CEMALETTİN BEKTAŞ
Köşe Yazarı
CEMALETTİN BEKTAŞ
 

Devletin Bir Yumurtası Kırk Günde Pişerse

Türkiye ile ABD arasındaki S400 gerilimi ülke ekonomisini daraltırken akıllara gelen soru şu; seksen senedir bizler neden bu teknolojiye sahip olamadık, devamlı güdüldük!  Türkiye sözde ABD’nin stratejik ortağı. Ülke olarak kırk senedir terörle mücadele ediyoruz. SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) istenir paramızla alamayız, Patriot hava savunma sistemi isteriz vermezler. Rusya’dan S400’leri almaya kalkınca da kıyamet kopar. Şimdiye kadar alamadığımız bu hava savunma sistemleri acaba ‘ne bedel ödenecekse ödensin. Devletin beka sorunu var.’ diyerek dik duran bir iktidar mı suçlu yoksa ‘emredersiniz’ diyerek 80 senedir ABD’ye boyun büken siyasiler mi suçlu?   Türkiye kabul etsek de etmesek de 15 Temmuz vatan hainlerinin kalkışmasını yaşadı. Bu hain yapı ile mücadelede ülkeyi dizayn eden hain siyasi yapıya dokunulamadı ve bulunamadı. Sadece saf inancından dolayı bu yapının içinde bulunanların üzerine gidildi. Tedbir olarak da ülkemizin yönetim modeli değişti. Parlamenter sistemin yerine Cumhurbaşkanlığı sistemi geldi. Bu halk da bu sisteme oy verip kabul etti. Yeni sisteme geçmenin ana gayelerinden biri de devletin hantal yapısından kurtarmak, hızlı hareket etmek, ekonomiyi kur üzerinden dizayn etmek isteyenlere karşı hükümet olarak hızlı bir refleks göstermekti. Tasarruf tedbirleri alıp cari açık ve borçlanmayı minimalize etmekti. Ne oldu! Ne tasarruf tedbirleri kaldı ne de dövize karşı mücadele!  Alınan kararlardan önce hükümet vazgeçti, olan vatan millet diyen saf vatandaşa oldu. Makam araçlarımız arttı, masraflarımız arttı, harcamalarımız arttı. Oy alabilmek için binlerce kişiye şirketler üzerinden iş imkanı verilerek altı aylık da olsa olan yine bu devlete oldu. Yani tüketen ekonomiden üreten bir ekonomiye geçemedik.   Ülke genelinde tüketen değil üreten toplum olabilmemiz için hükümet olarak milyonlarca lira teşvik veriliyor. Avrupa ülkeleri bu teşvikleri iller bazında bölgeler bazında hatta bir ilin ilçeleri bazında da vererek başarılı olmuş durumda. Ülke olarak verdiğimiz teşvikler ile tüketen toplum olmakta uzmanlaşıyoruz. Sonra da dışarıdan milyon dolarlar verip ithalat ediyoruz. Devlet olarak çıkardığımız kanun yönetmenlikler günü kurtarmaktan başka bir işe yaramıyor.   Sonuç olarak kültürümüze yerleşen bir atasözümüz vardır; “Devletin bir yumurtası kırk günde pişer.” Bu atasözümüz o kadar hafızalarımıza oturmuş ki istesek de ülkenin menfaatleri için hızlı kullanma alışkanlığı elde edememişiz. 10 Eylül 2018’de İnsuyu Mağarasının sorunlarını dile getiren bir yazı kaleme almıştım. Türkiye’nin Maldivleri olarak bilinen Salda Gölü ve Türkiye’nin en gezilebilir mağarası olarak bilinen İnsuyu Mağarasının tuvalet, restoran ve çevre düzenlemesi için Sayın Burdur Valisi Hasan Şıldak Bey’in sorunların çözümü için talimat verdiği bilgisini almıştım. Bu dokuz günlük bayram tatilinde gittiğim zaman öğrendim ki eksik görülen yerlerin ihaleleri tamamlanmış, müteahhitler bitirme zamanı olarak üç ay belirlemiş ancak daha yapım aşamasına gelinememiş. Şimdi sormak istiyorum, yapılacak bu eksiklikler turizm mevsimine yetiştirilemez miydi? Neden yaz ortasında turistlerin yoğun olarak geldiği bir zaman diliminde yapımına başlanıyor? Dedik ya devletin bir yumurtası kırk günde pişiyor. Sonra da bizler neden kalkınamıyoruz diye dert yanıyoruz. Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…
Ekleme Tarihi: 12 Haziran 2019 - Çarşamba
CEMALETTİN BEKTAŞ

