Ülke gündemini uzun süredir meşgul eden yeni parti kurulacak söylemleri netleşmeye başladı. Bu oluşuma katılmak ve siyaseten yer kapabilmek için AK Parti cenahında istifa edip yeni oluşumun içinde yer alacak siyasetçiler gün yüzüne de çıkmaya başladı.
Her ne kadar yeni oluşumun içinden iki parti doğacak söylemleri olsa da iller bazında tek oluşum olarak bu minvalde hazırlık yapıldığı gözükmekte. Kurucuların arasında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dışardan desteği, azledilen eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, ülkenin uzun süre ekonominin patronluğunu yapan Ali Babacan, Mehmet Şimşek ve İç İşleri eski bakanlarından Beşir Atalay, eski Milli Eğitim bakanlarından Hüseyin Çelik gibi AK Partinin eski ağır toplarının olduğu gözükmekte. Bu oluşumun yerelde de irtibat kurduğu şahsiyetler çalışmalarına başlamış durumda.
Yeni oluşumun sandığa yansıyacak şekilde hazırlık yapması oy deposu olarak da AK Parti ve İYİ Parti olarak bakılmakta. İYİ Partinin istenilen çıkışı yapamadığı, ilk genel seçimlerde ittifak yapmazsa oy oranının yüzde 3,4’ü geçemeyeceği oluşturulan oluşumun içinde İYİ Partiden umduğunu bulamayan kesimin katılacağı hesap edilirken AK Parti cenahından ise yıllardır dışlanan, kendine siyaseten yer verilmeyen, partiye küsmüş, ülke ekonomisinden dert yanan seçmenin toplanabileceği hesaplanmakta. CHP’den ise çok az bir seçmenin bu çatının altına gireceği düşünülmekte.
Sonuç olarak uzun süredir partileşmeye çalışan oluşumun içinde Burdur yapılanmasında yer alacak etkili bir siyasetçinin ismi gizli kalmak şartı ile bizlerle konuşmasının genel çerçevesi, toplum tarafından kimlerin bu çalışmanın içinde yer aldığı da konuşulmakta. AK Parti ve İYİ Parti cenahında şimdiden milletvekili aday adayı olmuş, il başkanlığında ve yönetimde görev almış yüze yakın kişilerin partinin teşkilatlanmasını bekledikleri bir gerçek. Seçmen bazında bakıldığında ise en büyük destekçilerinin AK Partiden canı yanan umduğu ekonomik kalkınmayı yakalamayan ve 15 Temmuz vatan hainlerinin kalkışmasından sonra devletin gösterdiği refleks ile binlerce mağduriyet oluşturulduğu, bu mağduriyetlerin kendi içlerinde toplanacağı düşünülmekte. Hedeflenen çalışma ise olağanüstü bir durum olmazsa 2023’te en az yüzde 20 ile 25 bandında bir oy alınıp 2028’de de AK Partinin yerleştiği muhafazakâr kesimin kalesi konumunu ele geçirmek. Beklentileri ise bu işin 2023 de biteceği, dünya ve ülke konjonktüründe AK Partinin albenisini kaybettiği yönünde. Partileşme tamamlandığında iller bazında iyi bir algı ile katılımları sağlayıp AK Parti kuruluşunda olduğu gibi sessiz çoğunluğun umudu olmak. Yeni oluşumun hedefleri ve beklentileri bu şekilde. Partileşme zamanı ne zaman olacak hedeflerine ulaşabilecek mi? Bunu zaman gösterecek.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile….