MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin “Kazanma ihtimali olmayan bir ilde mücadele etmek yanlıştır” anlayışı ve İstanbul’da belediye başkanı adayı çıkarmama kararı, cumhur ittifakının daha da güçlenerek çıkması gerektiğini açıklaması seçmenin üzerindeki etkisi gün yüzüne çıkmaya başladı. Her ne kadar AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yerel seçimlerde ittifak konusunda doyurucu bir açıklama yapmasa da AK Partili yetkililer tarafından kafaları karıştıran açıklamalar gelse de tabanda seçmenin Sayın Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yan yana gelerek birliktelik oluşturulacağı, çatlak seslerin kesileceği de AK Partili seçmenler ve MHP’li seçmenlerin oluşturduğu ortak bir algı.   Burdur geneline bakıldığında ise MHP’li seçmenin kilitlendiği tek bir yer gözükmekte; Tefenni ilçesi. Bilinçaltında ise bir de Ağlasun var. Fakat Ağlasun Belediye Başkanı Sayın Aydın Kaplan’ın durumu siyasi olarak belli olmayınca seçmenin ön plana çıkardığı Tefenni Belediye Başkanı Sayın Ümit Alagöz gözükmekte.   Seçmene “Neden sadece Tefenni; neden Burdur veya başka ilçelerde başarı beklenmiyor?” sorusuna verilen cevapların ortak noktası ise nerde ise aynı:   “MHP’nin oy oranı belli, MHP’li olmak, ülkücü olmak bir sorumluluktur, aldığımız görevleri en iyi şekilde toplumun takdirini kazanacak bir çalışma yapmak mecburiyetindeyiz. Bu topluma örnek olmak zorundayız; bizler için önce vatan gelir, devletin bekası gelir ve bulunduğumuz kente ve ilçeye hizmet etmek gelir.  O yüzden Burdur il sınırları içinde bu davayı en iyi temsil eden şu anda Tefenni Belediye Başkanımız Sayın Ümit Alagöz. İlçesi ile bütünleşen, hizmet eden, yaptığı çalışmaları toplumun her kesiminin kabul gördüğü bir belediye başkanımız. O yüzden Sayın Ümit Alagöz’ün üzerinde oynanacak bir oyuna MHP’liler olarak topyekûn karşı çıkarız.” söylemleri oluşmuş durumda.   Seçmene “İster ittifak olsun isterse olmasın Burdur ve Bucak gibi oy deposu olan ilçelerde kimleri destekleyeceksiniz?” sorusuna ise verilen cevap genel merkezlerinin söyleminin aynısı. “Bizlerin Burdur ve Bucak’ta en güçlü olduğumuz dönemlerde aldığımız oy belli.  AK Parti’nin göstereceği adaya bağlı. Yıllarca ister FETÖ denilsin ister siyaset denilsin ülkücüler ezildi, bir yerlerde görev alınamadı ancak 24 Haziran’da Genel Başkanları Sayın Devlet Bahçeli’nin önderliğinde bir ittifak kuruldu ve ülkede bir sistem değişti. Bu sistemin daha rahat işleyebilmesi için AK Partililerin de artık ülkücü camiaya saygı göstermesi gerek” söylemleri oluşmuş durumda.   Seçmene “MHP’nin kazanamayacağı il ve ilçeler de AK Parti’den beklentiniz nedir?” cümlesine ise AK Parti’nin en azından ittifakı bozmayacak söylemlerde bulunması, bazı yerlerde en azından bir MHP’li üyenin bulunması, AK Parti’nin MHP’li belediye başkanlarının karşısına aday çıkarmaması gibi söylemler geliştirdiği görünmekte.   Seçmene “MHP’nin hangi politikalarından rahatsızsınız?” sorusuna ise genel başkanlarının söylemlerine katıldıklarını ancak yerelde yıllardır partiyi tıkayan sözde il başkanlarının, milletvekili adaylarının, sendika başkanlarının geriye çekilip, gençlerin önünü açması gerektiği, bu davaya hizmet etmeleri gerektiği, kendilerine yer açabilmek,  egolarını tatmin etmek için görevde olan ülkücü arkadaşlarımıza  MHP’nin en başarılı belediye başkanlarından olan Tefenni belediye başkanı gibi arkadaşlarımıza çamur atmamaları gerektiğini, böyle insanların partiye yarardan fazla zarar verdiği, bunları yapanların ülkücü değil davanın haini olduğunu, lidere bağlılıkta bunların bulunmaması gerektiği söylenmekte!   Sonuç olarak MHP’li seçmenin yerel seçimlerde AK Parti’nin toplumun kabul etmediği bir aday çıkarmadığı müddetçe AK Parti’nin kazanacağı yerlerde destekleme gibi bir fikri oluşurken kendi başkanlarına da dokunulduğu zaman iplerin kopacağı anlaşılmakta.  Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…