Geçen haftaki “Süleyman Mutlu saf dışı edilmek mi isteniyor?” yazımızda binlerce mail alarak yazdığım yazının eksik olduğunu, Sayın Mutlu’nun başına gelenlerin siyasette yer almak ve intikam almak isteyenlerin oyunu olduğunu anlatmak isteyenler oldu.
Yargıdaki bir davada yorum yapmak, yargıya müdahil olacağı için bu konuları pas geçerken ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bucak halkı Sayın Mutlu’ya bu kumpası kuran Antalya ve Ankara ayağının olduğuna inanmakta.
Adalete her ferdin ihtiyacı olduğu gibi hukukun üstünlüğü vazgeçilmez bir kavramdır, bunlarda ancak yargının bağımsız olması ile sağlanır.
Yargının bağımsız olması adaletin sağlanması hukukun üstünlüğünün üzerinde bir de toplum vicdanı vardır. Kanun koyucular ne kanun çıkarırsa çıkarsın toplum vicdanı kabul görmeden uygulamak zordur, uygulansa bile buna da dikta rejimi veya darbeci zihniyet algısı oluşturur.
1960 darbesinde idam kararı verenler, 1980 darbesinde 700 bin gencin geleceği ile oynayanlar, idam kararı verenler, 28 Şubat postmodern darbesini yapanlar, Balyoz-Ergenekon casusluk davalarına bakan yargıçlar da sözde yasalara uymuşlardı ancak toplum vicdanında bu olaylar kabul görmeyince gecikmeli de olsa toplum vicdanında hapsolmaktan kurtulamadılar.
Sayın Mutlu’nun neyle suçlandığının bir belgesi ve bir delili elimizde yok ancak Sayın Mutlu için Bucak halkı tarafında “Bu bir kumpastır, siyaseten önünü kesmektir” algısı olduğu müddetçe ne kadar baskı uygulanırsa uygulansın, binlerce kişiyi toplayıp boy gösterisi yapılırsa yapılsın eninde sonunda toplum vicdanında hapsolmaya ve dışlanmaya mahkûm kalmaktan kimse kendini kurtaramaz.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…