11 Temmuz’da Sayın Süleyman Mutlu’nun mahkemesi hakkında yazdığım yazı gündemde çok konuşulmuştu. Gündem oluşturmasının ana sebeplerinden biride Sayın Mutlu’nun siyasi linç girişimi ile belediye başkanlığından açığa alınması ve FETÖ davasından yargılanması idi. Sayın Mutlu’nun 17/25 Aralık’tan sonra emniyet birimlerine nasıl yardımcı olduğunu, Bucak FETÖ dosyasının oluşmasında nasıl katkı sağladığını, soruşturma dosya numarası nasıl alınamadığını, terörle mücadele de görevli polislerin verdiği ifadede gün yüzüne çıkmıştı. Bugüne ertelenen davanın duruşması vardı.
Savunma avukatının Sayın Mutlu’ya bulunan isnatların tümünü çürüttüklerini, sadece gizli tanığın kaldığını, ne hikmetse bu gizli tanığı devletin kaç aydır bulup ta ifadesinin alınamadığını söylemesi düşündürücü! Edindiğim bilgiye göre de gizli tanığın ifadesini Bucak Cumhuriyet Başsavcılığının “Talimatla aldık” demesi, Burdur Cumhuriyet Başsavcılığının da “Bizim böyle bir talimatımız yok” demesi de ayrı bir komedi!
Sayın Mutlu hakkında gizli tanıklık yapan şahsın hakkında bazı mahkeme tutanaklarını savunma avukatının mahkemeye ibraz etmesi, “Bu şahıs devletin bütün birimlerine iftira atan şahıs olarak mahkeme kayıtlarında mevcuttur” diyerek savunma yapması, sözde ‘gizli tanığın’ tanıklıktan çıkmış herkes tarafından biliniyor imasında bulunması da olayın başka bir yönü.
Mahkeme başkanının dosyanın tamamlanması için bu ifadenin alınması gerektiğini ve eksik bir dosyanın karara bağlanmasın sakıncalarını anlatarak geri dönebileceğini, gizli tanığın ifadesinin mutlaka alınması gerektiğini bu yüzden duruşmanın bir ay ertelemesine karar vermesi mahkeme başkanının davaya hakim olduğunun da bir göstergesi olarak bakılabilir.
Sonuç olarak yerel seçimler yaklaştıkça Sayın Mutlu’nun tekrar aday olmaması için mahkemenin uzaması, sayın mahkeme heyetinden ‘kasıt’ aranmayacağına göre gizli tanık üzerinden Sayın Mutlu’yu siyasetten uzak tutmanın bir operasyonu olsa gerek! “Gecikmiş adalet, adalet midir” yorumu okuyucularımıza bırakıyorum.