Devletin Bir Yumurtası Kırk Günde Pişerse

Türkiye ile ABD arasındaki S400 gerilimi ülke ekonomisini daraltırken akıllara gelen soru şu; seksen senedir bizler neden bu teknolojiye sahip olamadık, devamlı güdüldük!  Türkiye sözde ABD’nin stratejik ortağı. Ülke olarak kırk senedir terörle mücadele ediyoruz. SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) istenir paramızla alamayız, Patriot hava savunma sistemi isteriz vermezler. Rusya’dan S400’leri almaya kalkınca da kıyamet kopar. Şimdiye kadar alamadığımız bu hava savunma sistemleri acaba ‘ne bedel ödenecekse ödensin. Devletin beka sorunu var.’ diyerek dik duran bir iktidar mı suçlu yoksa ‘emredersiniz’ diyerek 80 senedir ABD’ye boyun büken siyasiler mi suçlu?

 

Türkiye kabul etsek de etmesek de 15 Temmuz vatan hainlerinin kalkışmasını yaşadı. Bu hain yapı ile mücadelede ülkeyi dizayn eden hain siyasi yapıya dokunulamadı ve bulunamadı. Sadece saf inancından dolayı bu yapının içinde bulunanların üzerine gidildi. Tedbir olarak da ülkemizin yönetim modeli değişti. Parlamenter sistemin yerine Cumhurbaşkanlığı sistemi geldi. Bu halk da bu sisteme oy verip kabul etti. Yeni sisteme geçmenin ana gayelerinden biri de devletin hantal yapısından kurtarmak, hızlı hareket etmek, ekonomiyi kur üzerinden dizayn etmek isteyenlere karşı hükümet olarak hızlı bir refleks göstermekti. Tasarruf tedbirleri alıp cari açık ve borçlanmayı minimalize etmekti. Ne oldu! Ne tasarruf tedbirleri kaldı ne de dövize karşı mücadele!  Alınan kararlardan önce hükümet vazgeçti, olan vatan millet diyen saf vatandaşa oldu. Makam araçlarımız arttı, masraflarımız arttı, harcamalarımız arttı. Oy alabilmek için binlerce kişiye şirketler üzerinden iş imkanı verilerek altı aylık da olsa olan yine bu devlete oldu. Yani tüketen ekonomiden üreten bir ekonomiye geçemedik.

 

Ülke genelinde tüketen değil üreten toplum olabilmemiz için hükümet olarak milyonlarca lira teşvik veriliyor. Avrupa ülkeleri bu teşvikleri iller bazında bölgeler bazında hatta bir ilin ilçeleri bazında da vererek başarılı olmuş durumda. Ülke olarak verdiğimiz teşvikler ile tüketen toplum olmakta uzmanlaşıyoruz. Sonra da dışarıdan milyon dolarlar verip ithalat ediyoruz. Devlet olarak çıkardığımız kanun yönetmenlikler günü kurtarmaktan başka bir işe yaramıyor.

 

Sonuç olarak kültürümüze yerleşen bir atasözümüz vardır; “Devletin bir yumurtası kırk günde pişer.” Bu atasözümüz o kadar hafızalarımıza oturmuş ki istesek de ülkenin menfaatleri için hızlı kullanma alışkanlığı elde edememişiz. 10 Eylül 2018’de İnsuyu Mağarasının sorunlarını dile getiren bir yazı kaleme almıştım. Türkiye’nin Maldivleri olarak bilinen Salda Gölü ve Türkiye’nin en gezilebilir mağarası olarak bilinen İnsuyu Mağarasının tuvalet, restoran ve çevre düzenlemesi için Sayın Burdur Valisi Hasan Şıldak Bey’in sorunların çözümü için talimat verdiği bilgisini almıştım. Bu dokuz günlük bayram tatilinde gittiğim zaman öğrendim ki eksik görülen yerlerin ihaleleri tamamlanmış, müteahhitler bitirme zamanı olarak üç ay belirlemiş ancak daha yapım aşamasına gelinememiş. Şimdi sormak istiyorum, yapılacak bu eksiklikler turizm mevsimine yetiştirilemez miydi? Neden yaz ortasında turistlerin yoğun olarak geldiği bir zaman diliminde yapımına başlanıyor? Dedik ya devletin bir yumurtası kırk günde pişiyor. Sonra da bizler neden kalkınamıyoruz diye dert yanıyoruz.

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileği ile…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bugun15.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.