Bu yazıyı ne yazmak ne de Sayın Reşat Petek’le bu kadar uzun konuşup hayal kırıklığına uğramak istemezdim. Bizler bu köşede halkın algı ve söylemlerini, idarecilerimizin ve siyasilerimizin halkın üzerindeki bıraktığı izlenimleri dile getiririz. Çünkü köşe yazıları bir haber değildir, burada yazarın bakış açısı,  konu üzerindeki ele aldığı durumun toplum üzerindeki izlenimlerini yansıtır.   “Özçelik mi? Petek mi?” başlıklı yazımdaki amacım hem Sayın Reşat Petek’in hem de Sayın Bayram Özçelik’in toplumdaki bıraktığı izlenimleri yansıtmaktı. İki vekilin çekişmesinden kaynaklanan sorunların da Burdur’a zarar verdiğini anlatmaktı. “Belki bir faydamız olur, yan yana getiririz ”den başka düşüncemiz de olamaz.   “Hayal kırıklığına uğradım” dedim çünkü Sayın Petek yıllarca savcılık yapmış, çiçeği burnunda bir siyasetçi olduğuna, siyasete ilk adımını da TV kanallarında,  tartışma programlarında attığına, her eleştirinin bir siyasetçiye güç katacağına, toplum algısını öğrenmesinin hatalarını düzeltmesine vesile olan bir araç olarak bakabileceğine inanmıştım.    Hayal kırıklığına uğradım Sayın Petek’e kibar, nazik, devlet terbiyesi almış biri olarak bakmıştım. Köşe yazısı ile haberi birbirinden ayırabilecek, yazıyı komple ele alıp “toplumun bakış açısı buymuş” diyerek özeleştiri yapacağına inanmıştım.   Sayın Petek,  yazdığım bu yazıdan doyalı beni arayarak, burada yazmaya hicap duyduğum bir sürü hakaret etme cüretini göstererek, sözde kendini savundu! Neymiş efendim ispata davet ediliyoruz, hesap soracakmış? Sayın Petek’e de tavsiyem hakarete varacak derecede konuştukları eleştiriler, söylemler kendi seçmenlerinindir, Sayın Petek’e oy veren seçmenlerindir; takdiri okuyucularımıza bırakıyorum.   Sayın Petek kanıt istemişti; sadece yaygın basından hakkında çıkan bir sürü haber ve yorumları kendi whatsapp’ımdan attım. Aynısını tekrarlamayacağım çünkü aradığı cevap orada var. Ben şahıs olarak Burdur’u tanıdığımdan beri Burdur tarihinde bu kadar güçlü ve donanımlı iki vekil yan yana seçilmedi.  O yüzdendir ki iki vekili yan yana getirip Burdur için birleştirinceye kadar yazmaya devam edeceğim. Her ne kadar Sayın Petek beni süründürmekten bahsetse de, işinin bu hainlere hesap sormaktan başka bir şey olmadığını söylese de, iktidarlarının ve sizlerin bu hainlerle kol kola gezerken, “hoca efendi” derken, “bu garip bu adam din düşmanıdır, ülkeyi ele geçirmeye çalışıyorlar” diyen ve yazan, yıllarca yargılanan biri olarak bunun gibi tehditlere pabuç bırakmayacağımı da bilmesi gerek!   Merhum Menderes, Merhum Özal ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısının altında tek bir sebep yatar, oda devleti bürokrasi zihniyetinden kurtarıp,  iktidarla halkı bütünleştirip,  devleti yönetmesinden kaynaklanmaktadır. Sayın Petek, Savcılık kültüründen kurtulup, “her şeyin belgesi var mı?” diyeceği yerde, toplum nasıl algılıyor bunun sorgulamasını yaparsa daha başarılı olur.   Sayın Özçelik te Sayın Petek te aralarındaki sorunu nasıl hallederler bilmem ancak iki vekilin arasındaki çekişme Burdur’umuza zarar veriyor. Şu anda Sayın Özçelik’e de Sayın Petek’e de Burdur’un ihtiyacı var yıllardır kurtulamadığı makûs tarihinden kurtulmak için!   Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…