“Ülkenin bunca sorunu varken bu başkanlık sistemi de nereden çıktı?” bir tarafın söylemi yani muhalefetin söylemi bu.
“İktidar partisi ve MHP’nin de zaten fiili bir durum var, iktidar partisi ile cumhurbaşkanı uyumlu, zaten cumhurbaşkanı her şeye karar veriyor, bu fiili durumu yasalaştıralım!” söylemi.
TBMM’ye bakıldığında ise ne bu sistem değişikliğinden toplumun faydasını anlatan ne de karşı olanın neden karşı olmamız gerektiğini anlatan vekillerimiz var, konuşulan kuru kalabalıktan öteye gitmiyor!
Bir Allah’ın kulu da çıkıp “Ya bu başkanlık sistemini 15 Temmuz vatan hainlerinin geri dönmesini, devleti ele geçirmesini engellemek için,
*küresel güçlerin Türkiye üzerinde oynanan oyunları boşa çıkarmak için,
*sınırlar yeniden çizilmeye çalışılıyor bunu engellemek için,
*terörle, dövizle, darbe ile yapılmaya çalışılan ülkemiz üzerindeki oyunları bozmak için sistem değişikliği şart; buna mecburuz yoksa ilerde telafisi olmayan yollara gireriz!” diyemiyor!
Bu kadar siyasi çalkantının yaşandığı ordumuzun iki- üç cephede mücadele ettiği bu günlerde söyleyemediğimiz bu düşünceler acaba 17/25 Aralık’ta da MİT tırlarının durdurulması olayında olduğu gibi, Ankara’da kozmik odaya girildiği gibi, Ergenekon- Balyoz- casusluk davalarında olduğu gibi bir siyasi ayağı mı var yoksa kurtuluş mücadelesi verdiğimiz bu günlerde düşmanın karşısına dik durmak için mi!
Kurtuluş Savaşında verdiğimiz mücadelenin tekrarını yaşadığımız şu günlerde ülke ekonomisinin ayakta kalmasını ve mücadele etmesini tekrar tekrar söyleyen Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı devlet yatırım bankalarının esnafın ve çiftçinin üzerine bir ahtapot gibi binmesi, borcunu ödeyemeyen vatandaşların kanuni günü beklemeden emekli maaşlarına temlik konması, bir elin hala Türkiye Cumhuriyetini terörle darbe ile yapamadıklarını algı operasyonu ile dize mi getirmeye çalışıyor algısı oluşmaya başladı!
Anayasa referandumunda bu olayları halka daha iyi anlatan, toplumun kafasındaki soru işaretlerini kaldıran veya bunların doğru olmadığını halka inandıran kazanacak; bilgi çağında toplum her şeyi görmekte.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…