24 Ocakta ki köşe yazımda “Domuz derisinden post FETÖ kırıntısından dost olmaz” diye bir yazı kaleme almıştım. Yazıda da belirtiğim gibi köşe yazıları toplum nezdinde oluşan söylemlerdir. Bu söylemleri dile getirmek köşe yazarının da bir nevi görevidir.
Köşe yazımda da bu söylemleri detaylı bilgi geldikçe ele alacağımı belirtmiştim. Siyasi yelpazenin içinde bulunan, oyla seçilen, seçimle gelen, oda başkanlarını ve belediye başkanlarını ayrı tutmaya çalıştım. Seçilebilmek için sahaya indiğinde mutlaka bu yapının elamanları ile muhatap olunmak mecburiyetinde kalınacağı aşikârdır.
Sayın Petek ile ilgili toplum nezdinde oluşan algıları da çok kez yazdım. Aslında bu köşe yazılarından ders çıkartıp halka nasıl inilir halkın gönlü nasıl kazanılır diye tedbir alacağı yerde her zaman olduğu gibi yine nefsine yenik düştü. Kendi siyasi partisi içinde güç kazanma mücadelesine bizleri de alet etmeye çalıştı. Sayın Petek’in Oda TV ve yaygın basında geçen onlarca haberde ve konuşmalarında FETÖ elebaşına hoca efendi derken kendisinin fikir ve düşünceleri ayrı olduğu halde siyaseten bu konuşmaları zamanın konjonktürüne göre yapmak mecburiyetinde olduğu da bilinmekte.
Sayın Petek milletvekili seçildiği zaman kendisine bir hedef seçmiş sanırım; rakiplerini bertaraf edip AK Parti cenahında Burdur’da krallığını ilan etmek… Bunu bir ara başardı da. Daha sonra il yönetimini ve Burdur’da ki gücü kaybedince benim köşede dile getirdiğim konulara sarılmış gözükmekte.
Sayın Petek Burdur’da ilk aday olduğunda toplum nazarında “Bakan olacak şahsiyet, Burdur bir bakan kazanacak” algısı oluşmuştu ancak Sayın Petek ‘kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmaz’ hesabı o kadar hatalı davranışlarda bulundunuz ki AK Parti cenahının yüzde doksan beşi sizi istenmez vekil ilan etti.
Sayın Petek’e tavsiyemdir; hırs hem akla hem de imana zarar verir. Bu kadar hırsınıza yenik düşmeyiniz… Nasıl ki 4 Şubatta babamın vefatını öğrenip bendenizi arayıp başsağlığı dileyerek nazik davranışınızla beni onore ettiniz ise bu nazikliği de bu yazarın şu anda sıkıntısı sorunu var deyip zamana bırakmanız lazımdı. Tehdit eder gibi “yayınlayacağız deyip yayınlamadı” diyerek adalet bakanından, valisinden, cumhuriyet başsavcısına varıncaya kadar elinizde evraklarla dolaşmazdınız. Bu açıklamayı da basına servis etmezdiniz. Bu olay sağlıklı bir insanın yapacağı bir iş değil. Siz en iyisi iyi bir doktora görününüz.
Sayın Petek evde son anlarını yaşayan rahmetli babamı bırakıp seni mutlu etmek için köşe yazısı mı kaleme almam lazımdı? Biraz edep yahu!
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle…