kişileri valiler daha iyi yerlere atamakta, bilinçli şekilde ismi geçenler rahat edebileceği yerlere verilmekte, vekillerin attırdıklarını seçimlerin yaklaşmasıyla valilerin göreve iade etmeye başlaması, toplumun başına bela olarak gözüken kişiler de makamlarda ağırlanmaktadır.
Seçim atmosferine girdiğimiz şu günlerde neredeyse her partide ‘gündüz partili gece cemaatçi’ vekil adayların olduğu gözükmektedir.
Cemaat yapılanmasındaki bir dostumun söylediği gibi; “Bizler her partinin içinde olmak mecburiyetindeyiz çünkü görevde olan arkadaşlarımızın rahat hareket etmeleri için buna mecburuz, şu anda kamufle olmaktayız. Gün gelir herkesten hesap sorarız” demesi düşündürücü. Hedeflerinin ise her partiden aday olup kim seçilecek ise onu desteklemeleri, mümkün mertebe iller bazında iktidar partisinin yıpranacak şekilde siyasi pozisyon almaları gerektiğini düşünmesi ülkenin ne hale geldiğinin bir göstergesi.
Partilerdeki aday tanıtım toplantılarına bakıldığında ise; başta AK Parti’de olmak üzere bir elin parmakları kadar siyaseti, devleti, bürokrasiyi bilen kurumlarında isim yapmış kişilerin olmayışı da başta AK Parti ve diğer siyasi parti teşkilatları için bir handikap olsa gerek.
Yayın yaptığımız bu dört ilde tespitlerimize göre AK Parti’de CHP ve MHP’de cemaatin gönderip aday olun dediği kişileri görmek mümkün. Her parti bizim içimizde yok dese de bu düşünce bir zırvalıktan ileriye gitmemektedir. Bekleyelim bakalım sıralamaya kaç kişi girecek ve şimdi sormak lazım bu partiler farkına vararak tedbir mi alacaklar, yoksa oy uğruna göz mü yumacaklar?