Covid-19 salgını çıktı çıkalı sağlıkçılarımız gecesini gündüzüne katmakta. Toplum olarak bu salgınla mücadele eden sağlıkçılarımızın hakkı ödenmez. Kimi zaman ne idüğü belirsiz kendinden bir haber kişilerin sağlıkçılarımıza saldırsalar da bu saldırıları derhal engelleyecek sert önlemler almalı ve şimdilik bu sorunu toplumumuzun kanayan yarası olarak kabullenmek zorundayız.
Yaşlılıktan mıdır yoksa doktorlarımızın dediği gibi yorgunluk ve hayatın verdiği strestenimdir? Bilinmez… Kalbimde çıkan sorun ile ilgili 26 Mart Cuma günü sabah rahatsızlanınca acil servise müracaat etmek zorunda kaldım. Tabi her ne kadar hareketlerim ve davranışlarım sınırlı olsa da akıl melaikelerim yerinde olunca acil serviste görev yapan doktorlardan, hemşirelerine kadar ve hatta orada görevli olan temizlikçisinin dahi benim sağlığımla ilgili koşturmalarını görünce bu ülkede sağlık sektörü nerden nereye gelmiş demekten kendimi tutamadım. Çünkü yıllar önce sigorta hastanelerin durumu gözlerimin önüne geldi.
Sonuç olarak Burdur Devlet Hastanesi Acil servisinde görev yapan doktorlarımızın sağlığımla ilgili kesin sonuç alıncaya kadar bütün tahlilleri yapması ve sağlık sorunumla ilgilenen branş doktorlarına tek tek götürerek ilgilenmeleri ve 5 saate yakın sağlığımla ilgili bütün tetkikleri yaparak sağlığıma kavuşmamı sağlaması Türk sağlık sektörünün nerelerde olduğunun da bir göstergesi olmaktadır. Buradan isimde vermek isterdim ancak acil serviste görev yapan doktorlardan, hemşirelerine kadar hiçbirinin ismini dahi bilmiyorum. O yüzden başta İl Sağlık Müdürü Sayın Op. Dr. Reha Sermed AYGÖREN Bey ve Burdur Devlet Hastanesi Başhekimi Sayın Doç. Dr. Nedim ONGUN ve acil serviste isimlerini bilmediğim diğer doktorlara ve tüm hemşirelere ve sağlık çalışanlarına teşekkürleri bir borç bilirim
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…