İktidar partisi ve muhalefetin siyasi bir kutuplaşma olmasaydı ortak söylemi; “yeni bir anayasa”. Maalesef kutuplaşmanın tavan yaptığı günümüzde iktidar partisi yeni anayasa derken, muhalefetin elimizdeki anayasayı uyguluyor musun da yeni anayasadan bahsediyorsun diye siyasi çıkışı…
Şu anda yürürlükteki uymak zorunda olduğumuz anayasa 12 Eylül faşist askeri bir cuntanın yaptığı ve halka sunduğu bir anayasa. Zaman zaman yine askeri bir cuntanın yaptığı anayasası olan 1961 anayasasını arar duruma geldik. Bazı maddeleri güncellesek de delik deşik olan anayasaya bazı birimlerin uymadığı görülmekte. Bütün paydaşların katılacağı, ortak olacağı sivil iradenin yapacağı bir anayasa bu ülkeye gerekli ve ihtiyacı var. Bu bağlamda halkın ve siyasilerin ortak görüşü olan sivil anayasa neden yapılamıyor? Şu andaki konjonktürde bunun tek bir sebebi var o da; başkanlık sistemi. Muhalefet hala içi doldurulmayan, toplumun anlamadığı güçlendirilmiş bir parlamenter sistemi derken iktidar partisi de başkanlık sisteminde ısrar etmekte. Bu bağlamda da yeni anayasa çalışmaları gündemi meşgul ettiği gibi de tıkamakta.
Sonuç olarak Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya attığı ve gündeme oturan yeni anayasa için Cumhur İttifakının desteğini alsa da buna muhalefetin destek vermemesi düşündürücü. Yeni anayasa çalışmaları başta muhalefetin işine gelmesi gerek. Çünkü kırk senedir seksen anayasasını eleştiren muhalefetin şimdi zemini olgunlaşan yeni anayasa için bu fırsatı kaçırmaması gerek. Yoksa ABD eski başkanlarından Obama’nın planlarını uygulayan Joe Biden’ın Türkiye üzerinde uygulamak istediği ‘böl parçala yönet’ planlarının bir parçası mı olacak? Yoksa ülke siyasetçileri olarak dış müdahalelere kenetlenerek ‘dur’ mu diyecek!
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…