Hani derler ya “adam olacak çocuk kakasından belli olur”  bizim çocuğun da ‘belli olması’ biraz uzun sürdü, ne diyeyim. Basında atışmalar- tartışmalar seviyeli olduğu müddetçe topluma faydalı olduğu zaman güzel olur. Zaten basının da görevi o değil mi?   1986 yılında bir ikindi vakti rahmetli Seyyid Ahmet Arvâsî abiyi ziyarete gitmiştim.  Minderin üzerine diz çökmüş rahmetlinin sohbetlerinden faydalanalım diye düşünürken kapı zili çalınması ile şu andaki Başbakan Yardımcımız Sayın Yıldırım Tuğrul Türkeş de içeri girdi, selamlama faslı bitince oda yanı başıma diz çöküp oturdu. Merhum Seyyid Ahmet Arvâsî abi o günkü Türkiye şartlarını, insan unsurunun çok önemli olduğunu,  gençliğin toplumdaki yerini, gelecekte nasıl bir toplum beklentilerini anlatmaya o doyumsuz sohbetini yaparken Sayın Başbakan Yardımcımız o günkü şartlarda gençliğin yoldan çıktığını söylemeye çalıştı. Rahmetli “Yaa öyle mi! Sizler bu yaşa kadar hatasız mı geldiniz” Merhum Başbuğ’dan bahsederek “Sizlere çok sabretmedi mi evladım!” demesi hafızalarımda hala canlılığını koruyor.  İlk önceleri değişik bir kalem gözü ile takip ettiğim ancak sonraları saçmalaması ve toplumda tepki toplaması ile takibi bıraktığım ‘bizim çocuk’ bizlere biraz atıfta bulunmaya çalışmış. Okuyunca “Ha bakalım olacaksın” demekten kendimi alamadım;  çoğu gitmiş saçmalamalarının azı kalmış, İnşallah o da gidecek.  Ne güzel olur değil mi basında birisi bir konuyu eleştirir karşısında bir başkası da faydalarını anlatır; tiye alır veya latife yapar, bu da konu ile muhatap olan tarafların topluma daha faydalı olabilecek şekilde yanlışlıklarını düzeltir. ‘Bizim çocuk’ biraz daha çalışsa eminim okuyacak, belki de topluma faydalı olacak; ne dersiniz? Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…